Kendilerine merkez medya diyen fakat Hitler Almanya’sının medyası gibi her şartta yönetenin yanında yer alan medya artık kamuoyunda tartışılan güvenilirliği sıkıntılı insanların aklanma yerleri oldu.

Bu gün Kızılay Genel Başkanının habertürk adlı kanalda alelacele en yoğun izlenen saatte programa çıkarılması karşısında da hiç bir karşı iddiacının olmaması tam bir tek kale maç gibi yapıldı.

Gerçi Kızılay başkanı yaptığı konuşmalarda son günlerin konusu Ensar Vakfına aracılık ederek aktarılan 8 milyon doları ikrar etti.

Yani cumhuriyetimizin temel yüz akı kurumlarından biri hakkında, işlettiği öğrenci yurtlarında öğrencilere tecavüz vakıalarıyla anılan Ensar Vakfının komisyoncusu ve vergi kaçırıcısı durumuna düştü.

Kızılay kendi içinde 14 şirket kurmuş kurduğu şirketleri bir holding adıyla bir araya getirilmiş bir ticarethane haline getirilmiştir.

MÜSİAD’dan Sütlücede 110 bin dolara kiraladıkları başkanlık ofisini milyonların gözünün içine baka baka 110 bin TL olarak söyleyerek önemli bir yalana imza attı. Hâlbuki MÜSİAD’la yaptıkları kira kontratı günlerdir sosyal medyada yayınlanıyor.

Tabii daha önce yaşanılan eski başbakanın kardeşine aylık 100 bin TL maaşla kayyum atanması, yüksek bedelli uçak kiralamaları, son iki yılda çalışan sayısının 5 bin kişiden 9 bin kişiye çıkması deprem günü, depremi hemen paraya çevirmeye dönük hızlı davranış.

Geçmişte şerefle şube başkanlığı görevi yaptığım Kızılay’ı bir boş çuvalın yere düşüp yayılması gibi toplumumuzun gözünde güvenini kaybetmiştir.

Bu ülkede başımıza bir hal gelecek olursa “ordumuz var” veya “ Kızılayımız Hızır gibi yardımımıza koşar “ diye bir güzel algımız var idi.

Git gide kurumlarımızın içi çürütülüyor.

Cumhuriyet kurumlarının yerine topluma değil kişilere hizmete amade kurumlar ikame edilmeye çalışılıyor.

Mevzu Kızılay sodasının şişelerinden “ Türk Kızılay’ı” ibaresinden “ Türk “ kelimesinin çıkarılması ve o zamanın Kızılay başkanının bu yapılan davranışa alet olmasıyla başladı.

Toplumumuzun gönünde yer bulmuş güvenini kazanmış zamanla kurumsallaşabilmiş değerlerimize toplum olarak sahip çıkmalıyız.

İnsanlar gelir geçer bu gün ülkemizi yönetenler de gelip geçicidir, fakat millet kalıcıdır esas olan da milletin varlığıdır.