Kendimi bu kadar uzun bir başlık olur mu diye sorguladım. Ama çözüm bulamadım. Öz başlıklarda saklıymış,ancak böyle bir başlıkla okuyucuyu konuya çekebileceğimi düşündüm.

MHP muhalefeti hareketinin başlangıçtan bu güne kadar olan yol haritasındaki engellemeleri tekrarlamaya gerek yok , herkesin malumudur. 

Yalnız şu kadarını tekrar hafıza repredüksiyonuna  getirelim. Tüm muhalefete AKP-Aksaray-Balgat üçgeninden plânlı ve kararlı bir saldırı sözkonusu olsa bile anketlerle halkın nabzını ölçtüğü çok iyi bilinen Aksarayın elindeki donelerle MHP muhalefeti içinden Meral hanımın çok öne çıktığı iyi bir rüzgâr yakaladığı tespit edilince saldırıların Meral Akşener üzerinde yoğunlaştığı süreç içinde herkesin malumuydu. 

Hikâye uzun yazsak roman olur.  Süreçle ilgili iki cümle söyleyip bu güne geçelim. 

Meral hanım'ın rüzgârı  kasırgaya dönüşmeye , Türkiye'yi derinden sarsmaya, muhtemel bir seçimde inanılmaz sonuçların ortaya çıkabileceği inanına dönüşmeye başlamıştı ki  15 Temmuz hain darbe teşebbüsü  kasırganın şiddetini bir hayli azalttı hattâ tekrar   rüzgâra çevirdi. 

 Referandum sürecindeki olağan üstü performansı ile Meral hanım  bu rüzgârı fırtınaya çevirmeyi başardı.  

Şaibeli  referandum sonuçları  kıl payı evetlerin lehine sonuçlanıp seçim haritaları ve istatikleri açısından genç seçmen profili, eğitim düzeyi ölçeği, büyük şehirlerin uyanış ve silkinişleri ile artık geri dönülmez bir yola girildiği gerçeği ortaya çıkınca "hiç nehirler geriye doğru akıtılabilir mi? "  AKP devrinin kapatılamayacağına psikolojik olarak inanıp sinen seçmen  ani bir silkinişle umutlandı. 

15 yıllık AKP döneminin , ancak tüm merkezi kucaklayabilecek,  sağ sol demeden lâik demokratik cumhuriyet değerleri , vatanın bölünmez bütünlüğü, Atatürk ilkeleri esas alınarak sağlanacak bir konsensüs ile yola çıkıp  bu güne kadar AKP ye oy veren inançlı, milli değerlere bağlı seçmenlerden de oy alabilecek tek lider profili olan Meral Akşener tarafından sonlandırılabileceği   kanaati kitlelerde yoğun bir kabul görünce  Meral  rüzgârı yeniden kasırgaya dönmeye başladı. 

Bu gün gelinen noktada Akşener hareketi partileşme sürecindedir ve  29 Ekim gibi anlamlı bir tarih ve anlamlı bir şehirde Samsun'da görkemli bir şekilde    Türkiye'yi yönetmeye talip olduklarını duyuracaklardır. 

AKP-Aksaray-Balgat üçgenl(siz ne üçgeni derseniz deyin)   işte tam bu noktada bir merkezden emir ve komuta zinciri ile yönetildiği aşikar olan bir şekilde kontrollerindeki tüm medya organlarıyla tv kanalları, gazeteler, radyolar, dergiler,yayınevleri ile Meral hanım hakkında  çok yoğun bir karalama iftira ve saldırı kampanyası başlattılar.

Burada bunları tek tek yazmak ve anlatmak imkânsız zira yüzlerce emireri, şahsiyetsiz, müfteri, yalaka , satın alınmış yandaş varakpere, gazeteci bozuntusu,yilışık tv yorumcusu yüzsüz bir şekilde kopyele yapıştır twitler, hayali montaj mesajlar fotoshop fotoğraflarla Meral Akşener hareketini  "Fetö'nün son ümidi" olarak afişe etmeye başladılar. Emirler tek merkezden geldiği için saldırılar bu defa mevzii tek tek değil yandaşların tüm kanal ve gazetelerinde ayni anda ve toplu hucum tarzında başladı. 

Bu alçaklar daha önceleri Meral hanımın iffetine dahi saldırmaya cüret etmişler iffet namus ve Fetöcülük üzerinden kamuoyunu yanıltmaya çalışmışlardı. Sonuç ne olmuştu? 

Dönün bir geriye arkanıza bakın , başarılı olabilmişler mi ? 

Türk milleti sağduyusu ile bunlara aldırmadı bile !  Meral hanım artarak giden bir ilgi ile halâ umut olmaya devam ederken saldırganlar her geçen gün puan kaybediyorlar. 

Şahsi kanaatime göre bunlara  teferruatlı cevap vermek vakit kaybıdır."  Ben burdayım eğer bir kanıtınız varsa buyrun gelin , beni alın " diyen Meral hanım bunların tüm oyunlarını ve iftira kamoanyalarını baştan itibaren bozdu.  Şu saatten sonra biz yolumuza bakalım ve bu müptezellerle vakit kaybetmeyelim. 

AKP iktidarı 15. ylını dolduruyor. Tayyip bey ise başbakanlık ve cumhurun başı olarak 14. yılını dolduracak. Normal olarak milletvekili ve Başkanlık"fiili olarak başkanlık olduğu ve takiyye olarak Partili Cumhurbaşkanlığı yakıştırması yapıldığı için Başkanlık tabirini kullanıyorum"   ve milletvekili seçimleri 2019 Kasım'ında yapılacağı için  normal süresi içinde AKP nin ve Tayyip beyin görevde kalacaklarını var sayarsak cumhuriyet tarihinin Atatürk dönemi dahil en uzun süre iktidarda kalan partisi ve başbakan-cumhurbaşkanı devamlılığına AKP ve Tayyip bey ulaşmış olacaklar. 
Başlangıç yıllarında  Kemal Derviş politikaları kalıpları içinde sosyo ekonomik dengeler gözetilerek   düzenlenen uygulamalar   ciddi AB hedefli ,komşularıyla barışçıl dış politikalalar ile  göz dolduran AKP iktidarı daha sonraki yıllarda palazlanıp güçlenince takiyye politikaları bir tarafa itip köklerindeki gerçek ideallerine yöneldi.

ABD nin kontrolündekiö Arap Baharı projesinde  BOP eşbaşkanlığı etiketi ile yola çıktıktan bir müddet sonra  ABD istihbaratının bazı zaaflarından faydalanarak imam hatip yıllarından beri hafızalarına nakşedilmiş "radikal sünni İslâm imparatorluğu "  hevesiyle  bağlı oldukları ABD disiplininin dışına çıkarak Suriye, Ortadoğu politikalarında  radikal islâmi  İhvan  yanlısı bir politika izleyince  büyük patronları ABD  AKP iktidarının üzerine kendi esas oğlanları Fetö örgütünü musallat etti. 

Düne kadar kankaları olan  , Ergenekonu, Balyozu beraber plânlayıp uygulayan,ne istedilerse verdikleri , yüksek yargıyı,yargıyı,TSK yı,eğitimi,polisi emniyeti teslim ettikleri kankaları kardeşleri  saygıdeğer Hocaefendileri  ABD politikaları gereği Hakan Fidan operasyonu,17-25 Aralık operasyonları ile ortağı AKP yi sırtından hançerlerken AKP de "Dersaneleriö kapattım" kartını oynadı. 

Sonrası malum ve hain 15 Temmuz  kalkışması ve bu gün gelinen nokta. Eğer Tayyip beyin beynindeki yerleşik(Sünni İslâm imparatorluğu-yeniden büyük Osmanlı idesi )  olmasa BOP eşbaşkanlığı disiplininden kopup ABD politikalarının tersine yönelmeseydi  ne Hakan Fidan operasyonu olurdu ne 17-25 aralık ne  dersaneler kapanırdı ne de 15 Temmuz ABD  -CİA güdümlü hain  darbe teşebbüsü ! 

Ve bu gün yine AKP-Fetö cemaati kolkola kucak kucağa olur Ergenekon ve Balyoz sanıkları halâ içerde olurlar ve her yıl yine şaşaalı Türkçe olimpiyatları AKP li bakan başbakanların övgü dolu konuşmalarıyla yapılırdı. 

Bütün bunlar oldu geçti artık realite AKP nin yolun sonuna geldiği ve Türk milletinin AKP iktidarınına  demokratik yoldan son verebilecek gücün Meral Akşener olduğuna inanmasıdır.

Bu fevkalâde önemli gelişmeyi tespit eden , anketlerle ölçtüren Aksaray kendi refleks tedbirlerini alacaktı ve aldı da. Teşkilâtlarında reform ve Meral hanıma karşı organize karalama kampanyası başlatmak....

15 yıldır  İslâm öncesi eski Arap örf ve geleneklerini bize İslâm diye dayatıp gerçek İslâmı  gözlerden ırak tutanlar hep eskiyi arzu edenler , sürekli  geçmişi vurgulayanlar  kendi tabanlarından Meral Akşener'e kaymaları tespit edince DEĞİŞİM demeye başladılar metal yorgunluğu olanlar çekilsin , teşkilâtlar yenilensin diyorlar! 

Acaba bu değişim, yenilenme, metal yorgunluğu olanların yerine yeni kadrolar talebi birden nereden çıktı? 

Metal yorgunluğu MERAL yorgunluğu, deüişimtalebi MERAL tedirginliği olmasın ! 

Peki , Meral hanım ve kurmayları kendileri için , yeniden lâik demokratik , milli değerleri kutsayan, Atatürk ilkelerine bağlı  cumhuriyet değerlerine dönmek için  önlerine çıkan bu büyük fırsatı değerlendirebilmek için nasıl hareket etmeli neler yapmalı Türk milletine son inandırıcı mesajı nasıl vermelidir. 

Camianın öncelikle bilmesi gereken konu  Meral hanımın yalnız ülkücülerin , gerçek MHP lilerin değil sağcısıyla,solcusuyla, merkez seçmeniyle, mütedeyyin ve milli değerlere bağlılarıyla , Alevisi, sünnisi, Türkmeni, Kürt kökenlisi ile devletimizin bölünmez bütünlüğüne inanan bütün kesimlerin 15 yıllık AKP dönemini sonlandırmak isteyen herkesin umududur. 

Bu büyük gerçeğin altını kırmızı kalemle çizip esasa gelelim. 

Ayinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz. Öyle "biz merkez parti kuruyoruz, merkezdeyiz demekle iş bitmiyor. İcraata bakmak lâzım.

Önce kurucular kurulunun kimliğiyle  topluma inandırıcılığımız sınanacak. Öyle ya , malúm mevcut tüm kadrolar  il başkanları ilçe başkanları il ilçe yöneticileri il genel meclisi üyeleri,  belediye başkan ve meclis üyeleri eski ve yeni milletvekilleri, hepsi MHP den geliyorlar. 

Meral hanım, Ümit Koray bey  eski MHP nin simge isimleri. Bir tek Meral hanımın merkez sağ kimliği ülkücü kimliği kadar öne çıkabiliyor. 

Kurucular kurulu listesini gören halkımız; bunun neresi Merkez parti , bu olsa olsa yeni bir MHP dememelidir. Toplumun her kesiminden destek alan bu harekette herkes kurucular kurulunda kendinden bir şeyler bulabilmelidir. Sağdan soldan baştan belirlediğimiz temel ilkelere bağlılık esasına göre her görüşten temsilcinin özellikle kirlenmemiş toplumun büyük kesimlerinin üzerlerinde konsensüs sağlayabileceği kişilerden müteşekkil bir kurucular kurulu toplumu rahatlatıp güveni arttıracaktır. 

Burada şahsen yüzlerce isim zikredebilirim fakat isim zikretmenin  bir köşe yazısında etik olmadığını düşünüyorum. 

Bundan sonraki safha daha da zor olan safhadır ki mutlaka ama mutlaka başarıyla aşılması gerekir. Aynen kurucularkurulunda olduğu gibi hattâ daha bir hassasiyetle hareket edilip il ve ilçe teşkilâtlandırmalarında il ve ilçelerin kendilerine özgü siyasal yapısı baz alınarak ağırlıklı siyasi eğilimlerine göreteşkilât listeleri hazırlanması mutlaka ama mutlaka şarttır. 

Burada en büyük görev ve fedakârlık  bizim teşkilâtlardan gelen arkadaşlarımıza düşmektedir. 

İl ve ilçe başkanları ve teşkilât yöneticeleri olan arkadaşlarımız hareketin başından beri gösterdikleri çabalar , fedakârlıklar, mücadele azim ve çabalarıyla gerçek birer destan kahramanı olmuşlar ,Meral hanımın etrafında çelikten bir hale oluşturmuşlardır. Bu arkadaşlarımızın çabalarının ne kadarhasbi ne kadar kişisellikten uzak, Allah rızası için ve ülkülerinin bayrağını göndere çekebilmek için olduğunu hepimiz biliyoruz. 

Ama hareketimizin Meral hanımın olağanüstü aurası üzerine oturduğunu ve dalgadalga  her kesime yayıldığı gerçeğiyle eğer bu hareketi iktidara taşımak istiyorsak her kesimin katılımıyla özelliklede her ildeki ağırlıklı siyasi tabanı çekebilmeyi hedefliyecek bir strateji ile hareket ederek bir teşkilâtlanma gerekeceği için bu destan yazan arkadaşların bazıları idealleri uğruna fedakârlık yaparak  ve başkanlıkları talep etmeme durumundadırlar. 

Bunların dışında kurmayların teşkilâtlandırma sorumlulerını tayin ederken aramızdaki esnek arkadaşları görevlendirmeleri gerekmektedir. Şöyle ki geçirdiğimiz süreçte art niyetleolmasa bile aramızdaki bazı arkadaşların  dna larına kadar işlemiş bir lider-teşkilât-doktrin geleneğindeki esneyememe sebebi ile çok kırıcı ve itici olduklarını bizzatihi müşahade ettik. " ben hareketin il temsilcisiyim benden izinsiz şunu yapamazsınız, bunu yapamazsınız  gibi"  

Geniş yığınlara hitap edip iktidarı hedefleyen bir hareketin içinde bu ve benzeri içimize işlemiş disiplin uygulamalarını yapamazsınız. 

Kimseye hava atıp " geç bakalım çaycılıktan başla-sen baştan beri yoktun , senin kökenin ne? Hangi partiden geldin? Sen ne zaman ülkücü oldun be kardeşim? " bu ve benzeri repliklerin tarihe gömülmesi de şart olmuştur bu biline ! 

Teşkilâtlanma konusunun dışında bir kaç cümle edip yazımıza son verelim.

Yeni dünya düzeninde yere sağlam basmak ve itibar görmek istiyorsanız hamaset üzerine değil sağlam bilgi , bilimsel ve ekonomik değerler üzerinden kurulu her konuda proğramlarınızı lâyihalar halinde halka sunup umut  oluşturmanız gerekmektedir.

Türkiyede bu gün çökmüş bir dış politika , yerlerde sütünen bir yargı, iflâs etmiş bir milli eğitim,  dünya sıralamasında rezillikleri oynadığımız Hak ve özgürlükler konusu , şişirilmiş rakamlarla göz boyayan  manüple bir ekonomi politik, 15 yıldır dışa bağımlı bir enerji ,  içi boşaltılmış bir kolluk ve TSK mevcuttur. 

Bütün bu konularda hamaset içermeyen, çok ciddi rapor ve proğramlar hazırlanması ve halka tek tek aralıklarla açıklanması gerekir.  Biz gelince bu konuları nasıl değiştireceğiz, halkın kazanımları ne olacak, halkın yaşamında nasıl olumlu değişiklikler olacak...

Bu konularda halkın karşısına çıkarılacak kadroların çok fazla politik olmayan , prağması olan, teori temelleri sağlam, piyasa ve akademik sistemi harmanlamasını bilen kişilerden oluşturulması Meral hanıma ümit besleyen kitleleri rahatlatacaktır.

Geniş halk yığınlarıyla ülkücü hareketi buluşturan Meral hanımın olağanüstü aurası ve halkla elektirik alış verişini kısacası Meral Akşener efsanesini gerçeğe , iktidara dönüştürmek istiyorsak eğer olmazsa olmazımız bu yöntemlerin uygulanmasıdır.