Tarihin İftirası: Talat Paşa Soykırımcı Değildir, Türk Milleti Soykırımcı Değildir

Tarihin İftirası: Talat Paşa Soykırımcı Değildir, Türk Milleti Soykırımcı Değildir

Bugün dünyada bazı çevrelerin ısrarla sürdürdüğü bir anlatı var: Osmanlı Devleti’nin 1915’teki tehcir kararı bir “soykırım”dır ve bu kararın mimarı olarak da Talat Paşa hedefe konur. Bu iddia yalnızca tarihi çarpıtmakla kalmıyor, aynı zamanda Türk milletini topyekûn suçlu ilan etme arzusunun siyasal bir ifadesi olarak kullanılıyor. Bu söylem, bir milletin onuruna yönelmiş sistematik bir saldırıdır.

Evet, 1915’te acılar yaşandı. Evet, insanlar yerlerinden edildi, hayatlar altüst oldu. Ama bu yaşananları anlamak için 2025’in gözlüğüyle değil, 1915’in koşullarıyla bakmak gerekir. Osmanlı Devleti, dört bir yandan işgal altındaydı. Cephe gerisinde Ermeni çeteleri Ruslarla iş birliği yapıyor, doğudaki cephelerde Osmanlı askerine saldırılar düzenleniyordu. Zorunlu göç kararı bu kaotik ortamda, devletin bekasını sağlamak için alınmış bir güvenlik önlemiydi.

Talat Paşa, bu kararı uygulayan dönemin İçişleri Bakanı olarak devletin sorumluluğunu omuzlarında taşıyan biriydi. Elindeki devlet belgeleriyle, tehcirin mümkün olduğunca insani koşullarda gerçekleşmesi için yönerge yayımlayan, yerel yöneticilere bu konuda net talimatlar gönderen bir devlet adamıdır. Bugün bazı tarihçilerin ısrarla görmezden geldiği bu belgeler, Talat Paşa’nın bir “soykırım mimarı” değil, zor bir dönemde sorumluluk alan bir devlet adamı olduğunu göstermektedir.

Fakat ne yazık ki Batı’da ve diaspora çevrelerinde oluşturulan tek taraflı tarih anlayışı, hem Talat Paşa’yı hem de Türk milletini mahkûm etmeye çalışıyor. “Talat Paşa gibi” ifadesi bugün birçok kişi için hakaret anlamına geliyorsa, bunun sebebi tarihi anlamamış olmak değil, onu kasıtlı olarak çarpıtmaktır. Bir kişiyi karalamak için, Talat Paşa gibi diyerek onu insanlık suçlusu ilan edenler, sadece bir şahsa değil, bu milletin tarihine saldırmaktadır.

Bunu yaparken, ne Türk milletinin bin yıllık hoşgörü geleneğinden bahsederler, ne de Osmanlı’nın yüzyıllarca farklı etnik gruplarla bir arada yaşama kültüründen. Bu ülkenin tarihinde ırk temelli bir düşmanlık arayanlar, yanlış adrestedir. Bu millet; Sefarad Yahudilerine kucak açmış, Balkanlardan gelen göçmenleri kardeşi bellemiş, Kürt’üyle, Ermenisiyle, Arap’ıyla bir imparatorluğu birlikte kurmuş bir millettir. Soykırım iddiası, işte bu tarihsel ve kültürel zemine de ihanet etmektedir.

Talat Paşa 1921 yılında Berlin’de, Ermeni bir suikastçı tarafından öldürüldü. O dönem ne uluslararası bir mahkeme vardı, ne de bu olayın gerçeklerini soruşturacak adil bir zemin. Bugün ise mahkeme kurulmuyor ama hüküm veriliyor. Ne yazık ki bu da çağdaş dünyanın çifte standardıdır. Avrupa, kendi suçlarıyla yüzleşmekten kaçarken, tarihi Türk milletinin sırtına yüklemeye çalışmaktadır. Bu bir adalet arayışı değil, bir ideolojik operasyondur.

Biz bu ülkenin çocuklarıyız. Biz geçmişimizi sevmek zorunda değiliz, ama anlamak zorundayız. O geçmişte eksikler, hatalar, hatta trajediler olabilir. Ancak bu geçmişi “soykırım” gibi en ağır suçlarla damgalamak, yalnızca tarih bilincini değil, millet onurunu da hedef almak demektir. Talat Paşa’nın ismini bir suçlama nesnesine dönüştürmek, Türkiye karşıtı lobilerin kullandığı zehirli bir dile teslim olmaktır.

Bir milleti töhmet altında bırakmak kolaydır. İftirayı atmak kolaydır. Zor olan, belgeyle, insafla, sağduyuyla gerçeğin peşinden gitmektir. Bugün Türkiye Cumhuriyeti devleti de, halkı da, geçmişini inkâr etmeden, ama iftiraya da boyun eğmeden kendi tarihini sahiplenmektedir. Çünkü Talat Paşa soykırımcı değildir. Türk milleti soykırımcı değildir.

Bu iddianın karşısında susmak, kabul etmek demektir. Bu milletin vakarını, tarihini, haysiyetini korumak için sesimizi yükseltmek bir zorunluluk değil, bir onur meselesidir. Çünkü biz biliriz ki, bir milleti yalanla yenemezsin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsmail Türk Arşivi

Hukuk Herkese Lazım

20 Haziran 2025 Cuma 09:50

İran’a değil bize yapılıyormuş gibi

19 Haziran 2025 Perşembe 12:07

Hainler ve Satılık Yerli işbirlikçiler

14 Haziran 2025 Cumartesi 10:45

Ölü sevicilik

11 Haziran 2025 Çarşamba 12:01