Muharrem Kızılkaya

Muharrem Kızılkaya

Utanma kavramının toplumdaki yeri

“Allah bizi utandırmasın.”

Biz bu cümleyi annemizin duasından, mahallemizin nasihatinden öğrendik. Çünkü bu topraklarda utanmak, mahkeme kararından daha bağlayıcıydı. Ayıp, insanın alnına yazılır, yüzü kızarır, dil tutulurdu.

Bugünse utanacak kimse kalmadı. Dua kabul oldu, toplum utanmazlar çağında yaşıyor.

Bir bakıyoruz, devleti soyanlar, ekranlarda gece gündüz dürüstlük nutku atıyor. İhaleleri, rüşveti, torpili kendi cebine akıtanlar, kameraların karşısına geçip “Halk düşmanları!” diye başkalarını hedef gösteriyor.

Bir sabah manşetlerde bir bakanın, akrabalarının, yandaş şirketlerin milyonluk vurgunları çıkıyor; öğlen televizyona bağlanıyor: “Vatanı biz koruyoruz!” diyor, yüzü kıpırdamıyor.

Bürokratı, işadamı, siyasetçisi — kimse birbirinden utanmıyor. Eskiden bir devlet memurunun malı mülkü şüpheliyse mahallede selamı kesilirdi. Şimdi rezidanslarda milyonluk daireyi rüşvet diye alan, halkın vergisini zimmetine geçiren, yine aynı halkın karşısına çıkıp “Ahlâk dersi” veriyor.

Bir de üstüne halkı suçluyor: “Hain”, “terörist”, “şer odağı” diye yaftalayıp asıl suçunu perdelemek için dil cambazlığı yapıyor.

Hani derler ya; en çok hırsız, “Hırsız var!” diye bağırırmış.

Tam da öyle.

Düşün: Bir belediye başkanı görevden alınıyor, yerine kayyum atıyorlar. Yolsuzlukla suçladıkları adam, mahkemeye gidip aklanıyor. Kamu malına çökmenin yeni adresi kayyum, kayyum aracılığı ile bütün yolsuzlukların önü açılıyor ortadan halk hesap verme kalkıyor. Kimin yüzü kızarıyor? Hiç kimsenin.

Bir şirket ülkenin madenini, ormanını talan ediyor. Devletin başındakiler çıkıp “Milli servet” diyor, doğasını savunan köylüyü terörist ilan ediyor. Kim utanıyor? Kimse.

Halk ise hâlâ aynı duayı mırıldanıyor: “Allah bizi utandırmasın…”

Oysa utanması gerekenlerin yüzü çoktan taş gibi. Geriye utanacak yalnızca biz kaldık.

Ezcümle;

Belki de yeni dua şu olmalı:

“Allahım, yüzü kızarmayanlardan bizi koru. Yüzümüzü kızartacak kadar insan kalmayı nasip et.”

Çünkü bir toplum utanmazları alkışlamaya başladığında, artık ayıp yoktur; sadece çürüme vardır. Ve çürüme her zaman tepeden başlar.

Almanya - Köln

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Muharrem Kızılkaya Arşivi

Dün Firavun, bugün Başkan

22 Haziran 2025 Pazar 20:08

“Türkiye’nin Zencisi”

22 Haziran 2025 Pazar 09:36