Belki daha çok erken bir öngörü olabilir. Ekrem İmamoğlu’nun aldığı ceza elini güçlendirdiği yazılıyor, çiziliyor. Bana göre çok erken davranıyorlar. Çünkü, bu haksız cezayı verenler bir adım ilerisini göremeyecek kadar aptal değillerdir elbette.

Ünlü fıkrayı çoğunluğun bildiğini düşünüyorum.

Suç işlemiş bir kişiyi Sultan’ın karşısına getirirler. Sultan sorar; “Kırk katır mı istersin, kırk satır mı?”

Suçlu bir an için düşünür, kırk satır ile idam edilecektir. Sonucunu bilmese de “Kırk katır!” seçeneğini tercih eder.

Sultan her iki tercihte de suçluyu idamla cezalandırmaya karar vermiştir. Suçlu adamı her bir yerinden katırlara bağlatır ve katırların her birini ayrı bir yöne sevk ederek katırları kırbaçlatmaya başlatır. Adam büyük acılar içinde param parça olarak öldürülür.

Fıkra böyle…

Şimdi dönelim günümüze. Ekrem İmamoğlu’na verilen ceza bazılarına göre onun elini güçlendirdiğini, Cumhurbaşkanı adaylığına daha yakın olduğunu düşünüyorlar. Yazıp çiziyorlar. Ama kazın ayağı hiç te öyle değil.

Ortada hiçbir suç sayılabilecek bir olay yok iken suç ve ceza icat edenler elbette sonuçlarını da düşünmüş olmalılar. Farz edin ki İmamoğlu Cumhurbaşkanı adayı yapıldı. Seçimlere bir gün kala cezası onaylandı. O zaman ne yapacaksınız? Yerine başka aday gösteremiyorsunuz. Seçilse bile siyasi yasaklı duruma düşeceği için Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturamayacaktır.

Altılı Masa’nın ortakları, bu haksız ve ucube ceza karşısında daha soğukkanlı düşünmeleri gerekmektedir.  Daha önce de yazdım. Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı için son derece olumlu bir adaydır. Her yönüyle de yakışıyor. Üstelik hakkıdır da. Ancak Meral Akşener’in sıkça tekrarladığı seçilebilecek aday moduna uygun mu derseniz? Hayır diyorum. Kemal Kılıçdaroğlu hakkında Cumhur İttifakı bileşenlerinin yaptıkları menfi propaganda cahil halk kitleleri üzerinde öyle bir etki yapmış durumda ki bunu herkesin görmesi gerekiyor.

Sosyal Medya’da sokak röportajları yayınlanıyor. Vatandaşa soruyorlar. Bu yapılan zamları nasıl buluyorsunuz? Cevap bu Kılıçdaroğlu varya tüm bu zamları o yapıyor diyor. Şimdi bu cevap karşısında siz olsanız ne dersiniz. Bu cevabı verenlerin bir hayli fazla olduğunu bilmenizi isterim. Kılıçdaroğlu hakkında toplumda yaratılan algı olgunun önüne geçmiştir. Kılıçdaroğlu bu saatten sonra melek olsa dahi artık Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısında seçim kazanması mümkün değildir.

Peki şimdi ne olacak?

Altılı Masa bileşenleri sakin bir kafayla düşünmeliler. Kılıçdaroğlu kazanacak aday değildir. Ekrem İmamoğlu, her an siyasi yasaklama kapsamına girebilir. Bu riske asla girilmemelidir. O halde geriye Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş kalıyor. Sayın Yavaş’ın dışında belki bizim düşünemediğimiz başka bir isim de olabilirler.

Bazılarının söylediği gibi Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın 1998 yılında mağdur edildiği gibi Ekrem İmamoğlu’nu da mağdur gösterme gayreti beyhudedir. Şartlar aynı değildir. İktidarın elindeki bu güç ortada iken Ekrem İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı adayı göstermek siyasi intihardan başka bir şey olamaz.

Baştaki soruyu tekrar soralım. “Kırk satır mı? Kırk katır mı?”

NE MUTLU TÜRKÜM VE MÜSLÜMANIM DİYENE VE DİYEBİLENE