Yeniçağ’dan Tolga Şahin, AKP’nin asrın felaketi propagandası çalıntı çıktı! Başlıklı yazısında Kahramanmaraş merkezli 7.9 ve 7.6 şiddetindeki iki büyük depremin ardından yaşanan olumsuzlukların “asrın felaketi” olarak nitelendirilmesini köşesine taşıdı ve “asrın felaketi” tabirinin 1999 depreminden çalınmış olduğu ortaya çıktı.

Şahin köşesinde şunları aktardı:

“1999’da meydana gelen ve büyük bir yıkıma neden olan deprem sonrası devlet iki gün bölgeye ulaşamamış, bölgeyle iletişim kurulamamıştı.

Ecevit yaptığı açıklamada bu durumu itiraf ederken devlet bakanı Mustafa Yılmaz da “Elin adamı Amerika’dan geliyor. Ankara mı uzak Amerika mı” diye isyan ediyordu.

Hükümetin eli ayağına dolanmıştı, ne yapacaktı, vatandaşına ne diyecekti?

Devletin üst kademesinde büyük bir şaşkınlık hakimdi!

2 gün sonra ABD yardımlarına yetişti!

ABD Ulusal Deprem Merkezi yaşanan depremi “Yüzyılın en şiddetlisi, asrın felaketi” olarak açıkladı!

“Hiroşima’ya atılan 400 atom bombasına eşit” denildi deprem için!

Hükümet hemen bu söyleme sarılırken bugün Anadolu Ajansı’nın görevini o dönem Hürriyet gazetesi üstlendi!

Hürriyet gazetesi “Asrın Felaketi” manşetini atarken iç sayfalarının 4, 5 sayfasında sayfa başlığı olarak da “Asrın Felaketi”ni kullandı.”

MHP Grup Başkanvekili İsmail Köse’nin de sözlerini aktaran Şahin, ““Olayın insani boyutundan çok, ilahi boyutu var. Bu felaketi imanımızla aşacağız” dediğini belirtti.

Tolga Şahin’in yazısının tamamı şöyle:

Kahramanmaraş’ta meydana gelen depreme müdahalede geç kalan AKP hükümeti ve Erdoğan, “Asrın felaketi” söylemine sarıldı hemen.

Neymiş “Böylesine bir depreme hazırlıklı olabilmek mümkün değilmiş”!

Maden hazırlıklı olunamıyor “Japonya’da daha büyük depremler neden yıkım ve ölüme neden olmuyor” diye soranlara da “Bu deprem karada ve yeryüzüne çok yakın mesafede meydana geldi, Japonya’dakiler denizde meydana geliyor. Orada olsa bu afet onlarda dayanamazdı” karşılığını veriyorlar.

Kim başlattı dersiniz bu “asrın felaketi” akımını?

Tabii ki Anadolu Ajansı!

Her geçtikleri bültende 9 Şubat itibariyle “asrın felaketi” söylemini kullanmaya başladılar!

“Kopyala yapıştır” gazeteciliğine alışan internet gazetelerimizde ister istemez devam eden bu akım, televizyon yayınlarıyla devam etti.

Niyetlenilmeyen sonuçlar doğdu bazı medya organlarının da fark etmeden katılımıyla!

Halkın zihnine “asrın felaketi” söylemi yerleştirilip, hükümetin çaresizliği, arama kurtarma faaliyetlerinde gecikme ve buna bağlı olan binlerce canın kaybı kamufle edilmeye çalışıldı!

Peki bu yeni bir taktik mi dersiniz?

Hayır değil, teeee 1999 depremine dayanıyor temelleri.

1999’da meydana gelen ve büyük bir yıkıma neden olan deprem sonrası devlet iki gün bölgeye ulaşamamış, bölgeyle iletişim kurulamamıştı.

Ecevit yaptığı açıklamada bu durumu itiraf ederken devlet bakanı Mustafa Yılmaz da “Elin adamı Amerika’dan geliyor. Ankara mı uzak Amerika mı” diye isyan ediyordu.

Hükümetin eli ayağına dolanmıştı, ne yapacaktı, vatandaşına ne diyecekti?

Devletin üst kademesinde büyük bir şaşkınlık hakimdi!

2 gün sonra ABD yardımlarına yetişti!

ABD Ulusal Deprem Merkezi yaşanan depremi “Yüzyılın en şiddetlisi, asrın felaketi” olarak açıkladı!

“Hiroşima’ya atılan 400 atom bombasına eşit” denildi deprem için!

Hükümet hemen bu söyleme sarılırken bugün Anadolu Ajansı’nın görevini o dönem Hürriyet gazetesi üstlendi!

Hürriyet gazetesi “Asrın Felaketi” manşetini atarken iç sayfalarının 4, 5 sayfasında sayfa başlığı olarak da “Asrın Felaketi”ni kullandı.

Tabii sadece Hürriyet’e yüklenmeye gerek yok, amiral gemi amiralliğini yaptı ama diğer gazetelerde de “asrın felaketi” söylemini kullanıldı.

İlk açıklama dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’den geldi:

“Zaman suçlama zamanı değil. Buradaki olay 10 tane Erzincan, 10 tane Dinar demektir. Olay rastlanılmamış şekilde ağır bir olay. Kimden davacı olunacaktır? Depremden.. Çünkü yıkan depremdir. Deprem bir kenara bırakılıp devletten davacı olmanın hiçbir yararı yoktur. Kimseyi suçlamanın yararı yoktur”

Sonraki açıklama Ecevit’ten geldi:

“Bu insanlık ve dünya tarihinin en ağır felaketlerinden biridir. Bizim kendi tarihimizin en ağır felaketlerinden biri kanısındayım. Başlangıçta ilk iki gün rastlanan engeller aşıldıktan sonra çalışmalar bütün hızıyla devam ediyor”.

Refah Partisi’nin yasaklı lideri Necmettin Erbakan da hükümetin imdadına yetişti ve dedi ki:

“Deprem ilahi bir ikaz olarak kabul edilmeli”

MHP Grup Başkanvekili İsmail Köse ne diyordu peki yaşanan afetle ilgili?

“Olayın insani boyutundan çok, ilahi boyutu var. Bu felaketi imanımızla aşacağız”

Aradan geçen 24 yılda değişen hiçbir şey yok hükümet edenler, üstlerinden sorumluluğu atmak için “Asrın Felaketi”, “İlahi İkaz” “Kader” söylemlerinden yararlanmaya devam ediyor!

Tarih tekerrürden mi ibaret bilemeyeceğim ama Türk halkının kaderi tekerrürden ibaret!

Editör: Gökçe Sevim