
Nazım Peker
Terörsüz Türkiye söylemi
Kulağa ve ruha ne kadar da güzel geliyor.
Terör isteyen ya haindir ya da emperyalist güçlerin taşeronudur.
Milyarlarca Dolar’a, 40 binden fazla cana ve ekonomiye zararı olan bir terör belasının son bulmasını istemeyenler, hemen bir akıl doktoruna gitsinler.
Yürütmenin başındakiler de “Bu nasıl olacak, şartları nedir, neyin karşılığı PKK silah bırakacak?” diye soranlara, “Hain misiniz, terörsüz Türkiye istemiyor musunuz” suçlamasını yöneltiyorlar.
Kendilerince haklı olabilirler. Ama endişesi olanlar da soru ve kaygılarında haklılar. Hele hele de DEM’lilerin beyanlarına bakılırsa hiç de haksız sayılmazlar.
Terörsüz Türkiye çıkışının ilk kaynağı, şartsız şurtsuz PKK’nın silah bırakması idi. Zaman geçtikçe kazın ayağının hiçte öyle olmadığı gün yüzüne çıkmaya başladı.
Bu konuda endişe duyanlardan birisi de: 21.Dönem MHP Ağrı Mv’li Sn. Nidai Seven.
Nidai Bey, “Terörsüz Türkiye” konusuyla ilgili sosyal medya hesabından bir paylaşım yapmış. Bu anlamlı paylaşım: “Öyle mi olsun-böyle mi olsun” ikilemi yaşayan vatandaşlarımızın aydınlanması yönünden önemlidir.
Bu öneminden dolayı sayfama alıp, sizlerle paylaşmayı uygun gördüm değerli okurlarım.
Saygımdan ötürü, aslına sadık kalarak yayımlıyorum.
İşte Nidai Seven'in "Terörsüz Türkiye" konusundaki paylaşımı:
“Terörsüz Türkiye" istemeyen ya gafil, ya da haindir.
Ancak, şu hikayeyi bir gözden geçirelim...
Hz. Süleyman’ın huzuruna, kucağında bir bebekle iki kadın gelir. Her ikisi de bebeğin kendisine ait olduğunu iddia eder. Ne bir şahit vardır, ne de bir delil. Hz. Süleyman, kılıcını çekip şöyle der: “Bu bebeği ikiye böleceğim, her birinize yarısı düşecek.” Kadınlardan biri hemen itiraz eder: “Hayır, ona verin. O onun olsun. Yeter ki bebek yaşasın.”
Bu kıssa, bugün birliğimizi ve kardeşliğimizi tehdit eden fitne odaklarına karşı ibretliktir. Yüzyıldır birlikte büyüttüğümüz bu bebek—vatanımız, ortak tarihimiz, kültürümüz ve geleceğimiz—Türk-Kürt demeden hepimizin ortak mirasıdır.
Ancak bu bebeği yaşatmak yerine parçalamak isteyenler var. PKK ve onun arkasındaki emperyalist akıl, bu topraklarda ayrılık tohumları ekerek, kardeşi kardeşe düşman etmeye çalışıyor. Onların amacı ne Kürt halkının haklarıdır, ne özgürlüktür; amaçları, bu coğrafyayı küçültmek, zayıflatmak ve sömürmeye açık hale getirmektir.
Ama biz, bu oyunu görüyoruz. Çünkü gerçek sahipleri, bebeğin yaşamasını isteyenlerdir:
Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle bu topraklarda bin yıllık kardeşliği büyütmek isteyenler...
Bizler, Hz. Süleyman’ın huzurundaki o gerçek anne gibi davranmalıyız. Bebeğimizi, yani vatanımızı, birliğimizi, barış ve kardeşliğimizi yaşatmak için her türlü provokasyona karşı tek yürek olmalıyız. Çünkü bu ülkenin geleceği, ancak birlikte yaşarsa büyür. Parçalanırsa hepimiz kaybederiz..
Herkes haddini bilmeli, bu oynanan tiyatroya son vermeli..
Kimse, Türk Milletinin kimyasını bozmak için yola çıkmasın. Terör örgütünü, Kürtlerin temsilcisi olarak görenler ihanet beşiğini sallayanlardır.
Hep birlikte Türk Milletiyiz, Hep birlikte Türkiye'yiz... Ne Mutlu Türküm diyene ve diyebilene.
Saygılarımla,
Nidai SEVEN
21. Dönem Ağrı Milletvekili
Benim diyecek bir sözüm yok artık. Nidai Bey’e saygılar, duyarlılığı için teşekkürler.
Esen kalınız.
Eğitimci-Yazar
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.