
Nazım Peker
Sırat köprüsü nedir, var mıdır?
İslam’ın şehir efsanesine göre hem de ne tehlikeli ve korkunç.
Bu söylem, Kuran’ın ayetlerine göre yoktur ya da birilerince yanlış anlaşılmış veya bilerek yanlış anlatılmaktadır.
Yıllar önce idi, bir Cuma vaazında vaiz efendi, öyle bir sırat köprüsü anlattı ki, kimse o köprüden karşıya geçip cennete ulaşamaz. Barış ve hoşgörü dini bu kadar mı acımasız olur kardeşim?
Tanrı yenilerine eriştirsin.
Kurban Bayramı geliyor. Dinsel sömürücüler yine iş başında. Kurban bağışı toplama yarışındalar.
Kurbanlarınızı bize verin diye reklamlardalar.
Verin ki pastırma sucuk yapıp ticaret çarklarını döndürsünler. Bana göre en güzel bağış yeri Mehmetçik Vakfı, Kent Lokantaları, Darüşşafaka ve Türk Ocakları olmalı. Hiç değilse paranızın nereye gittiğini bilirsiniz.
Yobaz ve şarlatanlar diyor ki; “Kurbanlıklarınızı öyle arık, zayıflardan seçmeyiniz. En değerli, en etli ve semiz hayvanlardan seçin ki; Sırat Köprüsü’nden sizi yel gibi geçirsin. Cılız ve zayıf hayvanlardan seçerseniz; Tanrı korusun sendeleyip sizi köprüden düşürür. Aşağısı da zaten katranların kaynadığı, ateşlerin göğe sündüğü bir ortam.”
Bu ne kadar doğru ve Kuran’a uygun bir gerçek?
Yüce ve görklü Tanrı diyor ki; “Sizin kurbanlarınızın ne etleri ne kanları bana ulaşmaz. Bana ulaşacak olan sizin benden çekinmenizdir, iyi insan olmanızdır”
Bu Tanrı sözünden ne anlıyorsunuz?
Özetle Tanrı diyor ki; Mahşerde anlattıkları gibi ne Sırat Köprüsü vardır ne de üzerlerine binip o köprüden geçilecek hayvanlar.
Benim bahsettiğim Sırat Köprüsü, “Sıratı Müstakim”dir.
Bundan kastım, Irmakların üzerindeki, boğazların üzerindeki Yavuz Sultan Selim, Osmangazi, Marmaray gibi bir köprü ve viyadükler değildir.
Altında ne deniz vardır ne de o anlattıkları korkunç GAYYA KUYUSU.
Sıratı Müstakim nedir bilir misin?
Sıratı Müstakim, dosdoğru, apaçık yol demektir.
Eğer benim emir ve yasaklarıma, benim için uyuyorsanız zaten; Sıratı Müstakim üzeresiniz demektir.
Ben cenneti sizin semiz, besili kurbanlık hayvanlarınız için değil, bizzat Sıratı Müstakim olan kullarım için yarattım ve hazırladım.
Var mı bunun ötesi?
Tanrı’nın yasakladığı her şeyi yap, haram helam seçme ye, yetimi gözetme, kulla hakkını ye, emrindeki insan ve hayvanlara, doğaya acıma, merhametsiz ol, kin besle, emanete ihanet et, ana-baba tanıma, zulmden geri kalma, iftirada sınır tanıma, işçinin alınterine saygı duyma, çal-çırp,
Eeeee sonra?
Semiz, besili bir kurban kes seni, Sırat Köprüsü’nden sorunsuz geçirip cennete ulaştırsın, nerde bu kolaylık? Tanrı’nın adaletine yakışır mı?
Ya Hac’ca git anandan doğmuş gibi ol, ya da (Kadir Gecesinden başka olmayan) mübarek kandillerde sabahlara kadar yalvar, ağla, göz yaşı dök, besili bir kurban kes hop cennet.
Olmaz hacım olmaz!
Onun için de diyorum ki Dini, yobazlarla-şarlatanlardan kurtarın. Kurtaramıyorsanız kendinizi onların dininden kurtarın.
Dini kullanmaktan vaz geçin ve o yüce İslam’ı rahat bırakın. Yatacak yeriniz yok.
Bayramınız kutlu olsun. Neşeli, kazasız bayramlarınız olsun. Her gününüz bayram sevincinde olsun, küsler barışsın.
Esen kalınız.
Eğitimci-Yazar
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.