Gazeteleri okuyorum,

Gazetecilerin makalelerini takip ediyorum,

İnternet haber sitelerine bakıyorum,

Televizyonları izliyorum,

Sosyal medyayı görüyorum,

Yorumcuları ve haber bültenlerini dinliyorum…

Sözcü TV’den A habere, halk TV’den beyaz TV ye, hürriyet gazetesinden, Cumhuriyet gazetesine kadar sağ, sol, iktidar ve muhalefet ayrımı yapmıyorum. Hepsini inceliyorum.

Çoğunluğu ya yandaş ya da fondaş. Aynı konuda biri beyaz diğeri siyah, aynı mevzuda biri doğru biri yanlış, biri her yer toz Pembe diğeri kapkaranlık diyor. Birinin kahraman dediğine diğeri hain diyor, birinin övdüğüne diğeri sövüyor. Biri ülke güllük gülistanlık içinde diğeri battık diyor. Düzen karalama, yalan, iftira, hakaret ve algı üzerine kurulmuş. Siyasi ve ekonomik rant devşirme peşindeler

Benim gördüğüm medyanın neredeyse tamamı siyasi ve besleme, hemen hemen hepsi taraflı, birilerinin kalemşörü, ağzı ve dili olmuş. Kendi tarafları hep haklı karşısı hep haksız, kendi yönleri kusursuz karşı mahalleyi pislik içinde. Objektif realist, gerçekçi ve tarafsız değiller. Kimsenin derdi devlet, millet ve adalet değil. Dürüstlük, doğruluk, samimiyet ise bu anlayışta olanlardan zaten beklenemez.

Büyük resmi göremeyip ya da görmezden gelenler fırçanın izleri ile uğraşıyorlar. Etraf ağaca bakıp arkasında ki ormanı göremeyenler veya görmek istemeyenler ile dolu .Aklını kullanmayanlar, akıllarını rehin verenler, milli ve yerli kimliklerini kaybetmiş olanlar, bilimi göz ardı edenler, gerçekleri örtenler, duygularına yenik düşenler, kendi gücünü ve düşmanlarının gücünü bilmeyenler, odaya anahtar deliğinden bakanlar, kapkaranlık ve her yeri siyah ile boyanmış bir odada olmayan siyah kediyi arayanlar, istihbaratı güçlü olmayanlar hatalar zincirinin prangalarından ve ihanetten kurtulamazlar

Kendi ülkesinin ve dünyanın tarihini ve coğrafyasını tam olarak bilmeyenler, vizyonları ancak bir metre ötesini görmek olanlar, birlik ve beraberliğin gücünü önemsemeyenler, kişisel nefis ve egoları ile hareket edenler, kişisel ikballerinin peşinden koşanlar, Maceracılar ve hamasetten beslenenler, dünyayı Türkçe okumayanlar, Türklük gurur ve şuuru ile yoğrulmayanlar, İslam ahlak ve faziletine sahip olmayanlar sonuçta hırs ve nefesleri ile tuzağa düşerler, bulundukları her yere zarar verirler. Saldırganlık, öfke ve kin içinde hareket ederler. Bunlara uymamak gerekir. Bunlardan ülkemize ve milletimize hayır gelmez.