Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan “15 sene evvel acaba evlerde fırın bulabiliyor muyduk, buzdolabı bulabiliyor muyduk” deyince gözümde anılar canlandı.

***

2000 senesiydi.

Almanya’da oturan kuzenimi ziyarete gitmiştim. Bana içinde buz olmadığı halde buz gibi olan kola ikram etmişti. Bardağı evirip çevirdiğimi görünce meraklandı.

-Ne oldu diye sordu.

-İçinde buz olmayan buna rağmen bu kadar soğuk olan kola hiç görmemiştim, nasıl olabileceğini merak ettim dedim.

-E buzdolabından çıkardım da ondan dedi.

-Neeyyy dedim.

-Buzdolabı

-O ne ki, içine buz kalıpları koyduğunuz bir dolap mı, kuyu mu ?

-Gel göstereyim dedi

Mutfağa gittik, bana çift kapısı olan, dikdörtgenler prizmasına benzeyen, alt kısmındaki motor vasıtasıyla içini soğutan bir eşya gösterdiler.

-Dokunabilir miyim diye sordum. Üzeri pürüzsüz ve soğukçaydı.

Yiyecek içeceklerini kuyularda ya da dağlardan kestikleri buz kalıplarıyla soğutan bir Milletin evladı olarak, fotoğrafı kendi tab eden makineyle bir hatıra fotoğrafı çektirdim.

Foto kurusun diye sallarken sol taraftan bir sıcaklık geldi.

Buzdolabının yarısı yükseklikte, üzerinde çeşitli düğmeleri, önünde tutacaklı kalınca bir camı olan ve içinde ışık yanan başka bir eşya gördüm.

-Bu nedir diye sordum.

-Teyzen tavuk yapıyor senin şerefine diye cevapladı benim kuzen.

-Bu nasıl tandır ki, odunu nereden atıyorsunuz diye yeni bir soru yönelttim meraklıca.

-Bunun adı fırındır, elektrikle çalışır ve verdiği sıcaklık vasıtasıyla yemekleri pişirir.

Mutfağa bak mutfağa, hem soğutan, hem ısıtan teknolojinin son harikalarıyla dolu.

Medeniyet böyle bir şey dedim kendi kendime. Türkiye’ye dönünce arkadaşlarıma hava atmak için fırının da bir fotosunu çektim ve iç geçirerek yeniden salona döndüm.

***

2009 senesiydi. Tunceli Valiliği Yerel seçimlerden evvel “Her eve bir beyaz eşya” kampanyası başlatmıştı. Nazımiye İlçesi Doluca Köyünün Tokatlı ve Kürekli mezralarında da çamaşır makinesi dağıttılar.

Adı geçen mezralarda su olmamasından başka sorun yoktu.