Milli Yol Partisi Genel Başkanı Çayır'dan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "güvensiz" açıklaması

Milli Yol Partisi Genel Başkanı Çayır'dan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "güvensiz" açıklaması
Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, “Kimse Tayyip Bey'e de güvenmiyor. Tayyip Bey 6 ay önce başka 6 ay sonra başka. Türkiye tek kişinin aklıyla yönetilecek bir ülke değil, ortak akılla yönetilecek bir ülke” dedi.

Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, İstanbul Çağlayan Adliyesi önünde yaptığı açıklamada, hükümetin siyaset anlayışını eleştirerek “Kimse Tayyip Bey'e de güvenmiyor. Tayyip Bey 6 ay önce başka 6 ay sonra başka. Türkiye tek kişinin aklıyla yönetilecek bir ülke değil, ortak akılla yönetilecek bir ülke” dedi.

Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, İstanbul Çağlayan Adliyesi önünde gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Çayır, Türkiye’de demokrasiden ve hukuktan uzaklaşıldığını, iktidarın milletin lehine bir duruş sergileyemediğini ifade etti. Çayır, “Türkiye derhal normalleşmeli” çağrısında bulunarak, şunları söyledi:

“Ara rejimlerde bile görülmeyen uygulamalar”

“Türkiye son yıllarda belki siyasi tarihinde ve hukuk tarihinde görmediği bir uygulamayla karşı karşıya. Yani gözdağı vermek, sıkıştırmak ve bir yere doğru yönlendirmek gibi hükümet ne yazık ki üzülerek ifade edeyim ara rejimlerde dahi görülmeyeni, işin demokraside güya demokrasiyle yönetilen bir ülkede bu tür uygulamaları görür olduk. Yani düşünün işte açık ve aleni bir şekilde Aydın Büyükşehir Belediyesi'nden bahsediliyor. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı'nın, AK Parti’ye geçeceğinden bahsediliyor. Geçiş sebepleri de işte oraya operasyon düzenlenecek. Orada başka başka işler yapılacak. İşte yarın bir gün gözaltına alınabilecek vesair gibi korkutucu, ürkütücü bu yani gerçekten demokrasiyle, hukukla alakası olmayan, siyasetle de alakası olmuyor.

Bu çok banal, yani milletin iradesini işleyen kendi bir kişinin veya bir partinin iradesini hukukun yerine koyan bir anlayıştır. Bu anlayışla Türkiye yönetilemez. Bu anlayışla bu kafayla Türkiye bir yere gitmez. Gider nasıl gider? İşte kör topal gider. Nasıl gider? Refah seviyesi gittikçe düşer. Hayat pahalılığı yukarı çıkar. Sektörler yavaş yavaş kendi işini bırakır hale gelir. Şu anda Türkiye bunu yaşıyor. Bu süreci yaşıyor. Ben bunu yani yetkililere Sayın Cumhurbaşkanı buradan söylüyorum. Tuttuğunuz yol, bu yol kesinlikle sizi hukuk ve adalete ve demokrasiye götürmez. Aklı başa almak lazım ve Türkiye'yi normalleştirmek lazım. Birinci şey bu.

İkincisi de şimdi Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın bir temel bir özelliği var. Faydacı oportünist. Yani Tayyip Bey için bir tek gerçek vardır ve bir tek ölçek vardır. Bu da kendisini ileriye taşıma gücü elinde tutma. Bununla ilgili ne gerekirse yapabilecek bir kıvama sahip, kafaya sahip, geri plana sahip. Eskiden böyle miydi? Elbette ki değildi. Yani normal bizim gibi bakın 2002’de söylediklerine ne güzel sözler öyle. Tam böyle siyasetin o günkü şartlarda baş kaldıran, isyan eden, hukukun yanında duran, demokrasinin yanında duran, insan hak ve özgürlüğünün yanında duran bir Tayyip Bey var. Şimdi devletin gölgesine sığınmış, devletçilikle milleti şu veya bu şekilde kutsal birtakım şeyler oluşturmuş. Bizi de ona katmaya çalışıyor. Ya bireyin özgürlüğü mü? Yani devlet benim için var. Ben devlet için var değilim ki. Devlet benim için var, millet için var. Milletin daha iyi yaşaması için devlet var. O ne yapıyor? Tutuyor, herkesi bir şekilde korkutuyor. Kendisini devletin yerine koymuş. Milletin efendisi yerine koymuş. Neredeyse sahipliğimizi yapacak hale gelmiş. İşte buna bütün partilerin, adı sanı ideolojisi duruşu ne olursa olsun en azından demokrasi, hukuk, bireyin hak ve özgürlüğü, yaşanabilir bir Türkiye ortak paydasında insanların bir duruş sergilemesini bekliyorum. Şu anda bu duruş var mı?

“Yeni anayasa bu meclisten çıkmaz”

Temel hak ve özgürlüklerde pazarlık olmaz. Kurmuşlar günah komisyonunu. Maddeler sıralıyorlar. Sonra maddeler konuşacaklar, konuşacaklar. Nereye götürecekler? Tayyip Bey'in önüne koyacaklar. Niye konuşuyorsun? Direkt götürün önüne koyun yani. Konuşmaya gerek yok. Siz oyun oynamaya da gerek yok. Nihayetinde siz karar verici değilsiniz. Karar verici bir kişi var. Konuşur, oturur. Çok fazla da uzatmayın ve milleti de kandırmayın.

Bu hükümet, bu Meclis yeni anayasa yapamaz. Yani özgürlükleri olan, hürriyetleri olan milletvekillerinden bahsedemiyoruz ki. Gelsinler orada bir anayasa yapalım. Dolayısıyla ben şunu söylüyorum. Türkiye derhal normalleşmeli. Ve ortaya konan şu anda hükümetin de muhalefetin ortaya koyduğu milletin lehine değil. Allah aşkına milletten gizleyip komisyon oluşturmuşlar. Tutmuşlar efendim neymiş? Gizli karar almışlar. Sebebi neymiş? MİT mensupları varmış. MİT mensuplarnı dışarı çıkarsın, konuştuğunuzu millete de anlatın. MİT mensupları kimmiş diye milletin merak ettiği yok ki. Resimlerini de merak etmiyoruz, gözlerini de merak etmiyoruz, kişiliklerini de kimliklerinden bize ne? Ama rapordan milletin haberi olsun. DEM Parti’nin haberi var. PKK'nın haberi var. Bütün partilerin haberi var. Milletin haberi yok. Böyle saçmalık mı olur ya? Zaten bu tür davranışlar ve bu tür tutumlar yüzünden de gayri ciddiler şu an. Yani kimse komisyona da güvenmiyor, Tayyip Bey'e de güvenmiyor. Tayyip Bey 6 ay önce başka 6 ay sonra başka. Devlet Bahçeli 6 ay önce başka 6 ay sonra başka. Bunların sözüyle eğer geleceği kuracak olursak Allah bizim yardımcımız olsun. Çünkü kafaları değişkenlik gösteriyor, 6 ayda bir doğruları değişen siyasetçilerden bahsediyoruz.”

Ekonomi ve geçim sıkıntısı

Çiftçiden emekliye kadar toplumun tüm kesimlerinin zorda olduğunu vurgulayan Çayır, “Hükümet borcu borçla kapatıyor, memura ve dar gelirliye yapılan zamlar enflasyon karşısında eriyor. Bu zulümdür” dedi. Çayır, şöyle devam etti:

İmam-ı Azam'ın kemiklerini sızlatıyorlar zalimlik yaparak

“Ülkeyi yönetenler, saraya, şuraya, buraya harcadıklarınızı sıksanız memura da işçiye de para bulunur. Buna inanın. Ben bizzat gözlemliyorum. Adam 3 ayda zengin mi olur ya? Siyaset yoluyla zengin olarak. Yeter ki tut eteğinden işlem tamam. İşte bu düzeni bizim bozmamız lazım. Bozmak için yollardayım. Bozmak için vallahi de billahi de mücadele ediyorum. Görüyorum işte vatandaş sessiz, korkuyor. Bana bile diyorlar ki aman fazla konuşma. Ben de dedim ki benim sıkıntım yok. Yatağın birini orada bıraktık zaten. Ben yatmışım zaten uzun süre. Alışkınım da. Giderim bir kitap daha yazarım. İki kitap yazarım. Ne olacak? Yani zulme razı olmayız. İmam-ı Azam'ın yolundayım. İmam-ı Azam, Emevilere Abbasi zulmüne karşı baş kaldırmış nadir insanlardan birisi ama bunlar onun bile farkında değiller. Onu imam kabul etmişler ama zulme baş kaldıran İmam-ı Azam'ın kemiklerini sızlatıyorlar. Zalimlik yaparak” dedi.

Kaynak:ANKA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.