Seçimin üzerinden bir hafta geçti,artık salim kafa ile düşünebilir, sonuçlar üzerinden analizler yapabiliriz.

Olayın sıcaklığı içerisinde objektif davranmak çok kolay değil,onun için bir hafta beklemeyi tercih ettim.

Diğer partilerden çok İYİ Partinin aldığı sonuçla ilgili düşüncelerimi yazmak istiyorum. Eleştirilerim yıkma maksadına değil,daha iyi olma maksadına matuftur. Umarım dikkate alınır,hemen yarından itibaren yerel seçimlerle ilgili hazırlıklara geçilir.

İYİ Parti ile ilgili beklentimiz yüksekti, yaşanan hayal kırıklıklarının arkasında da biraz bu gerçek yatıyor. Çıtayı biraz alçak tutsak herhalde kimse bu sonuçlar üzerinden çok fazla şey söyleyemeyecekti. Hedefin yüksek tutulması yanlış değildi, çünkü MHP'yi kongre yapmaya zorlarken tüm anketlerde sn Akşener'in oyu veya sempati alanı yüzde yirmilerin üzerinde görünüyordu. Hepimiz şunu düşünmeye başlamıştık: "Biraz itekler ve çalışırsak niçin olmasın."

Olmadı,çünkü iktidar da, MHP' de bütün gayretlerini İYİ Partiyi denklem dışına itme üzerine kurmuşlardı,seçimin erkene alınması, medya ambargosu,ağır ve haksız ithamlar hep bunun içindi. Muvaffak oldular mı tam anlamıyla muvaffak oldular denemez,ama İYİ Partiyi hedefinden uzaklaştırdıkları da bir gerçek.

İYİ Partinin amaçlanan oyu alamamasında dış sebep olarak bu realite söylenebilir. Ama esas sebep İYİ Partinin kendisinden kaynaklanıyor.

Akşener, yola çıktığında hedefi bir Türkiye partisiydi. Türk halkı milliyetçi ve muhafazakardır. Kimliğinin merkezinde bu iki eğilim bulunuyor. Sol seçmenin de büyük kısmı milliyetçi. Dolayısıyla bir merkez partisi inşa edilecekse bunun ağırlık noktasının muhafazakarlık ve milliyetçilik olması icap ederdi. Akşener'in siyasi kimliği ve görüntüsü de buna uygundu. Ama milliyetçi/muhafazakar bir çizgi izlenmedi,onun yerine ulusalcı,Kemalist bir çizgi izlendi. Bunu seçim şarkısının sözlerinde de görmek mümkün. Akşener kendi kimliği ile çelişen bir politik dili tercih etti. Oysa daha önce de yazmıştım, AKP tabanından oy alınmadıkça herhangi bir hedefe varmak mümkün değildir. İYİ Partinin söyleminde AKP tabanının yüreğine dokunan hiç bir şey yoktu. Oradan bir şey sökemeyince yüzde 20'lik kitle yavaş yavaş eridi, yüzde 10'a geldi.

Aday seçiminde büyük yanlışlar yapıldı. Daha ilk günden beri Akşener'le olanlar bir kenara itilerek kazip şöhretlerden medet umuldu. Partinin yükünü başkaları çekti, adaylık başkalarına düştü.Oysa sn Akşener hep bir vefa listesinden söz ediyordu, bu vaadini gerçekleştiremedi, ancak şu eleştirilere katılmıyorum, Akşener ülkücüleri sattı, ihmal etti şeklindeki tenkitler doğru değil,seçilen vekillerin yüzde 80'i ülkücü gelenekten gelen arkadaşlarımız,ülkücüler satılmadı ama emeğe saygısızlık edildi.

Bir diğer hata veya eksiklik, seçim konuşmalarında yerel hassasiyetlerin dikkate alınmamasıydı. Her yerde aynı şeyleri konuşmak aynı sonuçları doğurmaz. Üstelik akıllarda kalacak,slogan olacak bir şey de söylenmedi. Şu tülbent devrimi dalga dalga büyütülebilirdi. Hep defans yapıldı,muhalefeti susturmak için kullanılan FETÖ iftiraları çok ciddiye alındı,toplumun öncelikleri dikkate alınmadı. Vatandaşın iktidarı eleştirirken en çok şikayet ettiği konulara yoğunlaşılmadı. Agresif bir dil kullanıldı,siyasete kadın eli değdi,kamplaşma,kutuplaşma,argo bitti dedirtilemedi.

Bir diğer konuda meclisten çok Cumhurbaşkanlığının hedeflenmesiydi.Parti sanki bir seçimliğine CB seçimini almak için kurulmuştu. Bu da tabanın motivasyonunu etkiledi,partinin bir yarını olup olmayacağına dair endişelere neden oldu. Neticede bir kısım seçmen yarını olup olmayacağından emin olmadığı partiye oy vermedi. Oy uğruna PKK temsilcisi HDP söylemleri milliyetçi seçmenden tepki aldı.

Alınan sonuç üzerine daha çok şey söylenebilir ama İYİ Partinin mazeretleri de var. Teşkilatlar doğru dürüst kurulmamıştı, bir çok ilde parti kağıt üzerindeki bir kaç kişiden ibaretti. Zaman darlığı teşkilatlar konusunda seçici olmaya izin vermedi. Parti tek sesliliğe kavuşturulmadı. Hala da öyle. İYİ Parti adına AKP'ye zeytin dalı uzatanlar var. Bir söylem birliği hala mevcut değil.

Bundan sonra yapılması gereken İYİ Partinin hangi değerler üzerinde kimlikleşeceğini ortaya koymak ve bir parti aidiyeti oluşturmaktır. Eğer parti aidiyeti oluşturulamazsa önümüzdeki süreçte İYİ Parti hem MHP'nin hem AKP'nin hedefinde olacağından zor günler yaşayacaktır. Şimdi derlenip toparlanma zamanı. İYİ Parti önce ne olduğuna karar vermeli, sonra da yeni bir vizyonla milletin karşısına çıkmalıdır. Bir seçimle her şey bitmez. Siyaset uzun soluklu bir iştir. Bundan sonra nefesi yetenler devam edecektir.