
Nazım Peker
Orman yangınları üzerine
Ormanlar, bir ülkenin akciğerleridir.
Ormanlar, ülkenin iklim düzenleyicisi, yağmur nedeni, bereketi ve kuraklık önleyicisidir.
Yağmur neden yağmıyor, neden kar yağmıyor düşünün?
Son yıllarda ormanlar, ilginç bir şekilde aynı anda yanmaya başladı, Bunun mutlaka araştırılması gerek ama AKP+MHP ikilisi bu araştırmaya baştan ret der.
Bunun nedenini de bilmekte zorlanmamak gerek. Çünkü ülkeyi şirket anlayışı ile yönettiklerini söylüyorlar.
Ülke şirket anlayışıyla değil, devlet anlayışı ile yönetilir.
Orman yangınlarında asker devreye alınır, THK’nun uçakları görevde olurdu.
Nedeni nedir bilinmiyor; TSK bu görevden uzaklaştırıldı. THK’nun uçakları devre dışı bırakıldı, bırakılmakla da kalınmadı bir alay ipe sap gelmez söylentilerle Atatürk’ün emaneti bu kurum, itibarsızlaştırılmaya çalışıldı ve çalışılıyor.
Türkiye gibi sıcak yaz aylarının olduğu ülkeler, “Orman Yangınlarına” karşı olağanüstü önlemler almak zorunda.
İtibar, makam uçaklarıyla değil yangını, anında söndüren yangın filosuyladır.
Nedenini bilmiyorum ama bu yangınlar hakkında olumlu olmayan pek çok söylenti var: “ Otel olmayacak yerden duman çıkmaz”, “Alo konum at neresi yanacak” gibi. Elbette bunlar söylentiden ibarettir. İşin mizahı yönüdür.
Ciğerlerimiz neden yanıyor?
Yangınlar için kaç söndürme uçağı, kaç söndürme helikopterimiz var envanterimizde? Bu soru çok önemli.
Bildiğim kadarıyla, son yıllarda THK’nu devreden çıkarınca söndürme işini, özel yabancı şirketlere verildi biliyoruz. (Şeffaflık olmadığı için tahminler yapıyoruz.)
Eskiden THK’nun yerli ve milli pilotları, yangınlara hemen müdahale eder ve büyümeden de yangını ya söndürürler ya da kontrol altına alırlardı.
Efendim rüzgâr denilebilir. Rüzgâr eskiden de esiyordu. Ama bir eksiklik bir sıkıntı var, neden yangınlar hemen söndürülemiyor?
21 Temmuz günü Taşucu Kum mahallesi sahilinde idim.
Denizden çıktım dinleniyordum. Yan tarafta iki bey sohbet ediyorlardı. Konu orman yangınları üzerineydi. İzinle yanlarına vardım.
Bir tanesi bu alandan emekli olmuş, işin iç yüzünü bilen birisi.
Çok şey anlattı da bana göre can alıcı kısım şurasıydı:
Beyefendi diyor ki:
“THK’nun yerli ve milli pilotları, yangına çok aşağıdan müdahale ediyorlardı ve yangınların tabiri caiz ise gözüne/göbeğine suyu boşaltıyorlardı.
Şimdi ise ihale edilen şirketlerin pilotları, uçak/ helikopter düşmesin diye çok yukarıdan su boşaltıyorlar. Bu da pek etkili olmuyor.”
Bu, ilginç bir tespit. Şu soruları sormamız gerekmiyor mu?
Neden THK’nu devreden çıkardınız?
Neden bu yangınlar için söndürme uçakları, helikopterleri almadınız da ihale yoluyla işin kolayına kaçtınız?
Orman İşletmelerinin envanterinde bize ait kaç yangın söndürme uçağımız ve helikopterimiz var?
Kaç yabancı firmaya, kaç tl’ye söndürme işini verdiniz?
Ülkem ve ülkemin geleceği adına, bu yangınlardan çok endişeliyim. Eskişehir’de 11 vatandaşımız öldü, neden? Onlarca ev, hayvan telef oldu, bunlar milli gelir değil mi?
Eğer insan ölmüyorsa “Can kaybımız yok” deniyor. Ormanda yanan geyikler, kurtlar, tilkiler, yılanlar, kaplumbağalar candan sayılmıyor mu?
Bu sene yananlar yandı. Ne olur lütfen seneye bu işi kökten çözünüz. Kıbrıs’a külliye, Suriye’ye okul, hastane, konut yapmakla , 40 ayrı ülkeye yardım yapmakla itibar olmuyor. (Kendi ifadeleri)
İnternette dolaştım bazı sayılara ulaştım. Küçük bir karşılaştırma: Yunanistan’ın yangın söndürme uçak sayısı: 40, bizim 10. Cumhurbaşkanı uçak sayısı Yunanistan’ın: 1, bizim 13 itibar sizce bu mudur?
Ey asil halkım siz ne dersiniz?
Esen kalınız.
Eğitimci-Yazar
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.