
Okan Bent Önok
Serdar Denktaş: “Kıbrıs Türkü Kendi Kaderini Kıbrıslı Türk Belirleyecek”
Son yüzyılda Türk milletinin kaderini şekillendiren iki önemli devlet kuruldu. Birincisi, Anadolu’nun küllerinden doğan Türkiye Cumhuriyeti; ikincisi ise Akdeniz’in kalbinde, uzun ve çetin mücadelelerle varlığını sürdüren Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti. Türkiye Cumhuriyeti, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün eseri olarak Türk milletinin bağımsızlık ve çağdaşlaşma yürüyüşünün simgesi oldu. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ise, bağımsızlık ve varoluş mücadelesiyle Rauf Raif Denktaş’ın liderliğinde kurulan, Atatürk’ten sonra devlet kuran son Türk büyüğünün mirasıdır.
Bugün, bu büyük liderin oğlu ve Kıbrıs Türk halkının öz evladı Serdar Denktaş ile bir araya gelerek Kıbrıs’ın bugünü ve yarını üzerine konuştuk. Görüşmemizin özünde, Kıbrıs Türklerinin kadim topraklarda kendi kaderlerini tayin etme hakkının asla tartışılamayacağı gerçeği vardı. Çünkü Kıbrıs Türkü, ne bir göçmen ne de geçici bir halktır; bu toprakların asli, öz sahibi, kadim halkıdır.
Kıbrıs Türkleri: Kadim Bir Halk ve Vatan Sahibi
Serdar Denktaş’ın da sık sık vurguladığı gibi, Kıbrıs Türkleri bu adanın asli unsurlarıdır. 1571 Osmanlı fethiyle başlayan süreç, sadece bir askeri zafer değil; aynı zamanda Kıbrıs’ın Türk kimliğiyle taçlanmasının başlangıcıdır. Osmanlı’dan bu yana Kıbrıs, camileriyle, hanlarıyla, köyleriyle, kültürüyle bir Türk yurdu olmuştur. Kıbrıs Türkü, tarih boyunca hem barış hem mücadele içinde bu topraklarda varlığını sürdürmüştür.
Bu gerçek, Kıbrıs sorununun temel taşlarından biridir. Kıbrıs Türklerinin varlığı ve hakları, hiçbir şekilde tartışılamaz. Ne yabancı müdahaleler, ne de siyasi oyunlar bu kadim halkın tarihsel varlığını silemez. Serdar Denktaş, “Kıbrıs Türkü, bu adanın öznesidir, kendi geleceğini tayin etme hakkına sahiptir” diyerek bu gerçeği savunmaktadır.
Garantörlük: Destek mi, Tahakküm mü?
Kıbrıs Türklerinin en büyük destekçisi Türkiye’dir. Ancak Türkiye ile Kıbrıslı Türkler arasındaki ilişki, kimi zaman “garantörlük” adı altında Kıbrıslı Türklerin kendi iradelerinin zayıflatıldığı bir vesayete dönüşme riski taşımaktadır. Serdar Denktaş, bu konuda net ve sert bir tutum sergilemektedir.
Türkiye’nin Kıbrıslı Türkler üzerindeki garantörlük hakkı, bir güvence olmalıdır; bir tahakküm aracı değil. Kıbrıslı Türkler, Ankara’dan talimat bekleyen bir halk değil; Türkiye ile eşit, saygı temelinde bir ilişki içinde olmalıdır. Denktaş, “Kıbrıslı Türkler kendi iradeleriyle hareket etmeli, kararlarını kendileri vermelidir” diyerek bu eşitlikçi anlayışın altını çizer.
Demografik Değişim ve Kimlik Tehlikesi
Son yıllarda Kıbrıs’ın demografik yapısı, dışarıdan gelen kontrolsüz göçler ve vatandaşlık politikalarıyla büyük değişimlere uğramaktadır. Bu durum, Kıbrıslı Türklerin kendi topraklarındaki çoğunluğunu kaybetme riskiyle karşı karşıya kalmasına neden olmaktadır. Serdar Denktaş, “Bu sadece nüfus sayısı meselesi değil; bir kimlik, kültür ve tarih mücadelesidir” diyerek tehlikenin boyutlarını ortaya koymaktadır.
Kıbrıslı Türklerin sistematik olarak azınlık konumuna itilmesi, kültürel erozyon ve ulusal bilincin zayıflatılması anlamına gelir. Bu yüzden, yerli halkın kendi kaderini belirlemesi ve demografik yapının korunması acil bir meseledir. Serdar Denktaş’ın vurgusu, “Kıbrıs Türkü kendi vatanında marjinalleşmemeli, kendi tarihine sahip çıkmalıdır” şeklindedir.
Kıbrıslı Türklerin Onurlu Direnişi ve Devlet Kurma Mücadelesi
Kıbrıs Türk halkı, 1960’lardan itibaren Rum-Yunan ikilisinin saldırılarına, siyasi dışlanmaya ve ekonomik ambargolara rağmen yılmadan direndi. 1974 Barış Harekâtı ile birlikte kendi kaderini tayin eden bu halk, 1983’te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kurarak tarih sahnesinde varlığını tescilledi.
Serdar Denktaş, “Devletin uluslararası tanınırlığı önemli ama esas olan halkın iradesidir” diyerek bu gerçeğe dikkat çeker. Kıbrıslı Türklerin kendi devletlerine sahip çıkması, bu halkın varoluş mücadelesinin olmazsa olmazıdır.
Kıbrıs Siyasetinde Kıbrıslıların Rolü ve Gelecek
Ne yazık ki, son dönemde Kıbrıs Türk siyasetinde yerli ve özgür sesler zayıflamış, dış müdahalelere açık bir siyasi atmosfer oluşmuştur. Kıbrıslı Türklerin kendi hak ve çıkarlarını savunma çabaları gölgelenmekte, ekonomik ve siyasi bağımlılıklar artmaktadır.
Serdar Denktaş, bu tabloya karşı duruşunu koruyan nadir isimlerden biridir. O, sadece babasının mirasını taşımakla kalmaz, aynı zamanda Kıbrıslı Türk halkının özgürlük ve onur mücadelesinin günümüzdeki temsilcisidir. “Bizim kaderimizi başkaları değil, biz tayin edeceğiz” diyerek halkına güven aşılar.
Kıbrıslı Türklerin Geleceği Kendi Ellerindedir
Kıbrıs Türklerinin mücadelesi sadece bir toprak meselesi değil, aynı zamanda bir kimlik, tarih ve onur meselesidir. Bu mücadelede Serdar Denktaş gibi liderlerin rolü büyüktür. Kıbrıs Türkü, kendi vatanında özgür, onurlu ve bağımsız yaşama hakkına sahiptir. Bu hakkın korunması, gelecek nesillere aktarılması hepimizin ortak sorumluluğudur.
Serdar Denktaş’ın sesinde yankılanan bu direniş ruhu, Kıbrıs Türklerinin tarih boyunca gösterdiği azim ve kararlılığın devamıdır. Kıbrıs Türkü kendi kaderini yine kendisi belirleyecek; bu topraklar, ebediyen Kıbrıslı Türklerin olacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.