Konya'da bir Hasan amca vardı!.

1991 yılında Muhsin Yazıcıoğlu ayrılığında o da ayrılmak istiyor ve Başbuğumuza istifa mektubu yazıyor, İstifa mektubunda diyorki; "Gördüğüm lüzum üzerine MHP'den istifa ediyorum" Rahmetli Başbuğumuz Hasan'ı iyi tanıdığı için,istifa mektubunu ters çevirerek yazıyor; Delilerin abdesti namazı kabul olmadıgı gibi istifasıda kabul olmaz. Hasan amca yaşıyorsa Allah saglık versin diyorki; Partiden ayrılmak elimde değil, ne diyelim bizde devam ederiz.

Evet!. Bu Hasan amca gibi CKMP'den kalma Anadolu'da yüzlerce insan vardır,Konya'da MHP'nin ilk il Başkanı Muammer Şahin CKMP'den kalma bir siyasetçidir. 55-60 yıllık MHP'liler bulunmaktadır,aşağıdaki sözler için onlar ne hak talep edecek acaba? 47 yıllık MHP'liyim burası benim tapulu malımdır...

Burası benim arsam,buraya gecekondu yaptırmam... Bu sözlerin sahipleri malesef? Genelbaşkan'lık yapmış ve genelbaşkan adayı olmuş insanların sözleridir.

Gencecik körpe Ocak başkanlarını toplayarak salonlara bizden başka kimseyi sokmayın nidaları!. Gelenler kimde? Kalanları atmayı düşünmek...

Akıl işi değil bu söylenenler,seçmen kırmızı kart göstermiş,kalanlarıda biz atalım mantığıdır. Yazık ülkücüler bugüne kadar, babalarının mallarını korumak içinmi mücadele ettiler. İdam sehpalarını kimin için devirdiler? Ercüment Yahnici niçin öldü... Pehlivanoğlu neden idam edildi...

En son şehitimiz Fırat Çakıroğlu hangi mücadele için şehit edildi. 47 yıllık MHP'li olmak eğer o koltuğu sahiplenmekse , hayatında hiç bir makama gelmemiş,50 yıllık MHP'li Konyalı Hasan amcanın hakkını nasıl ödeyeceğiz.

30 yıllık MHP'li Kelkit'in söğütlü kasabasında ,MHP'li olduğu için işe giremeyen, Ocak binasının kırasını ödeyebilmek için,Ağustos sıcağında tırpan sallayan, çay ocağı işleterek rızkını sağlayan Bekir'in hakkını nasıl ödeyeceğiz. En üst düzeyde ülkücülük yapanların bu büyük beklentilerine ne verirsek cevap veremiyorsak eğer,Allah rızası için tabanda ülkücülük yapanların ne günahı bulunmaktadır.

Ülkücü asla şahısların koruma memuru değildir,ülkücü vatanı milleti için canını ortaya koyacaktır,eğer dava arkadaşlarına Abi'lerine kardeşlerine karşı kavga yaptırılması isteniyorsa bunca yıllık emeklere yazık olmaktadır. Ülkücü kimsenin koltuğunun korumalığını asla yapmaz,hareketin yöneticisine saygı duyar,bilerek kimse için kavga etmeyeceği gibi,ocaklardaki gençleri kendi nefsi için mücadele ettirenlere şiddetle karşı çıkması gerekir. Hele hele hedef alınan kitle ülkücü hareketin mensupları ise nefretle bakmak gerekir.

Ülkücü hareketin yaşaması var olması ve iktidar olarak ideallerimizi gerçekleşirmesi en büyük niyazımızdır. Bizim ocaklara gönderdiğimiz çocuklarımızı ülkücülere karşı örgütleyip,bu çocukların kafaları neler ile yıkanmaya çalışılıyor.

Çocuklarımızı birilerinin makamını koruması için ocaklara göndermiyoruz. Çocuklarımıza ocaklara gönderme sebeplerimiz neler olduğunu hepimiz biliyoruz. Vatan sevgisi... Millet sevgisi... İyi bir insan olmak... Türk milletine hizmet etmektir. Çocukların ocaklara gitme sebebi eğer kabadayılık ve fedailik yapmaksa,bunları uzun uzun düşünmek gerekmektedir.

Nerede nefsini aşmış Ülkücülük?

Nerede Allah rızası... Nerede karşılıksız sevmek...

Hani biz bu ülkeyi karşılıksız sevmiştik. Aslında herşey görünüyorda , ülkücüler siyasi köleliğe devam ettikleri için hiç bir şeyi gôremiyorlar. "Ülkücülük şereftir,şereften taviz verilmez" BİR ŞEY DEĞİŞSE HER ŞEY DEĞİŞECEKTE  Allah yardımcımız olsun.