Türkiye Kahramanmaraş merkezli 11 ilde büyük yıkıma neden olan ve can kaybı 40 bine yaklaşan depremin yaralarını sarmaya çalışırken, AKP'li Bülent Arınç'ın seçimin ertelenmesini gündeme getirmesi tartışmalara neden oldu. Seçimlerin ne zaman yapılacağı tartışılırken, depremin etkilediği 11 ildeki seçmenlerin nasıl oy kullanacağı da tartışmaya açıldı.

Hukukçular Anayasa uyarınca savaş hali dışında, seçimlerin ileri bir tarihe ertelenmesinin mümkün olmadığını savunurken, siyasiler, büyük yıkım yaşayan Hatay, Adıyaman ve Kahramanmaraş başta olmak üzere depremden etkilenen illerde altyapı sorunları, seçmenlerin büyük bölümünün göç etmesi veya kayıplar nedeniyle; seçmen kütüklerinin güncellenmesi, seçmenin sandıkla nasıl buluşturulacağı, seçimin sağlıklı olup olmayacağını tartışıyor.

Tartışmalar, zorlu koşullara rağmen, depremden etkilenen illerde seçimler nasıl yapılabilir, seçmen nasıl sandıkla buluşturulacak, göç veya kayıplar nedeniyle illerin milletvekili sayıları değişebilir mi sorularını gündeme getirdi.

CHP’nin Yüksek Seçim Kurulu (YSK) temsilcisi Hadimi Yakupoğlu, BBC Türkçe’nin konuya ilişkin sorularını yanıtladı:

Deprem nedeniyle seçimlerin ertelenip ertelenmeyeceği tartışılıyor. Bu koşullarda seçim yapılabilir mi?

Yapılabilir tabii.

Peki seçim 18 Haziran’dan ileriye ertelenebilir mi?

Hayır, seçimi erteleyemezler. Öyle “bir defadan bir şey olmaz” diyerek anayasayı delemezsiniz. Öyle bir şey olmaz zaten.

Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman gibi yerlerde yıkım çok büyük. “İnsanların adresleri bile belli değil, nasıl oy kullanacaklar” deniliyor?

Daha önceki kanunlarda,” sandık çevresi” ve “sandık alanı” diye kavramlar vardı. Ama 2018’de yapılan yasa değişikliği ile bu kavramlar kaldırıldı. “Seçim çevresi” il, “seçim bölgesi” muhtarlık, “sandık bölgesi” ise bir sandığın seçmenleri olarak tanımlandı.

Yapılan değişiklikle 298 sayılı kanunun 5’inci maddesine “Aynı binada oturan seçmenler, hane bütünlüklerinin korunması ve aynı seçim bölgesinde kalmaları şartıyla, farklı sandık bölgelerine kaydedilebilir” hükmü getirildi.

Yani aynı muhtarlık içinde farklı sandıklara bölüştürebilirsin diyor. Getirilen kural bu.

Bu, şunun için getirildi: Biliyorsunuz kamu lojmanları, huzurevleri var. Buralara tek sandık konulursa, hangi partiye oy çıktığı belli oluyor.

Bu seçmeni rahatsız edebiliyor. Bunun önüne geçilmesi için yapıldı.

Bir de 2015 seçimlerinde, terör sebebiyle 2972 sayılı Mahalli İdareler Kanunu’nun ek ikinci maddesine göre sandık taşınması ve birleştirilmesi kararları alınmaya başlandı.

2018 seçimleri dahil uygulandı bu kararlar.

İl jandarma komutanlıklarından gelen talepler doğrultusunda sandıklar taşındı.

En nihayetinde, 13.03. 2018 tarihli değişiklikle 298 sayılı kanunun 14. maddesine koydular sandık taşıma ve birleştirmeyi.

seçmen
KAYNAK,GETTY IMAGES
‘Hatay sandıklarını Mersin’e taşıyamazsınız’
Peki, başka bir ilde oy kullanabilir mi seçmen? Yani Hatay seçmeni Mersin’de oy kullanabilir mi, sandık birleştirme yoluyla?

Hayır. Aynı seçim çevresi içinde mahalleleri, başka bir mahalleye taşıyabilirsiniz.

Ama Hatay’ın sandıklarını tutup da Mersin’e taşıyamazsınız.

Buna 5. madde engel.

Yani Hatay’ın Defne’sine sandık kurulur, Erzin’ine kurulur ama başka bir seçim çevresine, yani ile kurulamaz sandık.

2018’de yürürlüğe giren kanunla 298 sayılı Seçimlerin Genel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanunu’nun 14. maddesine eklenen 16. fıkra, “Seçim güvenliği açısından gerekli görülmesi durumunda, vali veya il seçim kurulu başkanının oy verme gününden en geç bir ay önce talepte bulunması halinde, o yerdeki sandıkların en yakın seçim bölgelerine taşınmasına, sandık bölgelerinin birleştirilmesine, muhtarlık seçimleri hariç olmak üzere seçim bölgelerinin birleştirilmesi ile seçmen listelerinin karma şekilde düzenlenmesine ve bu hususların ilanına karar vermek” hükümlerini düzenliyor.

‘Nüfus sayısı düşse de milletvekili sayısı bir sonraki seçimde dengelenir’
Depremden etkilenen çok sayıda seçmen başka illere, mesela İstanbul, Ankara’ya Mersin’e göç ediyor. Bu durumda, diyelim ki Hatay’ın milletvekili sayısı düşer mi?

Vekil sayısı düşerse de sorun yok.

Ama 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu’nun 5. maddesine göre belirleniyor milletvekili sayıları.

Madde, “Seçim çevreleri ve her seçim çevresinin çıkaracağı milletvekili sayısı, Yüksek Seçim Kurulu tarafından, genel nüfus sayımı sonuçlarının açıklanmasından itibaren en geç altı ay içinde, 4 üncü madde uyarınca tespit edilerek Resmi Gazete, radyo ve televizyonla ilan edilir” diyor.

YSK’da şu anda komisyon çalışmaları devam ediyor.

YSK 31 Aralık 2022 tarihli nüfus ve TÜİK verilerine göre milletvekili sayılarını belirleyecek. Kanun böyle diyor.

Mesela Hatay 11 milletvekili çıkarıyor şu anda.

Nüfus düşmüş olsa da, sonraki seçimde dengelenir.

Sonuçta Hatay’dan çıkacak 11 milletvekili, milletin vekili değil mi? Ne fark eder ki?

Temsilde adalet sorunu olmaz mı, daha az nüfusla daha çok vekil çıkarılmış olacak?

2019 mahalli idareler seçiminde bir sürü seçmen İstanbul’dan, köylerine gidip oy kullandı. İstanbul’un milletvekili sayısı 1 düştü.

Sonra bunlar geri geldi, sayı 1 arttı.

Mesela Bayburt bir düşüyor, bir artıyor.

Dünyanın sonu değil, kanuna göre kanun hüküm yerine getiriyor.

31.03.2022’de yürürlüğe giren yeni kanunun 9. maddesiyle 298 sayılı kanuna eklenen düzenleme “Kütük düzenlemesi nedeniyle seçmen hiçbir şekilde oy kullanma hakkından yoksun bırakılamaz. Adresi kapanmış olması sebebiyle adres kayıt sisteminde görünmeyenler, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün adres kayıt sisteminde bulunan en son geçerli adres kayıt bilgileri kapsamında seçmen kütüğüne kaydedilirler” diyor.

36. madde çok açık. Deprem bölgesinden başka yere giden insanlar buralara naklini yapmasa bile en son kayıtlı oldukları geçerli adreste, seçmen olmaya devam edecekler.

seçmen
KAYNAK,GETTY IMAGES
‘Avrupa’daki seçimlerde katılımlar yüzde 50’yi bile bulmuyor’
Kenti terk eden seçmenlerin gelip oy kullanmaları gerekecek. Mesela siyasi partiler seçmeni illerine taşıyıp oy kullanabilir mi o zaman?

Tabii, taşıyabilirler. Ama kimse oy kullanma hakkından, seçmen olma hakkından yoksun bırakılmayacak.

Fakat YSK’nın, Seçim Kanunu’nun veya devletin görevi herkesi zorla sandığa götürmek değil.

Bugün Avrupa’daki seçimlere katılımlar yüzde 50’yi bile bulmuyor. Biz yüzde 80’lerle seçim yaptık şimdiye kadar.

İlla herkesi aynı şekilde sandığa taşıyacağız diye bir kaide mi var?

YSK’ya bir sürü seçim geliyor. Mesela, orda bir partinin veya bir meslek odasının 200 delegesi var. Ama genel kurula veya kongreye 10 kişi katılıyor, 2 kişi seçiliyor. Seçim geçerli mi, geçerli.

Editör: Yadigar Hanım