Ahlak/etik: insanın doğru ile yanlış, iyi ile kötü arasındaki kararını belirleyen ölçüdür. Adalet, suç, özgürlük, eşitlik, şiddet, ayrımcılık, yalan, aldatma gibi olaylar konusundaki karar ahlaki ölçülere göre oluşur.

Misyon: ne yaptığınızı, nasıl yaptığınızı ve yaptıklarınıza bağlı neden var olduğunuz gibi sorularına yanıt arar.

Vizyon: Gelecekte nerede olmak istediğinizi belirleyen hedefinizdir.

Var olmak ne anlam ifade ediyor, kendime ve topluma karşı sorumluluğum nedir, yaptıklarımı neden yapıyorum, gelecek adına neleri gerçekleştirmek istiyorum, iyi ile kötüyü belirleyen değerlerim nelerdir. Bu ve benzer soruları her bireyin, okulda, iş yerinde, aile içerisinde ve siyaset dünyasında ahlak, misyon ve vizyon adına kendisine sorması için küçük yaşta öğrenmesi önemlidir.

İnsanlar kuralları belirlerken ölçü olarak ahlaki değerlerini, misyon ve sahip oldukları vizyonu rehber olarak kullanırlar. Bunların arasında ahlak önemli yer tutar çünkü ahlak toplum tarafından önemli bir cezalandırma yöntemidir. Toplumun onursuz, yalancı, hırsız gibi ahlaki standartları düşük olan insanlar için kullandığı sıfatların önemini: hırsızın bile hırsız olduğunu kabul etmek istememesinden biliyoruz.

Siyasi bir iktidarın vizyonu, misyonu ve ahlaki ölçüleri ile birlikte mutlaka savunduğu bir ideolojisi vardır. İdeoloji siyasi partinin inandığı kurallar ve ilkeler doğrultusunda toplumun sorunlarını elindeki siyasi güç ile çözme ve yönetme anlayışıdır. Misyon, vizyon ve ahlaki ölçüler ideolojinin uygulamalarıyla belirginlik kazanır.

Bir siyasi partinin ideolojisini belirgin, istikrarlı, tutarlı ve gerçekleştirilebilir şekilde tanımlayan, değişen koşullara bağlı yenileyebilen: yetenekli, zeki, olaylara çok yönlü bakabilen entellektüel güçlü bir liderinin olması önemli.

Güçlü liderlerin başında olduğu oluşumlarda: tanımlanan ideoloji, belirlenen misyon, vizyon ve benimsenen ahlaki değerler uyum içinde olurlar, çatışmaz, çelişmezler.

Ayrıca güçlü liderlikte:lider kişi belirlenen vizyon ve misyonu gerçekleştirmek için partinin izleyeceği ideolojik ilkeleri, hedefleri, stratejileri ve ahlaki ölçüleri net, gerçekleştirilebilir ve inandırıcı şekilde belirler. İnsanları partinin ilkelerine ve değerlerine inandırdığı için değerlere ve ilkelere gönülden inanan kişilerin kendisiyle birlikte olmasını sağlar.

Eğer zayıf liderlik sözkonusuysa: liderin öncülük ettiği oluşumun ideolojik çizgisi net, tutarlı, gerçekçi, inandırıcı olmayacağından siyasi ve ahlaki ilkeleri belirgin olmaz. Zikzak çizerek var olan siyasi güç, ilkesizleşir ve ahlaki ölçülerini belirleyen çizgiler yok olur. Bu tür oluşumlar idealistlerden (inananlardan) çok oportünistlerin (fırsatçı ve bencil kişiliklerin) çekim merkezi haline gelir.

Partinin iktidar gücünden faydalanmak için ahlaki standartları düşük oportünistlerin yönettiği sistemlerde, devlet kurumlarının çalışma kültürü ve ahlaki değerleri yukarıdan aşağıya doğru hızla bozulur. Adalet, şeffaflık, doğruluk, hak, hukuk gibi kavramlar göstermelik hale gelir.

Toplumun kaynaklarının kişisel çıkarlar için kullanılması, istikrarın bozulmasına neden olur. Sistemin devam etmesinde ısrarcı olan anlayış, ancak baskıcı mekanizmaları kullanarak iktidarını devam ettirebilir.

SONUÇ

Toplumsal koşullar gereği krallık döneminde kullanılan eli sopalı, öfkeli, entelektüel olmayan, baskıdan ve biat edilmekten hoşlanan otokratik liderlik anlayışı günümüzde güçlü değil, zayıf liderliktir.

Toplumun eşitlik, adalet, şeffaflık ve özgür yaşam hakkı gibi doğal haklarını elinden alan, kendisini var eden toplumun kendisine biat etmesini isteyen, demokrasi karşıtı, sistemlerin yaşayan canlı örnekleri, her zaman istikrarsızlığın nedeni olmuşlardır“.

Editör: TE Bilişim