Gazeteci Can Ataklı, gündeme bomba gibi düşen açıklamalarda bulundu. Ataklı, MİT’in Kıbrıs’ta öldürülen Halil Falyalı’nın elinde bulunan 50 kasetten 45’ini ele geçirdiğini, ancak kayıp 5 kasetin alarm zillerini çaldırdığını iddia etti. Bu kasetlerin, bazı önemli kişilerin ve çocuklarının kumar, kara para aklama ve rüşvet gibi suçlarını kanıtlayabilecek görüntüler içerdiği öne sürüldü.
Ataklı, Türk devletlerinin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni tanımasının ve KKTC’yi tanımayacaklarını ilan etmelerinin sarayda şok etkisi yarattığını belirtti. Ancak bu gelişmenin iktidar sözcüleri tarafından kınanmadığını ve yandaş medyada da görmezden gelindiğini ifade etti. Bu sessizlik, kayıp kasetler ve laiklik konusunda saray ile ters düşen Kıbrıs’ı cezalandırma olarak yorumlandı.
Ataklı, toplumun öfkesinin giderek büyüdüğünü ve üniversite öğrencilerinin ardından liselilerin de protestolara katıldığını söyledi. Bu durumun, iktidarın CHP’nin başlattığı kitle gösterilerinin zayıflayacağı yönündeki beklentilerini boşa çıkardığını belirtti. Ataklı, sarayın çaresizlik içinde Ekrem İmamoğlu’nu serbest bırakmaktan başka bir seçeneği kalmadığını öne sürdü. Bahçeli adına yapılan son açıklamanın da bu yönde bir hazırlık olduğu iddiasında bulundu.