17 ARALIK OPERASYONU SANDIĞA NASIL YANSIR?

Ciddi yolsuzluk tartışmalarının olduğu bir gündemle yeni yıla giriyoruz. Önümüzde Türkiye’nin kaderini tayin edecek bir seçim var.Bugün konuştuğumuz her şey, bütün bir yılın belki de yılların istikametini belirleyecek.

Çok önceden hükümeti dengeleyecek,ayaklarını yere basmasına neden olacak bir muhalefetin bulunmadığını  bu boşluğun bir şekilde doldurulacağını yazmıştım. 2013 ün şu son günlerinde hararetle konuştuğumuz yolsuzluk tartışmaları aslında Erdoğan sonrası siyasetinin şekillenmesinden başka bir şey değil. Türk siyaseti yolsuzluk tartışmaları üzerinden yeniden şekilleniyor.Siyaset kendine yeni imkanlar, yeni fırsatlar oluşturmaya çalışıyor.

AK partiye oy veren muhafazakar, dindar taban için CHP hiçbir zaman gerçek bir alternatif olmadı.Geçmişin ağırlığı, CHP ye yüklediği imaj muhafazakar seçmen  için CHP yi bir tercih olmaktan çıkarıyor. Ama hakkını da teslim etmek lazım, mahalli seçimlere en çok asılan parti CHP. Öyle ki geçmişte ihraç ettiği, veya bulunduğu siyasi yapıyı CHP lileşmekle eleştirenleri  bile içine almakta beis görmedi.

AK parti ciddi yolsuzluk suçlamalarının baskısı altında seçime gidecek. Daha seçime üç ay var.Tarihin hızlandığı anlarda üç ay çok uzun bir zaman.Toplum bu tip ithamlara önce –tarafgirlik psikolojisi ile- sert tepki gösterir. Zamanla bu tepkinin yerini daha soğukkanlı, daha objektif değerlendirmeler alır. Yani her toplumun intikal sürati farklıdır.Büyük bir kitlenin bir olayı kavraması, idrak etmesi ile fertlerin idrak süratleri bir değildir. Toplum yavaş kavrar ama kavradığı zaman da gereğini yapar.Onun için AK partinin önünde zor bir üç ay var,miting meydanları ile medyada yapılan karartma birazda bu intikal ve idrak  süratini düşürmek, mümkünse seçimi hiç etkilememesini sağlamak için. Bu bağlamda dikkatleri başka yönlere çekmek için önümüzdeki günlerde cemaate yönelik yıpratma, suçlama kampanyaları yoğunlaşacaktır.Dilipak cemaat dosyasının Ocak ayında açılacağını yazdı.Savcıları soruşturmanın gizliliğini ihlal etmekle suçlayanlar aynı ihlali Dilipak örneğinde olduğu için kolayca yapabiliyorlar.

Cemaate nolur, bir sarsıntı geçirir, içindeki safraları atar ama yoluna bir şekilde devam eder. Bir ülküsü, davası, hedefi olan hareketleri  yargı baskısıyla dağıtmak, yok etmek o kadar kolay değil. 12 Eylülde Ülkücü hareket neredeyse bütün kadrolarıyla içeri girdi, büyük bir deprem yaşadı, ama zamanla toparlanarak –toplumsal destek açısından- daha güçlü bir hale geldi.Cemaatin mahpushane ile sınavı da muhtemelen böyle bir netice verecektir.

Bu noktada merak edilen, cemaat oylarının nereye akacağı. Güneydoğu’da muhtemelen yine AK parti tercih edilecektir. Diğer bölgelerde ise cemaatin oyunu daha çok –adayların kimliği- cemaate bakışı, yakınlığı, uzaklığı tayin eder. MHP ile BBP’nin de duruma göre bu oy potansiyelinden istifade edeceğini, bir kısım oyların bu partilere kayacağını düşünüyorum. Özellikle Güneyde bazı bölgelerde(Mersin-Adana gibi) MHP doğru adaylar gösterdiği için çok iddialı. Oy oranı çok büyük ihtimalle  %15 lik bandın üzerine çıkacaktır.Yeni arayışların belli mahfillerde damıtıldığı şu günlerde, siyasetini milletin vicdanıyla bütünleştirir,önce ülkücüleri sonra muhafazakar seçmeni en sonra bütün Türkiye’yi kucaklayan bir siyaset biçimine yönelirse AK partinin ve iktidarın alternatifi olur.Böylece yeni arayışlar da güdük kalır, aksi takdirde Erdoğan sonrasının iktidarı farklı bir adla, yine AK partinin içinden çıkar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi