Sevgili Zafer Partililer! Ümit Hoca’nın tahliyesine sizler kadar ben de sevindim.

İnşallah sevincimiz kursağımızda kalmaz.

Ümit Hoca’nın neden serbest bırakıldığı kadar, neden tutuklandığı da çok önemliydi.

Sahi neden tutuklanmıştı, neden günler sonra salındı?

İşte zurnanın zırt dediği yer burası.

Ümit Hoca berat etmedi.

Ceza aldı, yattığı süre cezasının bedeli kadar olduğu için salındı.

Serbest bırakılma gerekçesini iyi okur ve düşünürseniz, şöyle bir gerçeklik var.

1. Henüz siyasi yasaklı olup olmayacağı belli değildir.
2. Çarpıldığı hüküm, siyasi yasağı da kapsıyor.
3. Verilen ceza Yargıtay’da onanmaz diyemiyorum.

Şu an ülkede kimin başına neyin nasıl geleceği belli olmayan bir süreç yaşanıyor; demokrasi ve adil (!) hukuk adına.

Ümit Hoca, iki rekât şükür namazı kılacakmış, jandarma izin vermemiş. Şova gerek var mıydı? Jandarma gerekeni yapmış. Şükür namazı kılmak için cami şart mı? Temiz olan her yerde her türlü namaz kılınabilir.

Ülkede din, gereği kadar birilerince siyasete alet ediliyor, size gerek yok.

Öncelikle geçmiş olsun. Sevincimiz kursağımızda kalmasın.

Değerli hakimlerimizin arkasında; “El adlü esasül mülk- ADALET ÜLKENİN TEMELİDR.” Yazmasına karşın ne yazık ki ülkede adalete güvenin %13’ler olduğu söyleniyor; muhalefet ve kimi hukukçu ve Baro’larca.

Zafer Partili dostlara, onun için diyorum ki fazla sevinmeyin ve işi sıkı tutun. Gerekli hukuki verileri iyi toparlayın, delilleri güzel dosyalayın.

Yüce Yargı’mıza muhalefetin iddialarına göre Cumhur İttifakı hakimmiş. O nedenle ZP’li dostlar, Ümit Hoca’nın tahliyesine itinalı sevinin, göbek filan da atmayın.

Ben de istiyorum bütün siyasilerin ve siyaset yazanların, siyaset konuşanların tutuksuz yargılanmasını tıpkı B. Arınç gibi, Ş. Tayyar gibi.

Sayın Özdağ teşekkür edecekse, 5 aydır kar-kış demeden Silivri’de çadır kurup nöbet tutan Zafer Partili yiğitlerine, sonra da bu tutuklamaya karşı çıkıp yazan, beyanat veren diğer siyasi partililere, bizim gibi yazılarıyla kamuoyu oluşturulmasında etkili olan aydın demokratlara, her yerde suçsuzluğunu dile getiren diğer siyasi parti liderlerine, büyük bir kamuoyu oluşturan değerli Türk halkına teşekkür etsin.

Biraz daha açalım: Hoca’yı neden tutuklamışlardı? Antalya konuşmasında Sn. Cumhurbaşkanına hakaretten. Ceza neden verildi; Kayseri’deki olaylardan ötürü halkı kin ve nefrete teşvik suçundan.

2 yıl 4 ay hapis cezası. Almış. Yani suçlu bulunmuş. Ne yazık ki bu suç, siyaset yasağını da içermekte.

Denilebilir ki İstinaf ve Yargıtay aşaması var. Çok doğru.

İstinaf ve Yargıtay sizin üyelerinizden mi oluşmakta, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun başkanı kim, hatırladınız mı?
Elbette bir Türk yurttaşı olarak, Türk milleti adına karar veren yargıya güvenmek hepimizi bağlar.

Soru şu, işi çok yoğun olan İstinaf ve Yargıtay süreçleri ne zaman tamamlanır, önce Tanrı bilir sonra bilen bilir.

Siyasi yasak nedir bilir misiniz?

Siyasi yasaklı olan bir birey: seçimlerde oy kullanamaz, aday olamaz, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışamaz, bırakın genel başkanlığı, siyasi partilere üye olamaz, görev alamaz, uluslararası toplantılarda ve örgütlerde ülkesini temsil edemez.

Söylemesi çok kolay ama yaptırımı çok ağır bir CEZA.

Ümitsizlik olur mu, elbette olamaz. Bakarsınız bir D. Baykal çıkar, Sn. Erdoğan’a geçtiği bir kıyak gibi, Ümit Hoca’ya da kıyak çıkılır ve aktif siyasete dönmesinin önü ardına kadar tekrar açılır.

Hiç belli olmaz, bakarsın bilge lider, Apo’ya çıktığı kıyağı neden Sn. Özdağ Hoca’ya da çıkmasın.

Sn. Ümit Özdağ’ı netice; sonuca ulaştığı için tahliye ettiler, unutulmaya, gözden kaçırılmaya.

Ben yanılmamı çok isterim. Ülkem söz konusu olunca her şey teferruattır. Salımdan tutmayacak hiçbir siyasi lider içinde ne asil kurum ve kuruluşlarımı eleştirir, ne de dostlarımı kırarım.

Bir emekli eğitimci tavsiyesi: Sizin gibi düşünen, sizin gibi siyaset yapan siyasi partilerle hemen birleşin. Ayrılıkta azap, birlikte güç ve huzur vardır.

Görelim bakalım. Bu kalbur, nasıl ve ne kadar su kaldıracak? 17.06.2025

Esen kalınız.

Eğitimci-Yazar