Bugünkü manşetlerde; Ergenekon kumpası 12 yıl sonra çöktü! gerçekte ne idi?

Kimler kurdu bu kumpası?

Amacı neydi?

Ne kadar başardı düşünmeyelim mi?

Bu kadar mı yani?

N'olmuş canım kumpas idi çöktü, bitti gitti işte diye sevinelim mi?

Yoksa biraz düşünelim mi?

Ergenekon örgütünü ispat için yazılan yüzlerce makale, onlarca kitap çöpe mi gitti?

Anlı şanlı devlet büyüklerimizin sözleri hep yalan mı çıktı?

Fahri savcısı bu kararı temyize götürecek mi?

Yoksa süreçte yaşanan bildikleri gerçekleri Türk halkına itiraf ile özür dileyecekler mi?

Haziran-2007 de Ümraniye'de bir gecekondunun çatısında güya yakalanan hepsi boş el bombalarıyla başlayan, dönemin yürütme- yargı konsorsiyumuyla ustaca oynanan bir tiyatroyla başlamıştı. Müteakip beş yıl boyunca dalga dalga genişledi, beş benzemezler bir araya getirildi. İktidar destekli medya bombardımanıyla zihinler iğfal edildi. Bilinç sapmalarıyla ne yazık ki saf insanımız kandırıldı. Öyle ki 2010'laın başında ülkedeki çoğunluk bu örgütün varlığına inanıyordu.

Bizler bir avuç eski yargıç ve millici aydınlar o günlerde dahi fırsat verilen her yerde böyle bir örgüt yoktur olamaz, adının Ergenekon konması dahi ihaneti ispata yeter diye haykırdık. Mesleki formasyonumuzla, donanımıza ve tecrübemize dayalı izahlar yaptık. Ne yazık ki bizim mahallede dahi bazılarına anlatamadık, inandıramadık. Sebebi aydın sınıfımızın aymazlığı, gafleti, hatta tarihine, kültürüne yabancılaşmasından kaynaklı ihanetiydi. Selefliliğinden habersiz hurafeci Müslümanlığı, şuuraltındaki Türk düşmanlığını ''siyasi saltanata araç kılınmış din'' anlayışıyla ambalajlayanlara inanca dönüşmüştü.

Şimdilerde kaçak yargıç birisiyle tartışmamızın bir yerinde;'' reis sen Turancı değil misin, bak F.Gülen okulları dünyanın her yerinde Türk bayrağı çektirip marşımızı okutuyorlar neden hala bize kızıyorsun'' dediğinde cevabım; Bak kardeşim siz oralarda ABD lejyoner etki ajanlığını yapıyorsunuz. Aksi halde her yerde okul açmanıza ABD yol vermez. Bırakın her şeyi operasyonun adına Türk tarihinin en önemli miti destanı olan Ergenekon demeniz dahi tek başına hainliğinizi ispata yeter demiştim. Sonrası malum onlar ya kaçak ya da hapisteler ama biz bin yıldır buradayız kıyamete kadar da olacağız.

Bu davalar görülürken mesleki tanışıklığımız olanlara, siz yargıçlık değil cellatlık yapıyorsunuz bu hesabı er geç vereceksiniz dedik. Çünkü montaj dijital delil, sahte belge üretip ayarlanmış gizli tanıklarla destekliyor ve Allahsızca mahkumiyetler veriyorlardı. Herkes olsa bile Hakk buna razı olmazdı. Hakkın takdiri ve haklının yanındakilerin direnişiyle sonunda kumpas çöktü. Kumpasçıların kaçamayanları da şimdi hesap veriyorlar. Biz gene adil yargılamadan yana tarafız ve onlara da hukuksuzluk yapılmasına karşı çıkıyoruz. Bu bizim mesleki, ahlaki, vicdani vazifemiz, adalet idesine bağlılığımızın gereğidir.

Ancak kumpas çöktü her şey düzeldi deyip, sonuçları ne olacak, tahribatı nasıl düzeltilecek sorusuna cevap vermeden işin içinden sıyrılamayız. Asıl amacı ordumuzu güçsüzleştirme ve emperyalistlere karşı durma yeteneğini yok etme olan operasyon bitti mi? İçindeki hainler tümüyle temizlendi mi? Millici subaylara itibarları iade edildi mi? Dahası şimdi durumu ne? Eğer son tahlilde ordumuz on yıl öncesinden güçlü olmasa bile o seviyede diyebiliyorsanız mesele yok. Değilse ki değil o zaman kumpas denilen operasyonlar hükmünü icra etmiş sayılmaz mı? Yoksa yola devam ediyor mu? Çöken kumpasın altında kim kaldı hiç düşündünüz mü?