Cumhuriyet yazarı Murat Ağırel, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bölgedeki "yetersizliğiyle" gündem olan Kızılay’ın, depremin üçüncü gününde AHBAP Derneği’ne 46 milyon lira karşılığında çadır sattığını ortaya çıkarmıştı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kızılay'ın çadır skandalının ardından yetkililere çağrı yaparak, "Deponuzda kaç çadır varsa getirin kardeşim, hepsini alacağız ve deprem bölgesine göndereceğiz" dedi.

Çadır ihtiyacı hâlâ var. Cumhuriyet ile yaşıt olan bir kurum Kızılay, çadır ticareti yapıyor. Kızılay yetkililerine sesleniyorum; deponuzda kaç çadır varsa getirin kardeşim, hepsini alacağız ve deprem bölgesine göndereceğiz. Bir yardım kuruluşunun ticarethaneye dönüşmesi ne demektir?

Devlet dediğiniz kurum bütün risklere önceden hazırlık yapan kurumdur. Ordumuz niye vardır? Bir savaş çıkarsa ordu harekete geçecek. Savaş çıkmazsa hiçbir sorunumuz yok ama ordu savaş karşısında her an hazırdır. Devlet hastaneleri niye yapar? Bir hasta çıkınca baksın diye. Devlet bütün risklere karşı hazırlık yapmak zorundadır. Bu iktidar yani enkazın altında kalan bu iktidar deprem konusunda efendim tahminleri yanlış olmuş. İstanbul'da bekliyorlarmış... Hayatımda bu kadar devlet geleneğinden uzak, devleti tanımayan bir iktidarı ilk kez görüyoruz. Deprem raporlarında her şey söylenmiş. Hangi önlemlerin alınması gerektiği konusunda her şeyin altı çizilmiş. Bilmeyenler kim? Devleti yönetenler. Devleti yönetenlerin bunlardan haberi bile yok. Bunlar bir kısmı. Üniversitelere gidin dünya kadar görürsünüz. Liyakat dediğiniz kavramı tamamen yok ederseniz devlette, devletin kolonlarını kestiler. Bu iktidar, sağlıklı, saat gibi çalışan devletin en temel kolonlarını kesti. Devletin direği adalettir, çürüttüler. Devletin kolonlarını keserseniz böyle bir tabloya mahkum olursunuz. En yetkin insanları kapının önüne koydular. Devlette liyakati değil, sadakati esas aldılar. Aksi düşünceyi mahkum ettiler, farklı düşünceye kulaklarını kapattılar.

Editör: Habererk Haber Merkezi