Ne diyorlarsa aksini düşünün.
Düne kadar PKK bütün şubeleriyle silah bırakacaktı değil mi?
Şimdi anlaşılıyor ki, PKK, YPG’de devam edecek.
“ Sınırımızda bir terör devletine müsaade etmeyeceğiz” diyenler, buna engel olamayacaklarını anlayınca şimdi bir Türk/ Kürt/ Arap birliğinden bahsetmeye başladılar.
Biz Araplarla hiç bir zaman ortak amaçlar için kader birliği yapmadık.
Yeni bir sistem kurmak isteyenler buna tarihi çarpıtarak başlarlar. Etnik bir hareketseniz, şanlı bir geçmiş icat edersiniz. Bugün bulunduğunuz mevkiyi - uydurduğunuz- şanlı tarih ile mukayese eder, kitlenizi geçmişe yaraşır bir gelecek kurmaya çağırırsınız.
Erdoğan ile Bahçeli’nin yaptığı da o, kafalarındaki projeyi yedirmek için buna göre bir retorik üretiyorlar.
Asıl amaç Türk kimliğini parçalamak, ulus devletin sigortası olan milleti kabilelere, uluslara bölmek. Aynısını ABD büyükelçisi Tom Barract da söylüyor. Ondan çok önce İmralı tutanaklarında benzer bir konfederasyon fikrini Öcalan da dile getirmişti, hala da aynı düşüncede.
ABD ile Öcalan’ın dillendirdiği bir projeden medet ummak iflah olmaz bir zihin deformasyonudur.
Barract, açıkça “ İsrail’in etrafında güçlü bir ulus devlet istemiyoruz” diyor. Türk- Kürt- Arap birliği diyenler de aynısını diyor. Bu kafayla bu ülkenin milli birliği korunabilir mi? Bölünerek güçlenen tek bir devlet yoktur. Hatta özerkliğin, federalizmin güçlendirdiği bir ülke de yoktur.
Devletin tekliğini bozacak, Kürt- Türk- Arap olarak ayrışacağız, ayrıştığımız için de güçlenmiş olacağız, bize vaat ettikleri Türkiye bu!
“Terörsüz Türkiye” lafı bir anahtar, onunla bu kapıyı açmak istiyorlar. Doğru bir sözü , kötü bir amaca alet ediyorlar.Vatandaş, bu yolla iğfal ediliyor.Oysa bu coğrafyada terör zaten bitmiş, yenilmişti. Son 4-5 yılın terör istatistiklerine bakıldığında bu gerçeği görmek mümkün. Geriye kalıyor Suriye PKK’sı, ona da zaten dokunamıyorsunuz.
O zaman bu neyin barışı? Kürtle Türkün ne zaman kavgası, savaşı olmuşki barışsınlar?
Kavga, terör örgütü ile devlet arasında. PKK’yı, Kürtle Türk’ün barışının öznesi yapmak, ona bir halkın meşru temsilcisi payesi vermektir. PKK kırk yıl uğraştı bu payeyi alamadı, Bahçeli ve Erdoğan’ın son hamlesi ile bu payeyi elde etti.
Halbuki düne kadar önlerine gelen herkesi Örgütle iş tutmakla itham ediyorlardı. Bir gecede her şeyi unuttular, o kadar kolay uyum sağladılar ki, Öcalan’ı DEM partililerden çok savunuyorlar. Azıcık eleştirene tehdit ve hakareti boca ediyorlar. Dün küfrettiklerini bugün yağlıyorlar. Apo’yu savunmak için eski dostalarını, fikirdaşlarını kırmaktan imtina etmiyorlar. Öcalan’a hain demekten vazgeçtiler,Rahmetli Yazıcıoğluna, Ozan Arif’e, Sinan Ateş’e hain demekten vaz geçmediler. Ülkenin asıl felaketi,bu kafa ve zihniyettir.
Bir ülkede Üst kimlik yok ediliyorsa, alt kimliklere ve onun mütemmim cüzü olan özerklik, eyaletleşme veya federalizm gibi siyasal düzenlere alan açmak içindir. Tarihin tekerleğini tersine çeviriyorlar, durdurulmazlarsa belki hemen değil ama kısa bir süre sonra yeni bir Yugoslavya, Irak ve Suriye örneği ile karşı karşıya kalabiliriz.