Erdem Atay’ın, “6’lı mutabakatı kimler yazdı bir bilseniz…” Başlıklı yazısı şu şekilde:

Dünya ve Türkiye doğal olarak Rusya ve Ukrayna’yı konuşuyor. Ama içeride olanlar arka plana atılamayacak kadar önemli.

Neden önemli sorusuna bu yazıda yanıt bulacaksınız.

***

6’lı masa…

Geçen gün bu konuyla ilgili bir yazı yazmıştım.

ABD-Babacan-Gül bunu beğendi! Kılıçdaroğlu’nun unuttuğu büyük direniş

3 gün önce

Burada yazacaklarımı daha net anlatabilmem için yukarıda bağlantı adresini verdiğim yazıyı da okumanızı öneririm.

***

Bu 6’lı masa bir toplantı yaptı. Toplantı Bilkent Oteli’nde oldu, en öne de Nagehan Alçı’yı oturttular. (Neden oturtulduğunu ya da oturduğunu yazının sonunda anlayacaksınız)

Toplantı sonucunda karşımıza bir mutabakat metni çıktı. Adı Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem.

Kıyametlerin kopması gerekirken çok kişiden ses çıkmadı.

Sanırım Türk milleti sonunda alıştırıldı.

Nasıl bir büyük tehlikeyle karşı karşıya olduğumuzu anlatana kadar yazmaya ve konuşmaya devam edeceğiz.

Gelelim konumuza…

***

Mutabakat metni için dün CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na mikrofon uzatıldı.

Tepkilere söylediği söz şu:

“Bunlar yapay olarak çıkarılan tartışmalardır.”

Bu metni tartışanlardan biri olarak söyleyeceğim kelamı ilk anda söylemiş olayım:

“Asıl 6’lı masanız yapaydır, yazdıklarımız değil!”

***

Devam etmiş ve amaçlarını açıklamış Kılıçdaroğlu: “En özgürlükçü anayasayı yapmak…”

1921 Anayasası’nın kapsayıcı, ancak diğer anayasaların tamamının ‘dar’ olduğu yazılan metinle ilgili tepkilere de cevabı açık:

“Kimse öküz altında buzağı aramasın.”

Buna da bir yanıt vermek durumundayım:

“Kimse bizi aptal yerine koymasın!”

***

Aptal olmadığımızın kanıtını sunuyorum şimdi sizlere…

***

21 Şubat’ta başlayan birkaç gün süren ve herkesin gözünden kaçan bir toplantıyı bir arkadaşım paylaştı.

Toplantı Demokratik Gelişim Enstitüsü (DPI – Demokratic Progress Institute) adlı düşünce kuruluşunun toplantısı.

Toplantının adı, ‘Türkiye’de Anayasa Yapımı ve Çatışma Çözümü’…

Toplantıda tartışılan konuyla ilgili bu düşünce kuruluşu Nisan 2021 tarihinde aynı başlıkla bir rapor yayınlamıştı.

287 sayfalık raporu okudum.

Raporu hazırlayanlar; PKK ile açılımının ‘Akil İnsanlar Heyetinden’ Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem, AİHM uzmanı Prof. Dr. Sevtap Yokuş, Taraf’ın internet versiyonu Serbestiyet ve Kurdistan 24 online sitelerinin yazarı ve ‘Akil İnsan’ Dr. Vahap Coşkun ve ‘Kürt meselesi’ uzmanı Dr. Zeynep Ardıç.

Rapor, Türkiye’nin en özgürlükçü anayasasının nasıl yapılması gerektiğini anlatıyor, tıpkı dün Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi.

***

Rapor her şeyi çok açık bir şekilde yazıyor. Uzun uzun burada bunu anlatmayacağım, isteyen raporu bulur, okur.

Şimdi bu raporu, 6’lı masanın mutabakat metniyle karşılaştıralım.

***

Bir kere raporun girişinde hedef açıklanmış:

“Türkiye’de olası bir çözüm sürecinin yeniden başlaması için gereken yasal hazırlıkların ve anayasa yapım sürecinin ihtilafların çözümüne nasıl katkı sağlayabileceğinin tasarlanması…”

• Rapor Türkiye’nin ‘etnik, dilsel, dinsel ve kültürel açıdan çok çeşitli olduğunu’ söylüyor ve kapsayıcı bir anayasa öneriyor.

Mutabakat metni de kapsayıcılık üzerinde duruyor.

• Rapor, anayasa yapımında toplumun tüm kesimlerinin masa etrafında toplanması gerektiğini savunuyor.

Mutabakat metnini savunan Kılıçdaroğlu’nun dün söylediği söz: “Anayasayı tüm kesimlerin katılımıyla, hiçbir kesimi, hiçbir kimseyi dışlamadan, hep birlikte yapacağız.”

• Rapor, anayasayla toplumsal barış ve huzuru sağlamayı hedefliyor.

6’lı masanın metninde de aynı ifadeler yer alıyor.

• Rapor kayyum atamalarına karşı çıkıyor, bunların kaldırılması ve anayasa güvencesine alınmasını savunuyor.

Mutabakat metni de aynı ifadeleri kullanıyor.

• Rapor da mutabakat metni de ‘Basın özgürlüğünün anayasal güvence altına alınmasıyla’ ilgili yorum yapıyor.

• Rapor ve 6’lı masa metninin ortak yanlarından biri de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının uygulanması için gerekli adımların atılması… Aynısını savunuyorlar.

• ‘Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri’ kanunuyla ilgili de aynı talep yer alıyor.

• Cumhurbaşkanlığı kararnamelerin yasa dışı olduğu ve kaldırılması gerektiği iki metinde de geçiyor.

(O kadar çok benzerlikler var ki, tek tek sayarsak yazı çok uzar, öze geliyorum)

• Yerel Yönetimlerin güçlendirilmesi…

6 partinin hazırladığı metinde yerel yönetimlerin güçlendirilmesi vurgusuna atıf yapılmış, metni okuduğunuzda Avrupa Yerel Özerklik Şartı’nın taleplerinin çok benzeri. Merkez ile Yerel arasında ‘denge’ kurulacakmış! İlginçtir ki raporda da aynı ifadeler yer alıyor. Ama örtülü söz söylemiyorlar, her şey açık.

Mesela, ‘Yerel özerklik’ olmalı diyor. Yetmiyor, illeri kültürel ya da coğrafi olarak ayırıp eyalet haline getiriyor.

Bunun Kürtlerin en büyük taleplerinden biri olduğunu savunuyor.

Yerel ile ilgili yatırım, hizmet, sağlık, kamu düzeni gibi olaylarda görevi valiye veren yasanın değişmesi gerektiğini söylüyor ve karar alım süreçlerinde yerel yöneticilerin ve sivil toplumun olması gerektiğine işaret ediyor.

Mutabakat metninde de kentin geleceğini ilgilendiren konularda karar alım süreçlerine bunların dahil edilmesi isteniyor.

• Gelelim en kritik bölüme…

Mutabakat metninde yazmıştı… ‘Herkesin kendi kimliğiyle, eşit kamusal, siyasal yaşama katıldığı…’ ifadesi…

Aynısı ve bu cümlenin ayrıntılı açılımı DPI’nın raporunda da var. Rapor tartışmaya bile mahal vermeden ‘Türk milleti’ ifadesinin kaldırılması gerektiğini, yerine kapsayıcı bir vatandaşlık tanımı yapılması zorunluluğunu koymuş ortaya…

***

En ilginci ne biliyor musunuz?

Raporda, mutabakat metniyle tıpkı, birebir, aynı olan bir vurgu var.

1921 Anayasası…

Biliyorsunuz, 6’lı masanın metninde en kapsayıcı anayasanın 1921 olduğuna vurgu yapılıyor, geri kalan anayasalara ‘dar kalıplı’ deniyordu.

Evet, aynısı raporda var. Hem de 15 kez altı çizilmiş!

‘Türk milleti’ ifadesinin kaldırılması ve yerel özerkliğin Türkiye’ye getirilmesi için 1921 Anayasası benzeri bir kapsayıcılığın olmasının zaruri olduğunu defalarca vurgulamış rapor. Diğer anayasaların da ‘dar’ olduğunu, yerel özerkliğin önünü kapadığını ve vatandaşlık tanımının yapılmasıyla kapsayıcılığın bittiğini net bir şekilde söylüyor.

Yani rapor, 6’lı masanın eksik bıraktığı tüm boşlukları ve satır aralarındaki anlamı olduğu gibi yazıyor.

Tartışmaya bile gerek yok! Açık, okuyun, görün!

***

Peki bu 2021’deki Türkiye raporunu hazırlayan DPI nedir?

İngiltere’de faaliyet gösteriyor.

Başında Kerim Yıldız adında biri var.

İngiliz Lordlar Kamarası üyesi Lord Avebury’nin desteğiyle kurulan ‘Kürt İnsan Hakları Projesi’ adlı kuruluşun eski başkanı.

PKK dostu olarak bilinen Avebury’nin, Abdullah Öcalan ile Suriye’de yüz yüze defalarca görüştüğü ortaya çıkmıştı.

İngiliz istihbaratına yakın olduğu bilinen DPI, PKK açılımının fikriyatını oluşturan kritik enstitülerden biri…

DPI’nın ‘Uzmanlar Kurulu Üyeleri’ arasında kimler var dersiniz? (Yabancıları saymıyorum…)

Ali Bayramoğlu, Oral Çalışlar, Cengiz Çandar, Vahap Coşkun, Fazıl Hüsnü Erdem, Ayşegül Doğan, Kezban Hatemi, Kadir İnanır, Ahmet İnsel, Bejan Matur, Avni Özgürel, Ufuk Uras, Sevtap Yokuş…

Sanırım artık 6’lı masanın metninin kimler tarafından yazıldığını da öğrenmiş oldunuz.

***

Raporu yazan ve birkaç gün süren toplantılar yapan DPI’nın önceki Türkiye çalışmalarında ve bu son çalışmasında da sürekli bir Kuzey Irlanda ile İngiltere arasında yapılan ‘Hayırlı Cuma Anlaşması’ konusu konuşuluyor.

IRA nasıl çözüldüyse, PKK da öyle çözülür düşüncesiyle sürekli bir Kuzey İrlanda vurgusu yapılıyor.

Ve bu son toplantıda da benzer konu gündeme gelmiş.

Peki başka ne olmuş?

Türkiye’den bir gazeteci, İrlanda’nın başkenti Dublin’e ‘çok özel bir davet için’ çağırılmış.

Kuzey İrlanda ile İngiltere arasındaki İRA sorununun çözümünü yapan biriyle söyleşi yapması için…

Bak sen şu işe ki, tam da bu söyleşide Türkiye’nin PKK sorununun da benzer şekilde çözülebileceği vurgulanmış!

Söyleşi yapılan, özel davetle gazeteciyi çağıran kişi Hayırlı Cuma Anlaşması’nın mimarlarından Bertie Ahern… Eski İrlanda Başbakanı olan Ahern, aynı zamanda yine çok gariptir ki, DPI’nın Uzmanlar Kurulu Üyelerinin en önemli isimlerinden…

Hangi gazeteci gitti dersiniz Dublin’e, Ahern’le görüşmeye?

Ülkemizin medarı iftiharı Nagehan Alçı!

‘Çok özel bir randevu için’ çağırıldığını söyleyen Alçı, söyleşisini yaptıktan sonra Türkiye’ye geliyor ve 28 Şubat’taki 6’lı masa toplantısının en önünde yerini alıyor.

Mutabakat metnini, “Ben açıklanan metni son derece özgürlükçü ve demokrat buldum. Beğendim” sözleriyle yorumluyor.

Ama ardından uyarıyor: “Çok geç kalmayın!”

***

Son yazımda mutabakat metninin AKP’nin kuruluş metniyle hemen hemen aynı olduğunu yazmıştım.

Şu bilgiyi atlamışım…

Onu da Nagehan Alçı’dan öğrendim…

Bundan tam 21 yıl önce, 14 Ağustos 2001’de Tayyip Erdoğan’ın yeni kurulan AKP’nin tanıtım toplantısı nerede olmuş biliyor musunuz?

Bilkent Oteli’nde…

Hatta 6’lı masanın toplandığı salonda…

***

Şimdi 6 partinin nerede birleştiğini gördünüz mü?

Editör: TE Bilişim