Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ’ın iktidara ve Altılı Masa’ya muhalefet derecesini bilmeyen yoktur.

Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ’ın iktidara ve Altılı Masa’ya muhalefet derecesini bilmeyen yoktur. Hatta öyle muhalefet ki iki masa (Cumhur ve Altılı Masa ) tarafından da birbirine hizmet etmekle suçlanmıştır. Bu ayrı bir tartışma konusu. Meclis toplantısındaki çıkışı ise beklenmedikti. Daha önce çok fazla eleştirdiği, FETÖ’cü ve PKK’lı teröristlerle ortak olmakla suçladığı ‘terörist CHP’ ile masaya oturma çabası da nedir?

PKK ve FETÖ’ye masalarının altında olduğunu iddia etikleriyle, 1924 Anayasasının değil de, “laikliği görmezden gelen” ve ‘’üniter devlet yapısını sarsan’’ 1921 Anayasasının arkasında duranlarla, sığınmacı ve kaçaklarla ilgili “uyum çalışması yapacağız” diyenlerle iç içe geçmiş bir CHP’ye, “gerçek ayarlarınıza dönerseniz destekleriz” demek de ne ola?

Zafer Partisi’nin hedef kitlesinin ciddi bir kısmını genç seçmenlerle beraber “CHP’nin özüne dönmediğinden şikayet edip parti arayanlar” oluşturmuyor mu?

Acaba Özdağ, CHP’nin fabrika ayarlarına dönemeyeceğinden emin olduğu için siyasi bir elense çekerek bu tereddütteki seçmeni mi almaya çalışıyor? Yoksa CHP’nin – belki de siyasi birer geçici salvo olarak kullandığı – hamleleri kalıcı bir karakter haline mi getirmeye çalışıyor?

Zafer Partisi ilk döneminde hem CHP başta olmak üzere, Atatürk ve Cumhuriyet’ten asla taviz vermeyen ve kendisini “ortalama” bir Türk olarak tanımlayan neredeyse her seçmenin radarına girmişti. Yani aslında Zafer Partisi, CHP’nin kemik seçmenini hedef almıştı.

Bu, belki de Türk siyasi hayatındaki en zor hamleydi. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu partisinin kurucu oylarına ciddi talip oluyordunuz.

Ne zamana kadar?

Ümit Özdağ’ın tarikatlarla ilgili tartışmalı sözleri ve ardından tarikatlara yakın bazı isimlerin, partiye kabul edilmesiyle beraber önce Türkçü, sonra da merkez Türkçü seçmen Zafer Partisi’nden hızla uzaklaşmaya başladı. Bu öyle, sessiz bir uzaklaşma değildi. On binlerce insan sosyal medyadan uyara uyara, bağır bağıra tepki koydu.

Gerçekte Özdağ, hem de TBMM çatısı altında yaptığı basın toplantısında CHP’nin içinde bulunduğu durumu maddeler halinde sayarken her maddeyi bir çivi gibi kullanarak ana muhalefet partisinin tabutunun kapağını sağlamlaştırdı. Böylece CHP, güncel siyasetin mecburiyetine uygun olarak yaptığı hamlelerden vazgeçip gerçeğe dönse bile tabuttan çıkamayacaktı.

Peki çivi Özdağ’ın elinde ise çekiç kimde? Onu da yakın zamanda öğreneceğiz.