Holly Mara’nın hikayesi, New York’un Chester kasabasında başladı. Burada, Hristiyan bir ailede büyüyen Holly, sanat dolu bir çocukluk geçirdi. Ailesi, her adımında ona ve ablasına destek oldu. 17 yaşında, Türk bir arkadaşının etkisiyle Türkiye ve Türk kültürüne olan bakış açısı değişti. Mevlana’nın eserleriyle tanıştırılan Holly, daha önce düşünmediği dünya görüşlerini keşfetmeye başladı.

Amerikalılar olarak dünyadan uzak kaldığımızı ve diğer kültürleri yeterince düşünmediğimizi belirten Holly, Türklerle tanıştıktan sonra daha açık fikirli olmanın önemini kavradı. Üniversite yıllarında, içinde bir boşluk hissetti ve bu boşluğu dolduracak bir yol aradı. Hristiyanlık, onun aradığı doyumu sağlamıyordu. Çin’e yaptığı bir tiyatro gezisi sırasında Budizm’i araştırdı ve farklı dinler hakkında bilgi edindi. Ancak, tüm peygamberleri kabul eden ve tek bir Tanrı’ya inanan bir dinin varlığını hayal etti.

Çin’de ziyaret ettiği eski bir camideki deneyimlerinden ve imamın sözlerinden etkilenen Holly, yolculuğu sırasında ‘huzur’ kelimesini not ettiğini hatırlıyor. Türkiye’ye yaptığı ziyaretler ve Türklerle olan sohbetleri, onun İslam’ı aradığı din olarak kabul etmesine yol açtı. Türk kültürüne ve insanlarına olan sevgisi, her yaz Türkiye’de vakit geçirmesine ve Türk yemekleri yapmasına neden oldu. Türk arkadaşlarının, onun ‘daha Türk’ olduğunu söylemesiyle şakalaştıklarını belirtiyor.

Holly, Türkiye’nin hem Avrupa tarzını hem de etnik özellikleri barındırdığını, Orta Asya’dan geleneksel motifleri görebildiğini ve bu çeşitliliğin ülkede hiç sıkılmamasını sağladığını ifade ediyor. Türk insanlarının düşünceli ve misafirperver olduğunu, ülkenin genel olarak merhametli bir yapıya sahip olduğunu düşünüyor. Holly, Türklerin bazen anlaşmazlıklar yaşasa da, beraber yaşama konusunda anlayışlı ve saygılı olduklarını belirtiyor.

'BENİ GÖREN BARBİE ZANNEDİYORDU'

Evli olduğu zamanlar kısa bir dönem Uşak'ta, sonra da Ankara'da yaşayan Holly, bir yılı aşkın süredir de İstanbul'da hayatını devam ettiriyor. En çok şaşırdığı konu ise yolda gördüğü dilenciler. "ABD'de evsiz insanlar uyuşturucu gibi sebeplerden sokakta olur. Burada anneler  kucaklarında bebekleriyle para istiyor ancak görenler pek de oralı olmuyor. İlk geldiğimde bu olaya çok şaşırmıştım. Ancak arkadaşlarım bana durumu açıkladıktan sonra anladım. Fakat kendi niyetimden dolayı yine de yardım etmeye çalışıyorum" diyen Holly'e en sık sorulan sorulardan biri ise baş örtüsüyle alakalı.

"Ben kendim türban takmak istedim. Çoğu zaman Batı kültüründe güzelliğe çok fazla bir değer biçildiği, iç güzelliğine çok önem verilmediği için 'Beni iyice tanısınlar' diye düşündüm. Ruhumun ve beynimin tanınması için başımı kapattım. İnsanlar beni ilk gördüğünde Barbie zannediyor, genel olarak içi boş gibi görüyorlardı. Ciddiye alınmadığımı hissediyordum. Başımı kapatınca kendimi çok iyi hissettim. Farklı grupların arasında vücudumu kapatıyorum ancak başımı açıyorum. Mesela ABD'de genellikle türbanlı dolanıyorum. Belki beni öyle görüp soru sorabilirler, bir şeyler öğretebilirim, anlatabilirim diye düşünüyorum. Tek nedenim bu değil ancak böyle bir nedenim de var. Ben daha rahat hissediyorum, daha güçlü hissediyorum. İnsanlar benim fikirlerimi daha ciddiye alıyor gibi hissediyorum." - Holly Mara

'ANLAŞAMADIKLARINI GÖRÜNCE ÜZÜLÜYORUM'

Çağ İplik Toptan Polyester İplik Bayilikleri Veriyor Çağ İplik Toptan Polyester İplik Bayilikleri Veriyor

Şimdi İstanbul'da kısa filmler çeken Holly, buradaki arkadaş grubuyla çok mutlu. "Açık fikirli, araştıran, sanat seven bir arkadaş grubu istiyordum ve burada buldum. Ondan kalmaya karar verdim" diyen Holly'i Türkiye'yle ilgili üzen noktalar ise zaman zaman farklı görüşlere karşı önyargının olduğunu görmesi. ABD'de de benzer bir durum yaşandığından çok rahatlıkla bunu anladığını ve kendi başörtüsü takma şekliyle ilgili de çok yorum aldığını söyleyen Holly, şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye'de insanların birbirini dinlemeye ve anlamaya çalışmadığını gördüğümde üzülüyorum. Çünkü ben dünyayı da gezdim. Pakistanlı, Amerikalı, Somalili, Hindistanlı Müslümanlarla da tanıştım. Azerbaycanlı, Afganistanlı, Endonezyalı insanlarla da konuştum. Buraya gelince her şey daha farklıydı, özellikle İslam konusunda. Çünkü her kültürün İslamı yaşama tarzı çok farklı. Ancak Türkiye'de bu sanki bir taneymiş gibi görülüyor. Bu konuda Türk Müslümanların birbirini çok yargıladığını düşünüyorum. Böyle olunca üzülüyorum. Ben de mesela bu konuda çok yorum alıyorum. Bana 'Neden başını böyle kapatıyorsun?' diye soranlar oluyor. Her kültür İslam'ın parçasına ayrı bir değer katıyor."

'NEDEN TÜRKİYE'YE GELDİN?'

'Neden Türkiye'ye geldin?' sorusunu da sıkça aldığını söyleyen Holly, Türkiye'de mutlu olduğunu söyleyerek ABD'ye gitmek isteyen ve oranın çok güzel olduğunu düşünenlere şu tavsiyeleri vererek sözlerini noktaladı:

"Türkiye'de kaldığım sürece boyunca ABD'ye de daha dengeli bakıyorum. Dünyanın neresine giderseniz gidin artıları ve eksileri olacak. ABD'ye daha iyi şartlar için gitmek isteyenleri anlıyorum. Ancak ABD'de arkadaş bulmak, birinden yardım istemek gibi şeyler çok zor, bağ kurmak pek mümkün değil. Amerikalılar çok yakın ilişkiler kuramıyor, herkes kendi hayatına odaklanıyor. Fırsatları daha iyi olabilir ancak ilk senelerde alışmak için sıkıntı yaşarsınız. Gidecekseniz bir arkadaşınızla gitmenizi tavsiye ederim. Ailenize de çok düşkünseniz Türkiye'den gitmek çok zor gelebilir. Buradayken ben de ailemi özlüyorum ancak oradayken Türkiye'yi de özlüyorum. Gelecekte ne olur bilmiyorum. Şimdilik burda yaşamaktan mutluyum. Çünkü buranın denizi çok güzel. ABD'de okyanus var ancak çok bulanık. Denizi seviyorum, Türkiye'de olmayı seviyorum. Burası benim için daha çok ev gibi oldu."

Kaynak: milliyet- Fazilet Şenol