Toplum olarak günümüzde, en önemli sıkıntı yaşadığımız sorunlardan birisi iletişimsizlik dilidir. İnsanların iletişim dilini gerektiği şekilde kullanamaması bugün yaşadığımız toplumsal sorunların ana kaynağını oluşturmaktadır.

Oysaki yüce dinimiz hoş görüyü, birbirimizi sevmeyi, saymayı emretmiyor mu? Yüce kitabımız Kur’an’ın dili hoş görü sevgi ve saygı temeline dayanmıyor mu?

Mevlanalar, Yunuslar, Pir Sultanlar, Hacı Bektaşiler hep hoş görü dilini kullanmamışlar mı? Sevgi ve saygıyı çağlar boyunca haykırmamışlar mı?

Peki, bugün bize birbirimize düşman edecek kadar, birbirimizden nefret edecek kadar insanları uzaklaştıran, toplumu birbirine düşman eden sebep nedir?

Hepimiz aynı coğrafya da aynı vatan da aynı Ayyıldızlı bayrağın altında aynı havayı teneffüs etmiyor muyuz?

Değerli kardeşlerim hepinizden ricam evrensel bakış açımızı biraz geliştirelim, okuyalım, soralım, sorgulayalım, yeri geldiğinde eleştirelim ama bunları yaparken hoş görüyü iletişim dilini lütfen iyi kuralım. Unutmayalım ki hoşgörüye, iletişimsizliğe kapalı toplumlar kendi kendilerini yer bitirir.

Sonunda durum iç çekişmelere iç kavgalara buda ülkenin temel dinamiği olan iç huzurun bozulmasına neden olur ki Allah muhafaza bugün birbirine tahammül edemeyen Arap coğrafyasının geldiği tablo ortada.

O açıdan lütfen sevgi dilini hoş görü dilini kendimize şiar edelim. Kimse için kendi kişiliğimizden ödün vermeyelim insanca insan erdeminin gerektirdiği şekilde bir yaşamı kendimize görev atfedelim.

Mustafa Kemal “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” diyerek barışın, kardeşliğin, hoş görünün temelini inşaa etmiş bize düşün görevde bunu ilelebet devam ettirmektir.

Türk milletine sevgi, saygı ve hoşgörü yakışır.

Türk milleti hiçbir zaman şiddetten, küfürden beslenmemiştir. Küfür ve şiddet zayıf karakterli insanların dilidir.

Oysa ki biz Türk milleti güçlüyüz ve sağlam karakterliyiz.