
Nazım Peker
Silah bırakma şovu
Öncelikle şunu belirtmek isterim: ülkemin geleceği, insanlarımızın mutluluğu ve kardeşliği için her türlü barışa, barış girişimine evet derim, yanında olurum desteklerim, samimi ve inandırıcı olursa. İç siyasete, oy ya da koltuk uğruna algı değilse.
Bilge’nin gayretiyle (Öyle diyorlar) bir terörsüz Türkiye süreci başlatıldı. Ne olduğunu, nasıl olacağını, şartı-şurtu nedir, Türk halkı bilmiyor. Şeffaf olsanız, ne görüştünüz, nasıl bir karara ne tavizler vererek ya da alarak vardınız bu asil halk bir bilse, mesele kalmayacak. Siz başka şey söylüyorsunuz, Pervin Buldan “Suriye’de haklarımızı aldık sırada Türkiye” diyor, nedir bu alacakları haklar; iki dil mi, federasyon mu?
Cumhur ittifakı, kesinlikle şart yok derken, DEM’liler ise artık gereğini hükümet yapmalı demekteler, Gereği ne ise.
Adalet Bakanı Sn. Yılmaz TUNÇ sık sık, “Türkiye Cumhuriyeti yansız, tarafsız, adil bir hukuk devletidir” vurgusu yapıyor. Eğer bu dediği doğru ise PKK’nın kuzey Irak’ta silah yakma şovuna hukuk açısından bir bakalım.
Ben hukukçu değilim. Kimi hukukçu dostlarımla görüştüm. Yaşlı ve emekli olmuş duayen bir dostumdan aldığım bilgileri ve araştırmalarımı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Şanlı ve Gazi TBMM’nin çıkardığı kimi yasalara göre silah yakma işinin hukuki boyutu:
TCK’nun 281. Maddesine göre DELİL karartmadır.
TCK’nun 282 Maddesine göre Suç malını, delilini yok etmektir.
CMK’nın 75-76 ya göre Balistik incelemeyi engellemektir.
TMK 3713’e göre Terör propagandasıdır.
Edinebildiğim kadarıyla yasalar böyle diyor. TBMM’si böyle yasalar çıkarmış ve bu yasalar halen yürürlükte.
Kimi hukukçulara göre bu bir şovdur, silah yakma değil adaleti ve delilleri yok etmedir.
Yakılan her silah, bir şehidimizin ölüm izini siliyor, yakılan her bir silah kanlı bir eylemin belgesini yok ediyor.
Aklıma deli sorular geliyor:
Bu otuz kişinin adı, sanı nedir?
Hangi eylemlere katılmışlardır, hangi vatan evladının kanını toprağa akıtmıştır tespit edilip, tutanağa geçirildi mi?
Siz gelen teröristlerin:
“Pişmanız artık, Türkiye devletine karşı terör yapmayacağız, eylemlerde bulunmayacağız ve devlete teslim oluyoruz” dediklerini duydunuz mu?
Sessizce geldiler, belli ki bir ödev verilmiş. O ödevi yerine getirip mağaraya yöneldiler.
Sonuç:
PKK’nın amacı siyasallaşmak, Türk devletine muhatap olmak, uluslararası alanda yer bulmak, zaman kazanmak. PKK’nın elindeki silahları kim verdi? ABD, kendi verdiği silahların balistik muayenelerinin yapılmasını ister de suçlu konuma düşmeyi kabullenir mi?
Dört beş ay kadar devam edecekmiş yakma işlemi. Şimdi ne denecek, PKK adımı attı şimdi hükümette, Hükümet hangi adımları nasıl atacak?
Yoksa yine, “Ne istediler de vermedik, bizi kandırdılar” mı yaşanacak?
PKK’nın da içinde olduğu KCK, İran’da Pejak, Suriye’de YPG-PYD, yurtdışında uyuşturucu trafiğini yöneten teröristler ne olacak, bilen var mı?
Keşke ülkemizin geleceği adına biz yanılalım.
Yazımı Prof. Dr. Sn. Ahmet SALTIK’ın “PKK’nın silahları yok edilemez. Tutanakla teslim alınır ve balistik muayeneleri yapılır, geçmiş kriminal olayları aydınlatmak için bu zorunlu. Aksi durumda delil karartma hatta yok etme ve dolaylı af olur. Affa ise TBMM yetkilidir (360 oyla) Bu da yasa ve hukuk dışıdır. AKP/MHP blokunun buna yetkisi yoktur. Uyarıyoruz” paylaşımı ile bitiriyorum.
Keşke başarılsa, keşke terörsüz ülke olsak. PKK’yı kuran, 900 tır silah veren güçler, Türkiye üzerindeki emel ve amaçlarından vaz geçtiler mi, BOP projesinden vaz mı geçildi?
Esen kalınız.
Eğitimci-Yazar
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.