Çölaşan, videoların çok sayıda izlenmesine yönelik değerlendirme yaptı.

Sözcü yazarı Emin Çölaşan, bugünkü köşe yazısında çektiği videolarla gündeme oturan organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in çarpıcı iddialarının ardından izlenme sayılarındaki artışa dikkat çekti.

Çölaşan, videoların rekor düzeyde izlendiğine vurgu yaparak sebebine ilişkin değerlendirme yaptı.

Çölaşan, yazısında şunları kaydetti:

"Sevgili okurlarım, memlekette olup bitenleri dehşetle, hayret ve ibretle izlemeyi hep birlikte sürdürüyoruz.

Ancak kafalarda bazı sorular oluşuyor…

Sedat Peker ortaya durup dururken mi çıkmak zorunda kaldı?

Acaba bu çıkışın tek nedeni İstanbul'daki evi polisler tarafından basıldığında, eşinin ve çocuklarının odalarında, dolaplarında yapılan aramalar ve kötü muamele miydi?

Bunları mı hazmedemedi?

Yoksa bizim henüz bilmediğimiz, üzerinde fazla düşünmeye de gerek duymadığımız başka nedenler mi var?

Bence öyle.

Adam sözleri ve çıkışlarıyla her gün yeni bir olay yaratıyor.

Videoları her gün milyonlarca kişi tarafından izleniyor.

Bu bir rekordur ve bir daha kırılması da gerçekten çok zordur.

Peki izleme sayıları niçin bu rekor düzeye ulaştı, onun üzerinde de kısaca olsun durmak gerekiyor.

Nedenini dilimin döndüğü kadarıyla çok özetle anlatmaya çalışayım…

Türk milletinin büyük çoğunluğu, yapılan yolsuzluklardan, vurgunlardan bıkmış, usanmış ve tiksinmişti.

Sistem tıkalıydı.

İstediğiniz kadar belgeleyin, millet soyuluyordu ve istediğinizi yapın, bu konuda hiçbir sonuç almak mümkün değildi.

Mafyalar ortalıkta cirit atıyordu.

Meclis'teki AKP-MHP koalisyonu bu gibi konularda hiçbir şey yapmıyordu.

Yargı tıkanmıştı, savcılar harekete geçmiyordu.

İşte bu durumda devreye (sonucunu bilerek veya bilmeyerek) Sedat Peker girdi…

Yayınladığı videoların böylesine rağbet göreceğini, her seferinde milyonlarca kişi tarafından ilgiyle izleneceğini belki kendisi de tahmin etmiyordu.

Ama onun yuvarladığı kartopu giderek büyüdü, çığ oldu…

Ve iktidar kesimi başta olmak üzere bazılarını ezdi geçti.

Bu gibi olaylarda sokaktaki insanın ne dediği, ne düşündüğü önemlidir.

Sokaktaki herkes şimdi birbirlerine soruyor:

“Bugün Sedat'ı izledin mi?”

İktidar kesimi bu olanlardan son derece rahatsız.

Bu konuya asla giremiyor.

Buna yandaşların tetikçi medyası ve TRT dahil.

Onun sözlerine, onun iddialarına gerek ekranlarında ve gerekse sayfalarında yer vermeleri mümkün olmuyor…

Çünkü köşeye sıkıştılar.

“Mafya babası” diye küçümsemeye kalkıştıkları adam onları duman etti…

Ve düne kadar yaptığı açıklamalarda herhangi bir somut yalanı ortaya çıkmadı.

Peki ama bu filmin sonu nasıl bitecek!

Çeşitli olasılıklar var:

-Sedat Peker pes edecek, iktidardan bazı güvenceler alıp uzlaşmaya varacak.

-Pes etmeyecek, anlatmayı sürdürecek, gündeme yeni konular getirip iktidarı yıpratmaya devam edecek.

-Yakalanıp şu veya bu biçimde Türkiye'ye getirilecek.

-Daha fazla konuşmasın diye kendisine suikast düzenlenecek.

Evet, polisiye filmin sonunu şimdiden kestirebilmek mümkün değil.

Peker son açıklamasında Binali Yıldırım'ın oğluna dokundurdu, uyuşturucu işleri için Venezuela'ya gittiğini söyledi.

Bir aile şirketi olarak çalışan oğlunun onlarca büyük gemiden oluşan filoları var.

Binali Bey Sedat Peker'e yanıt verdi:

“Oğlum oraya yardım olsun diye koronadan korunma maskeleri götürmüştü!”

Ne kadar insancıl bir olay!..

Türkiye nire Venezuela nire!

Burnumuzun dibinde örneğin her gün edebiyatını ve sömürüsünü yaptıkları fakir fukara İslam ülkeleri varken sen maskeleri onlara değil, taaa Venezuela'ya götür!..

Niye Kolombiya, Uruguay, ya da şimdi salgından kırılan Brezilya vesaire falan değil de, acaba Venezuela!

Neyse, Binali Bey fırsat bulup bunları da anlatırsa öğreniriz.

Belki de Sedat Peker açıklar!"

Editör: TE Bilişim