
Muharrem Kızılkaya
Lider Seçiminde İnsan, Doğaya Yenik Düşüyor
İnsan, kendini “akıllı varlık” olarak tanımlar; düşünebilme, plan yapma, geleceği kestirebilme gibi özelliklerle hayvanlardan ayrıldığını iddia eder. Teknoloji, sanat, medeniyet gibi büyük yapılar kurmuş olsa da, bazı temel reflekslerde hayvanların gerisinde kalabilir. Bu fark, özellikle liderlik seçimlerinde kendini çarpıcı biçimde gösterir.
Hayvanlar, içgüdüsel olarak yaşamlarını sürdürmek, sürüyü korumak ve güçlü olanla ayakta kalmak için liderlerini seçerler. Zayıf olanı dışlarlar, bencil olanı takip etmezler. Oysa insan toplumu, çoğu zaman kendi çıkarını ya da duygusal yönelimlerini gerçekliğin önüne koyarak, kendisine zarar verecek liderleri başa getirir.
insan kendini doğanın efendisi sanıyor ama kendi iç dünyasını, toplumunu, hatta seçtiği yöneticileri bile sağlıklı şekilde yönetemiyor. Bu, bir tür trajik çelişki aslında: en bilinçli olduğunu iddia eden varlık, en temel kararlarında bilinçsizce davranıyor.
Tüm modernleşme çabalarına rağmen, insanın bu temel kararsızlığı, onu doğadaki hayvanlardan bile daha geride bırakabilir.
İnsanoğlu, binlerce yıldır kendini yönetmek için liderler seçiyor. Seçim sandıkları, oy pusulaları, nutuklar ve vaatler eşliğinde sürdürülen bu süreç, çoğu zaman halkı temsil etmekten çok, onu oyalamaya hizmet ediyor. Ne gariptir ki, bu seçimlerin sonunda lider koltuklarına; ya akıl ve fiziksel güçten yoksun yaşlı bireyler, ya da hırsızlık, yolsuzluk ve popülizmle öne çıkmış isimler oturuyor.
Oysa akıl sahibi olmayan, konuşamayan, sistem kuramayan hayvanlar bile kendi içlerinde liderlerini belirlerken şaşırtıcı biçimde daha rasyonel davranıyorlar.
Kurt sürüsünü yöneten alfa birey, hem fiziksel hem zihinsel olarak grubun en dirayetli üyesidir. Şempanzelerde sosyal dengeyi gözeten, empati kurabilen bireyler ön plana çıkar. Hatta bazı türlerde liderlik, doğrudan hayatta kalma başarısı ile ölçülür.
İnsan, her fırsatta doğadan üstün olduğunu iddia ederken, en temel toplumsal işlevlerden biri olan lider seçme konusunda doğanın gerisinde kalmış olabilir mi?
İnsan Toplumlarında Liderlik Sorunu
İnsanların lider seçme süreci, doğadaki “doğal seçilim”den oldukça farklı işliyor. Modern toplumlarda seçimler, çoğu zaman halkın gerçek ihtiyaçlarından çok siyasi çıkarlar ve medya manipülasyonları tarafından şekilleniyor. Karşımıza çıkan liderler çoğunlukla halkın zayıflıklarını, korkularını ve umutlarını kullanarak yükseliyor. Bu durum, liderlik kalitesinin düşmesine ve toplumsal problemlerin artmasına neden oluyor.
Çoğu zaman liderlik koltuğuna seçilen kişiler, ya ileri yaşta olup değişime kapalı, ya da geçmişte etik dışı davranışlarla anılan isimler oluyor. Eğitim, liyakat ve vizyon gibi nitelikler arka planda kalıyor. Üstelik medya ve sosyal medya platformları, popülerlik yarışını derinleştirerek liderlerin gerçek kapasitesinden çok algısına odaklanılmasına sebep oluyor.
Buna karşın, hayvanlar alemi liderlerini seçerken yalnızca fiziksel güç veya yaş değil, aynı zamanda zekâ, çeviklik ve grup dinamiklerine uyum gibi çok boyutlu kriterleri göz önünde bulunduruyor. İnsan toplumlarının bu yönüyle doğadan geride kalması, sosyal ve politik krizlerin temel sebeplerinden biri olabilir.
Hayvanlar Alemi ve Doğal Seçim
Doğadaki toplu yaşayan hayvan türleri, liderlerini seçerken hayatta kalma ve grubun refahını temel alır. Kurtlar, filller, şempanzeler ve hatta bazı kuş türlerinde liderlik, fiziksel güç kadar zekâ, çeviklik ve sosyal uyuma dayanır.
Kurt sürülerinde, alfa birey hem en güçlü hem de en zeki üyedir. Sürüyü en iyi koruyan, avlanmayı organize eden ve grup içi düzeni sağlayan alfa, lider olarak kabul edilir. Sürünün başarısı, bu bireyin dirayetli yönetimine bağlıdır.
Şempanzelerde liderlik, sosyal zekâ ve empati üzerine kuruludur. Lider olan birey, grup içindeki sosyal ilişkileri dengeler, çatışmaları çözer ve grubun genel refahını gözetir. Fiziksel güç tek başına yeterli değildir.
Fillerde, genellikle yaşlı dişi liderler grubun başındadır. Tecrübe, bilgelik ve grup içindeki sosyal bağları yönetebilme yeteneği, liderlikte fiziksel güçten daha önemlidir.
Bu hayvan topluluklarında, zayıf, hastalıklı ya da sosyal olarak uyumsuz bireyler lider seçilmez. Liderlik, grubun hayatta kalması ve başarısı için kritik bir faktördür. Bu nedenle seçimler doğal, adil ve sonuç odaklıdır.
İnsan ve Hayvan Lider Seçimlerinin Karşılaştırması
İnsanlar, siyasi liderlik seçimlerinde çoğunlukla duygusal manipülasyon, ideolojik çekişmeler ve çıkar ilişkileri ile hareket eder. Liderlerin yetenekleri, etik değerleri veya vizyonları ise seçimde ikinci planda kalır. Bu durum, toplumların ekonomik, sosyal ve politik krizlere sürüklenmesine yol açar.
Oysa hayvanlar, liderlerini seçerken sadece grubun hayatta kalmasına ve refahına katkı sağlayan bireyleri ön plana çıkarır. Bu, doğanın evrimsel aklının bir yansımasıdır. İnsan toplumu ise kendi aklını ve adaletini sıklıkla sorgulatacak lider seçimleriyle doğanın gerisinde kalmaktadır.
Sonuç olarak İnsanlık, üstünlük tasladığı doğaya lider seçme konusunda yenik düşüyor olabilir. Doğadaki hayvanların seçici, sonuç odaklı ve adil liderlik mekanizmalarına karşılık, insan toplumları çoğu zaman çıkarcı, popülist ve yozlaşmış liderlerle yönetiliyor.
Kurt Türkler için güç, kuvvet,kudret, rehberlik, bozkırda yaşam mücadelesi, bağımsızlık, özgürlük, birlik beraberlik, yol gösterici kurtarıcı olarak kabul edilir.
Belki de hayvanlar aleminden alacağımız en büyük ders, lider seçiminde aklı ve liyakati öne çıkarmaktır. İnsanlığın ilerlemesi, ancak bu farkındalıkla mümkün olabilir.
Kadim toplumlar özellikle Türk milleti niçin hayvanları kendisine sembol almalarının sebebi tamda bu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.