Sezgin Gümüş, tarihi belgelerin Lozan Antlaşması hakkında bugüne kadar yanlış iddialarda bulunan siyasal islamcıları haksız çıkardığına dikkat çekerek, Lozan'ın bugün hala bütün ihtişamı ile geçerliliğini sürdürdüğünü vurguladı.

İskilipli Atıf Hoca'yı Atatürk'ün astığını savunanlara da Fetullah Gülen vurgusuyla cevap veren Gümüş, "Bu tarihi hafıza Türk milletinden silinmediği sürece bu mihraklar öz benliğimize nüfus edemeyecek, İngiliz muhipler cemiyetine geçit verilmeyecek ve TÜRK varlığı yok edilemeyecektir…" dedi.

İşte Sezgin Gümüş'ün "Ey Lozan Antlaşması 2023’te sona erecek diyenler!!!" başlıklı mutlaka  okunması gereken yazısı...

Allah nasip etti, 24 Temmuz 2023 tarihini de görerek tarihi bir ana tanıklık ettik… Hayatlarında hiç kitap okumamış İngiliz casuslarının ortaya attığı dogmalara inanarak toplumda bilgi kirliliği yaratarak hem tarihimize hem de tarihi şahsiyetlerimize saldıranlar; Lozan Antlaşması'nın 100. Yılını nerdeyse bir hafta geçtik yine tarih sizi haksız çıkardı… 

Lozan hala bütün ihtişamı ile geçerliliğini devam ettiriyor (Süleymanşah türbesi hariç)

Yıllarca Atatürk ve arkadaşları tarafından lozanda adaları kaybettik dediniz gördük ki adaları Lozan'da değil Osmanlı'nın yaptığı UŞİ Anlaşması ile kaybetmişiz…

Yıllarca Atatürk’ü Anadolu’ya Sultan Vahidettin’in destekleyerek gönderdiğini yazdınız. Oysa belgelerle gördük ki, Atatürk’e destek veren, gönderdikten sonra idam cezası veren Sultan Vahidettin değil o günün derin devleti ile yine o günün genel kurmayı imiş..!!

Yıllarca samimi müsliman diye tarif ettiğiniz İskilipli Atıf Hoca'yı Atatürk astı diye bas bas bağırdınız. Oysa tarihi belgeler bize gösterdi ki, molla dediğiniz İskilipli Atıf Hoca o dönemin Fetullah Gülen’i imiş…

Yeni Fetullah Gülen’lerin türememesi için kapatılan tekke ve zaviyelerden sonra iaşe ve itibar kaybına uğrayan sözde müsliman bazı cahillerin Atatürk döneminde Kur'anlar toplandı yalanlarına inanarak yıllarca Atatürk döneminde kuranlar toplatıldı diye ortalığı ayağa kaldırdınız; oysa tarihi vesikalar gösteriyor ki 1926 yılında yurt dışında İngilizler tarafından yanlış basılarak ülkeye sokulan kuran-ı kerimlerin toplanması haricinde hiç bir zaman Kur'an yasaklanmamıştır… 

Ayrıca Devlet Arşivi Genel Müdürlüğü’nden çıkan ve ilk Diyanet İşleri Bakanı Rifat Börekçi’nin imzasını taşıyan belge, ortaya atılan yalanların aksine Atatürk döneminde Kur'an’ın evlerde bulundurulması ve gençlere dinin öğretilmesi için tavsiye verildiği gerçeğini gün yüzüne çıkarıyor.

Yıllarca; Sultan 2. Abdülhamid ülkeyi savaşa sokmayarak o dönemde hiç toprak kaybı olmamıştır diyerek büyük iddialarda bulundunuz, oysa 2. Abdulhamit’in hüküm sürdüğü 1876-1909 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu’nun kaybettiği topraklardan bazıları şu şekilde: Tunus, Girit, Mısır, Kıbrıs, Sırbistan, Karadağ, Romanya, Bulgaristan, Bosna Hersek, Niş, Teselya, Kars, Batum, Ardahan yani 2 Türkiye büyüklüğünde toprak kaybettik…

Ve yine tarihi vesikalar bize gösteriyorki kıyafet devrimi ilk Osmanlı döneminde olmuş, latin alfabesine geçme demeleri ilk Osmanlı döneminde olmuş, Türkçe ezan denemeleri ilk Osmanlı döneminde olmuş, sürekli yenilenen ve sürekli aksayan Mecelle Kanunlarının yerine ikame etmek için Osmanlı aydınları batılı kanunnameler üzerinde araştırma çalışmaları yapmışlar. Yani Cumhuriyet Osmanlı’nın düşünmediği hiç bir şeyi yapmamış…

Beyler kandırıldığınızı veya beslendiğiniz ideolojik kaynaklarınızın sizi yanılttığınızı kabul edin lütfen… 

Özetle Lozan'ın 100. yılında gördük ki, özellikle siyasal İslamcıların 100 yıldır Lozan ile ilgili iddiaları da diğer iddiaları gibi boşa çıkmıştır… 

Bu tarihi hafıza Türk milletinden silinmediği sürece bu mihraklar öz benliğimize nüfus edemeyecek, İngiliz muhipler cemiyetine geçit verilmeyecek ve TÜRK varlığı yok edilemeyecektir…

Sezgin Gümüş

Editör: Yadigar Hanım