Bülent Akalın'dan dikkat çeken İsmail Türk yazısı

Akalın yazısında “O zamanlar sayın Akşener’le birlikte yol yürüyen İsmail Türk çok tepki gösterdi...Ne Ak Partililiğim kaldı ne kemik yalayıcılığım!?” dedi.

Bülent Akalın’ın yazısı şöyle:

“Kötü döşemiş Nihat Genç. Ben Nihat’ı Trabzon’dan bilirim, tanırım. Kanaat ederim oda beni hatırlar. BÜD’ ün gençleriyle ocağa gelirdi. Henüz genç ve cunun dönemleriydi...

Bu tarz yazıları okuyunca kelam etmekten, yazmaktan imtina etmemeli, zira bu koca bir vebaldir ve hiç bir şeye benzemez.

İYİ Parti’nin kuruluş aşamasını dikkatle takip ettim. Peşinen, has Ülkücülük yapamıyor, siyaseten yol alamıyoruz kastıyla yürünecek yolun nasıl İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Erdem’in verdiği mesajlara evirildiğini hayretle gördüm.

Parti programlarını ilk okuyanlardan biri benim. NATO’ya bağlılık, eşit vatandaşlık (!) gibi terimleri görünce daha o zamanlar irkilmiştim.

Dedim ki kendi kendime “Madem bu bir vebal o zaman ben bu konuyu eleştiren bir yazı kaleme alayım." (Henüz Nihat Genç, Ali Türkşen kavgası başlamamıştı) Yazdım.

O zamanlar sayın Akşener’le birlikte yol yürüyen İsmail Türk çok tepki gösterdi...Ne Ak Partililiğim kaldı ne kemik yalayıcılığım!?

Bilahare başıma sağlık sorunları tebelleş oldu. Hastane çıkışı Ahmet Baykan ben ve İsmail buluştuk.

"Abi sen haklıymışsın" dedi.

Allaha hamd ve şükrettim...

Bunları neden yazdım?

Birincisi bir siyasi parti, programına NATO gibi kirli bir ittifakın bağlılığına niye vurgu yapar?

İkincisi, anayasal vatandaşlık dururken, niye eşit vatandaşlık?

Sebep ne?

Bu kimin yol haritası?

Niye, neden?

Bizler vatan temelli fikirleri, geçmiş veballeri de harmanlayarak cem etmek mecburiyetindeyiz.

Bizi hiç bir siyasi parti bağlamaz. Yanlış ve eksikleri haykırdığımız gibi, doğru olan her nevarsa yanında, arkasındayız.

Bizdeki siyasi cinayetlerin tümünde NATO ve gladiyonun parmağı var.

Artık bunu çok net olarak görüyorum.

Evvelce tahmin ettiğim gibi...

Mezkur konuya dahil olan çok temiz arkadaşlarımızda umur ve dilerim tez zamanda uyanırlar.

İçlerinde kıymetli arkadaşlarımız var.”