Mevlânâ derki;

”İnsanlar bazen mantıksız, uyumsuz ve benmerkezci olabilir, sadece kendi çıkarlarını düşünebilirler.”

Her şeye rağmen onları sevmeye devam edin ve affedin.

Eğer iyi kalpli, bir o kadar da mütevazi olursanız, sizi saf, tecrübesiz olmakla suçlayabilirler.

Her şeye rağmen siz yine de iyi kalpli olun.

Eğer çok başarılı iseniz bazı sahte, ikiyüzlü dostlarınız ve gerçek düşmanlarınız olabilir.

Her şeye rağmen siz yine başarılı olmaya devam edin.

Yıllarca yaptığınız her şeyi, bunca yılın emeğini, birileri bir defada yok edebilir.

Siz her şeye rağmen, inandığınız şeyi yapmaya devam edin.

Bir an gelir, geçmişte yaptığınız tüm iyi şeyler unutulur.

Siz her şeye rağmen iyi şeyler yapmaya devam edin.

An gelir, sizi itibarsızlaştırmaya çalışanlar olabilir.

Siz yine altının çamurda parlaması gibi parlamaya devam edin.

Dünyaya sahip olduğunuzun en iyisini verin.

Bu hiç bir zaman yeterli olmayabilir ama siz, her şeye rağmen, yaşamınız boyunca, dünyaya sahip olduğunuzun en iyisini vermeye devam edin.

Şöyle içime eğilip baktığımda, ben haşa Mevlânâ değilim ama ben de bana yapılan her şeyi unutmuş ve affetmişim.

Karşılıksız hiç bir şey beklemeden hizmet etmeyi hep sevmişim, beni olgunlaştırdığına inandığım için.

Her ne olursa olsun başarısızlıklarıma, kaybettiklerime üzülmek yerine,

”İyi ki yaşadım" demeyi sevmişim.

Bir tek şeyi sevememişim, sahte dostları, ikiyüzlü insanları.

”Kuşlar gibi uçmayı, balıklar gibi yüzmeyi öğrendik. Bu arada bir şeyi unuttuk.

KARDEŞÇE YAŞAMAYI" der, Luther KING.

Umarım bundan sonra egolarımızı aşmış, doğru konuşanın değil, doğru bir şekilde yaşayanın, objektif, sevgi ile birlikte, paylaşarak, üreterek, bölmeden, ötekileştirmeden, birbirimizi önemseyerek, ben değil, biz olarak yaşamayı yeniden öğrenebiliriz.

Bunun için hiçte geç değil.

En çok buna ihtiyacımız var.

Kardeşçe yaşamaya.

YÜREK DOLUSU SEVGİNİZİ, YÜREK DOLUSU SEVGIYİ HAKEDENLERLE PAYLAŞMANIZ DİLEĞİMLE…