Soylu'nun konuyla ilgili sözleri şöyle oldu:

Şöyle söyleyeyim anlıyorum ki ben uzun zamandan beri organize suç şebekesinin hedefindeyim. Peki hiç kimse benimle temas edebilmiş mi? Yaklaşmaya çalışıyorlar. Biz herkesin hedefindeyiz, bana normal bir vatandaş sokakta ulaşır. Şehit ailelerimiz var, ne zaman isteseler emrinde olduğumuzu bilirler. Ama kendimize kısıt koymayı biliriz.

Burada benim yıllardır tanıdığım insanlar (Hadi-Süleyman Özışık). Benim şöyle bir geçmişim var; Doğruyol Partisi İstanbul İl Başkanlığı yaptım. Sayın Çiller zamanında İstanbul medyasında önemli bir etkinliğim vardı.

Çiller eleştirilirdi, kürsü arardık. İkili ilişkilerim gelişmişti. Netice olarak birçok ahbabımız oldu ama bu iki arkadaşı özellikle Hadi Bey'i "Günaydın" gazetesindeki fotoğrafçılığından tanırım. Babamı 30 yıldır tanıdığını söylemiş, babamın adını ağzına alamaz hiç kimse. 

Babamın nasıl bir adam olduğunu, yumruğunu nasıl masaya vurduğunu herkes bilir. Cesaretimiz ondandır, yediğimiz yemeğin helalinden olması ondandır. Biz 1980 öncesi evin bodrumunda bomba var mı diye kontrol etmeden çıkmazdık. Ömür boyu siyaset yapacak değilim, bittiği yerde milletimize şükrederiz."

Soylu'ya "Aracılık konusunda haberiniz var mıydı?" sorusu sorulunca Soylu'nun cevabı şöyle oldu:

"Benim haberimin olması idam edilmem demektir. Böyle bir şey akıldan geçirilebilir mi, ifade edilebilir mi? Keklemişler, ben ne yapayım. Kim keklediyse, ayda hangi siyasetçiye 10 bin dolar gönderiyorsa ondan sorsun. Namuslular, namussuzlar kadar cesur olmazsa o ülke ileri gitmez."

Soylu'nun açıklamalarından satır başları şöyle: 

Pandemi karşı karşıya kaldığımız bu süreç hiçbirimizin tahmin etmediği bir süreç. Bu sürecin başında Türkiye politikasını iyi belirledi. Daha önce eleştirildiği şehir hastaneleriyle olsun, sağlık politikalarıyla olsun dünyaya göre avantajımızı gördük. 

Dünyayı hepimiz gördük. Hastanelerin morglarında günlerce insanlar cenazelerini alamadılar. Avrupa'da bir çok kapanma yaşandı, tedbir aldı. Hastaların yatak bulamadığı, hastaların yerlerde kaldığı dönemleri yaşadılar. 

Cumhurbaşkanımız kamu düzeni ve kamu güvenliğini düzenledi. Türkiye'de bir tane şey olmadı. Milletimizin hem metaneti çok yüksek, hem sabrı yüksek hem de ülkeyi yönetenlere inancı yüksek. Meseledeki uğraşı görüyorlar. Kamu düzeni ve kamu güvenliğinde tüm arkadaşlarımız elinden geldiğince yaptı. 

'TEDAVİ İÇİN TÜRKİYE'YE GELDİRLER' 

 Pik dönemleri yaşadık, dalgalanmalar oldu. Bu dönemde bir kere sağlık sorunu yaşamadık. Hatta yurt dışındaki vatandaşlarımız tedavi olmak için Türkiye'ye geldi. 

Tedarik ve üretim zinciri. 11 milyon insana e-başvurudan, polislere anında bildirim giden bir sistem yapıldı. 16-17 milyon insan herhangi bir problem olmadan hayatına devam etti. Bakın Türkiye geçtiğimiz ayda ihracat rekoru kırdı. 

 Hastalığın başındaki süreçle aynı durumda değiliz artık. Vatandaşlarımızda büyük fedakarlık ortaya koydu. Düğünler yok, okullar kapalı... Sosyal izolasyonu sağlamak için herkes gayret gösterdi. 

'1 HAZİRAN'DAN İTİBAREN RAHATLIYACAĞIMIZA İNANIYORUM' 

 Zor bir dönemden geçiyoruz. Sıkıntılı bir dönemden geçiyoruz. Vaka sayılarını 60 binden 10 bin seviyesine düşürdük. Belki bir takım tedbirlerimiz olabilir. Aşılamada ivmelendirmeyi yakaladığımız andan itibaren çok daha hızlı ilerleyebileceğimizi ifade edebilirim. 

1 Haziran'dan itibaren daha rahatlayacağımıza inanıyorum. Buradan bir ölçü tutturmak yanıltmak anlamına gelir. Niyetimiz olduğunca kısıtlamaları ortadan kaldırmaktır. Amacımız ters bir rüzgarla karşı karşıya kalmadan temizlik mesafe ve önlemlere dikkat etmeliyiz. 

Toplu taşıma konusu yönetemediğimiz alanlardan bir tanesi. Özellikle büyükşehirlerde. Büyükşehirlerle bir işbirliği yapamıyoruz. Kimsenin önüne top bırakmak istemem ama toplu taşıma işini bu dönemde beceremedik. 

Burada ne kadar insanın binip ne kadar insanın binmeyeceği, bir de çoklu oturulan yerlerde bulaşı engelleyebilecek alanları sağlamaktır. 

Bekçi, meşale yakanları uyarıyor. Aralarında tartışma çıkıyor ve bekçiyi dövüyorlar. Diğer bekçi de havaya ateş ederek müdahale ediyor. Ya da Aksaray'da... Adam uyuşturucudan yakalanmış, cebelleşiyor sonra da ters kelepçe takılıyor. Ne var bunda? 

 23 bin Emniyet Amiri, Müdürümüz vardı. FETÖ'den dolayı sayı 7 bine düştü. 15 Temmuz'dan sonraki süreç bizim için zorlu bir süreçti. Çünkü vatandaşa kaliteli hizmet vermez zorundasınız. 

'100 YILDIR BU SALDIRILAR DEVAM EDİYOR' 

Bugün 19 Mayıs, 102 yıl önce yine uluslararası saldırılara maruz kalmış ve buradan anlının akıyla çıkmış, bizi köleleştirmeye çalıştıkları, hürriyetimizi, inancımızı kısıtlamaya çalıştıkları bir dönemde Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşları bizim bugün burada oturmamızı sağladı. 

O gün etrafımızdaki coğrafyayı parça parça bölenler bugün de aynı stratejiyi sürdürüyor. Şunu söylemem gerekir. 100 yıldır bu saldırganlık devam ediyor. Türkiye'yi yönettirmemek ve vesayet sistemi üzerinden istediği gibi yönlendirmek istiyor. Biz buna kayıt dışı siyaset diyoruz. 1960 darbesinden beri böyle... 

Bu sistemi iki şey tarumar etti. Birincisi 15 Temmuz, ikincisi de Cumhurbaşkanlığı sistemi. Bu saldırganlığın temel sebebi tam da 60'da kurulan düzenin bu millet tarafından tasviyesine yönelik anlayış. Acele ediyorlar. Çünkü Türkiye'nin kapasitesi genişliyor. 

 ABD büyükelçisi randevu istiyor, vermedim, vermeyeceğim. Geçmişte bir kere o hatayı yaptım. Ne zaman ki Türkiye'ye saygı duymayı öğrenirler o zaman görüşebilirim. 

Aldıkları siparişi yetiştiremiyorlar. AK Parti 40-41, MHP 10-11 Akşener'in dediği yakışır mı? Çocukları katleden öldüren dinimize tasallut eden, ne yapmış o insanlar o dönemden beri. Ne yapmış Cumhurbaşkanımız. Binlerce insana baktı. İdlib'de binlerce ev yapıldı. 50-100 yıl sonra o milletin evlatları diyecekler ki "Bizi öldürüyorlardı, Türkler bize sahip çıktı." 

Gündem değiştirmek için mi? Elinize verilen sipariş mi? Niye sormuyorsunuz CHP'nin oyu kaç diye. Kılıçdaroğlu sorsun. 20 buçukla, 21. Kaç yıldır bu bantta gidiyor. Telaşlılar. Onların yaptığı hamleye karşı. Asimetrik hamleleri biz yaptık. Cumhurbaşkanlığı sistemini biz getirdik. 

'HDP'YE BAKANLIK' AÇIKLAMASI 

Bir eski Türkiye var, bir de eski dünya var. Soğuk savaşı dünyası vardı. Berlin duvarı yıkıldıktan sonra araf dönemi vardı. Hala eski dünya anlayışıyla Türkiye'ye gömlek biçebileceklerini düşünüyor. 

Kim pişiriyor bu işi? Bir gün gelirseniz belgesini size gösteririm. İki bakanlık 6-7 aydır pişiyor. Birisi Başkan yardımcılığı direkt Kandil. Öteki de Kültür ve Turizm Bakanlığı. Göreceksiniz zaten kim konuşmuş, talep nereden gelmiş. 

Bu dillendirilen talebin altlığını oluşturmuşlar ve bitmiyor. Yok derlerse can yakarım. Yetmedi "mahalle ve kaymakamlıklar" diyor. İyi çalışın bunlara göre hükümeti çalıştırmalıyız. Bunu diyen Kandil ve uzantıları. Dursun Çiçeğe kim ne söylettiriyor? Yarın ne söyleyecek? 

Bir sistematik yürüyor Türkiye'de. 15 Temmuz'da başaramadıklarını başarmak istiyorlar. Türkiye'yi istikrarsızlaştıracaklar, yalan iftira, ekonomik saldırıları yapacaklar ondan sonra da "Ver canım Kuzey Irak'taki devleti" Öyle olduğunu mu zannediyorsunuz. Neyin adıydı "beka". 

 "Türkiye 15 Temmuz'dan sonra bir iş yaptı. TSK altındaki jandarmayı içişlerine bağladı" diye... Çok tehlikeli bir şey. Son yapılan operasyonları gözden geçirin. Arif Paşa 15 Temmuz'un kahramanı değil mi? Arif Paşa neredeydi. TV'ye bağlandı ve "Biz demokrasi ve hükümetimize bağlıyız" dedi. Bitti. Jandarmasız hayatta darbe yapılamaz. Rant korperatiton ne diyor? 

Netanyahu ile sayın Cumhurbaşkanımızın benzetilmesinde bu vardı. Tüm güçlerini birleştirip... Burada Türkiye bambaşka bir ivme yaşadı. Tam da bu ivmeyi ortadan kaldırmak için saldırılarına devam etmektedirler. Bütün bunlar yapılırken siyaseti elamanlaştırmışlar. Siyaset kutsal bir şey. Siyaset milletin emanetinin temsilcisidir, sözcüsüdür. Siyaset medeniyetin sözcüsüdür. 

TÜRKİYE TARİHİNİN EN BÜYÜK UYUŞTURUCUYLA MÜCADELESİ 

Türkiye'ye göz koyanlar sadece içeride değil. Birtakım rakamlar vereceğim ve bu iddiaların nereden kaynaklandığını, bağlantılarını, kimin yürüttüğünü, kimin antrenör olduğunu görecekler. 

Üç rota vardır. Biri kuzey rotası. Direkt Avrupa'ya gidiyor. Biri Balkan rotası. biz o rota içindeyiz. Bir de güney rotası. Biz bu üç rotadan birisinde olmamıza rağmen Avrupa'nın yüzde 60, bazen 65, bazen 75 eroini biz yakalıyoruz. 

Dünya tarihinin uyuşturucuyla mücadele eden 1 numaralı ülkesi Türkiye. 

 Türkiye'de rekorlar kırıldı bu dönem içerisinde Toplam 1355 kilo bonzai. Geçen günlerde 270 kilo jandarma yakaladı. Milletimiz hatırlayacaktır. Çocuklar zombi gibi duruyordu ayakta. Bu mücadele eden çocuklarımızın hakkını kimseye yedirmeyiz. 

BATAKLIK OPERASYONU'NUN İÇİNDE FETÖ VAR 

Dünyanın en büyük baronlarından bir tanesi. Hollanda'nın imparatoru. Çetin Gönen. Bataklık Operasyonu. Bu bir şey değil. Aziz milletime söylemek istiyorum. Bataklık operasyonunun içerisinde FETÖ var ve ulaştık. Bataklık Operasyonu'nun içerisinde resmi çıkanlar da var. 

Şimdi diyor ki Kılıçdaroğlu efendim diyor Kolombiya'dan.... Çetin Gönen'in kim olduğuğunu anlatırsam aklı şaşar insanların. Türkiye ile olan ilgisi meselenin çok az bölümü. Ama bunu biz yakaladık. 

Editör: TE Bilişim