AÇALIM ARTIK SİYASETİN ÖNÜNÜ!

Milli devletler akıl ile yönetilirler. Geleceklerini aklın ve bilimin verileri ile düzenler, devlet yaşamına bu çerçeve de yön verirler. Ülkemiz ve milletimizin akıl ve bilimin önemini kavramış liderlere, bürokratlara ve siyasetçilere ihtiyacı vardır. Bu durumu gerçek kılacak siyaset ve siyasetçilerin önlerinin açılmasını sağlamalıyız.

Din eksenli ideolojik ritüeller ile yol almaya çalışan, zaman zaman kandırıldığını söyleyen, “ahmak siyasetçiler” in bakan yapıldığı ülkemizde yöneticilerin duygusal tavır ve davranışları, ülkemizi 15 Temmuz darbe girişimi ile karşı karşıya getirmiştir.

Çağımızın “devlet adamı” profili ile uzak-yakın ilgi ve alakası olmayan yaşamı ve geleceği anlamlandıramamış bu siyaset bezirganları, boynuna kravat bağlamak, 3-5 bedevi menkıbesi ezberlemek, devlet imkanları ile yorgun ve yoksul halkımıza makarna-kömür dağıtmayı devlet

adamlığı sanmışlar, ülkemizi felaketin eşiğine getirmişlerdir.

Bu olumsuz duruma, duruş eylem ve söylem ile alternatif ortaya koyacak, çare olması gereken, elbet de siyasi muhalefettir. Ancak 20 yıldır siyasal muhalefetin durumu, iktidardaki siyasilerin durumundan pek farklı gözükmemektedir.

Parlamento da grubu bulunan muhalif siyasi partilerin, üstlendikleri siyasi misyona uygun bir vizyonu yıllardır ortaya maalesef koyamamışlardır. Cepleri dolu kafaları boş insanları vekil yaptılar. Fikirlerine, ortaya koydukları tutum ve tavırlarına bakmadılar. Liderini en çok alkışlayan, en çok yalakalık yapanları tercih ederek seçtirdiler. Liyakat esasını asla gözetmediler. Mecliste milletin meselelerini takip edecekleri değil; iş adamlarının ihalelerini takip edecek vekillerle doldurdular. Oy uğruna tarikat mensuplarını, din tacirlerini, mezhep meczuplarını vekil ve bürokrat yaptılar. Lider ve kadroları parti teşkilatlarını 2 kelimeyi bir araya getiremeyen emre amade cahillerle

doldurdular. Dolayısı ile Türk milletini en iyi din istismarı yapan bedevi zihin yapısına teslim ettiler.

Gelecek adına öngörüleri olmayan, ülke meseleleriyle ilgili gündem belirleyemeyen, iktidar konvoyuna takılı yol alan bir muhalif siyasetin bu ülkeye verebileceği herhangi bir katkı kalmamıştır.

Seçmenin muhalif partilere oy vermesi için 3-5 sebep sayamıyoruz. Görünen siyasi partilerin öne çıkardığı vizyona 550 vekil de verilse ülkeyi idare etme gibi ağır bir yük ve sorumluluğu almaya hazır olmadıkları gözlenmektedir. Dolayısı ile bugünkü siyasal muhalefet önemli mevki ve makamları işgal ederek siyasete dip yaptırmış, siyasetin önünü tıkamıştır.

Gelecek adına herhangi bir eylem söylemi ortaya koyamadığı gibi geleceği kurma ve yönetme iddiasında olan muhalif siyasetçilere iftira atma, itibarsızlaştırma ve ötekileştirme yarışına girdikleri tespit edilmiştir.

İktidarı ile muhalefeti ile ülkemizi yöneten ve yönetmeye talip olan siyasal güçler devletimizi

istikrarsızlık, sürekli bir endişe sarmalı içine sürüklemişlerdir. Adeta bir korku tünelinde yol alıyoruz. Neler ile karşılaşacağımızı bilmiyoruz. Hiç kimse canından malından ve geleceğinden emin değildir.

Bu itibarla yukarıdan beri izah etmeye çalıştığımız Türk siyasetinin içinde bulunduğu vahim durumdan kurtarma iddiasında olan muhalefetin muhalefeti olduğunu beyan eden siyasetçilerin bu durumları göz önüne alarak yeni bir siyasi anlayışı ortaya koymak zorunda olduklarını düşünmekteyiz. Türk milletine ve son bağımsız Türk devletine yeni bir siyasi anlayış, yeni bir gelecek rotasının çizilmesinin kaçınılmaz olduğunu öngörmekteyiz.

Milli devletler akıl ile yönetilirler. Geleceklerini aklın ve bilimin verileri ile düzenler, devlet yaşamına bu çerçeve de yön verirler. Ülkemiz ve milletimizin akıl ve bilimin önemini kavramış liderlere, bürokratlara ve siyasetçilere ihtiyacı vardır. Bu durumu gerçek kılacak siyaset ve

siyasetçilerin önlerinin açılmasını sağlamalıyız.