Ertuğrul Türkoğlu

Ertuğrul Türkoğlu

Suriye 14 Temmuz 2025

Son bir ayda artarda çok ciddi gelişmeler yaşandı Suriye’de. ABD, AB ve İngiltere uyguladıkları bütün ambargoları kaldırdılar. Bu ambargolar nedeniyle az sayıdaki istisnalar dışında diğer ülkeler de Suriye’ye mal gönderemiyordu. Zengin Arap devletleri yardım edemiyor, kredi veremiyor ve yatırım yapamıyorlardı. Artık bu dev sorun aşıldı. Şam hükümeti artık başarılı olmak için gerekli olan asgari şartlara sahip.

ABD, HTŞ’ yi terör örgütleri listesinden çıkardı. Bu karar bir devrim olarak kabul edilebilir. Bir yıl önce Pentagon açısından El Kaide, DEAŞ ve HTŞ arasında hiçbir fark yoktu. Afganistan’dan çekilmeye karar verdiğinde Taliban ile kurduğu ilişki ve HTŞ ile geldiği nokta, ABD’nin son derece pragmatik davrandığını gösteriyor. ABD ile anlaşan ve dönüşerek düzene uyum sağlayan terör örgütleri varlıklarını sürdürebilirler hatta devlet dahi yönetebilirler. ABD, Husilere’de benzer bir öneriyle gidecektir.

İsrail’in uzun süredir bombalama yapmaması, Şam’ın Filistin’le ilgili örgütlerin liderlerini ülkeden çıkarması ve İsrail ile BAE’ye asılan İbrahim Anlaşmaları posterlerinde Şara’nın da fotoğrafının olması, İsrail ile Suriye’nin anlaştığını gösteriyor. Gazze’de ateşkes sağlandıktan sonra, Suriye’de İsrail’i resmen tanıyıp İbrahim anlaşmasını imzalayacaktır. HAMAS ve Hizbullah’ın zayıflamasından Şam’ın da çok memnun olduğu aşikar.

Ekonomide hareketlenme başladı. Elektrik verilen saatler arttı. Yok olan malların sayısı ve kuyruklar azaldı. Fakat Şam’ın sürekli çağrı yapmasına rağmen Suriyeli sığınmacılar ülkelerine dönmüyor. Türkiye, Avrupa, Ürdün ve Lübnan’da durum aşağı yukarı aynı. Almanya ciddi teşvik paketleri açıklamasına rağmen dönenlerin sayısı çok çok az. Yaz aylarında dönmeyenler okullar açıldıktan sonra hiç dönmezler. Bu sorun ciddi olarak masaya yatırılmazsa mevcut tablo değiştirilemez.

ABD, 8 askeri üssünden yedisini kapattı. Kapattığı üsleri, kuzeydoğu da olmalarına rağmen orduya devretti. Bu üslerin çevresinde bulunan enerji sahalarının kontrolü de Şam’a geçti. Aslında ABD bu siyaseti ile SDG’ ye mesaj veriyor: ‘’Arkanda ben yokum, ona göre davran’’ diyor. Zira SDG mart ayında imzaladığı anlaşmaya göre yerine getirmesi gereken taahhütleri ya yapmadı ya da gecikerek yaptı.

Enerji sahalarında, sınır kapılarında, kamu binalarında, okullarda ve hastanelerde planlanandan az ve geçte olsa devir-teslimler yapıldı. Ama henüz bir SDG mensubu bile Suriye ordusuna katılmadı. Bir adet silah bile teslim edilmedi. Temmuz başında SDG mensuplarına maaş ödeyen Amerikalılar bunun son ödeme olduğunu, artık maaş ödenmeyeceğini deklere ettiler.

ABD’nin amacı SDG üzerinde baskı kurmak. Onları taahhütlerini yerine getirmeye zorlamak. Bu deklarasyon, 8 Aralıktan beri on bin civarında mensubu firar eden SDG’ den kopuşu hızlandıracaktır. Hele devir teslim süreci başlatılan DEAŞ hapishaneleri ve kamplarının kontrolü Şam’a geçtiğinde SDG iyice zayıflayacak.

Amerika’nın bu tavrı üzerine görüşme talebinde bulunan Mazlum Abdi ile Şara ve ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Barrack Şam’da bir araya geldiler. Abdi’nin hiçbir teklifi kabul edilmediği gibi Özel Temsilci kendisine ‘’Özerk bölge yok. Federasyon yok. Tek vatan, tek ordu, tek millet ve tek devlet’’ dedi.

Hiçbir taleplerinin kabul edilmemesi ve Amerika’nın tavrı Kürt milliyetçilerinde paniğe yol açtı. Önce tercüme hatası olabileceği yorumları yapıldı. Sonra özel temsilcinin ‘’Yanlış anlaşıldım’’ demesi beklendi. Barrack sözlerini ’’SDG, PYD’dir. PYD, PKK’nın bir koludur. Onlara devlet borcumuz yok. Devletin bünyesinde makul bir şekilde yer almalarını sağlamaya çalışıyoruz. Bir devlette bir tane ordu olur. Aynı devlette Dürzi ordusu, Nusayri ordusu, Kürt ordusu, Sünni Ordusu olmaz.’’ İfadelerini kullanarak daha da sertleştirince, Dışişleri Bakanlığından ve/veya Pentagon’dan düzeltme beklediler. Oralardan da benzer minvalde beyanatlar gelince SDG’ de bozgun havası oluştu.

SDG’nin taleplerine bakarsak hedeflerini daha iyi anlarız: Orduya ferdi olarak değil kitle halinde katılmak ve kitleyi orduda da muhafaza etmek istiyorlar. ‘’SDG mensupları Jandarma ya da Sınır Güvenlik Güçleri olsun. Genelkurmaya bağlansın ama başka isimle de olsa varlığını korusun’’ diyorlar. Deyrizor ve Rakka’nın devrinin ertelenmesini talep ediyorlar. Buna gerekçe olarak Türkiye’nin işgali altındaki bölgeleri boşaltmamasını gösteriyorlar. Suriye Arap Devleti ismine karşılar. Suriye Devleti ismini öneriyorlar.

Oysa ABD’nin politikası İsrail’e rağmen baştan beri net: ‘’Türkiye’nin kontrolünde birleşik ve üniter Suriye’’ SDG direnirse eylül veya ekimde bir askeri operasyonla karşı karşıya kalır. ‘’SDG güçlü, Şam saldıramaz’’ tespiti yanlış. SDG mensuplarının çoğu dindar Arap gençleri. Asla orduya kurşun atmazlar. Kaldı ki Şam’ın yanında Türkiye var.

Sekiz köşeli Selçuklu yıldızının başkanlık sarayının salonlarında motif olarak kullanılmasından sonra geçen ay Selçuklu kartalı devlet arması olarak kabul edildi. Semboller dünyası. Büyük Selçuklular Şiilikle yaptıkları mücadele ile bilinirler. Suriye’yi Fatımilerden Selçuklular aldı. Bizans Selçukluların başkentine yürümeseydi Alparslan Mısır’a giderek Fatimileri yıkmak niyetindeydi. O dönemde kurulan Şii devletleriyle de Selçuklular mücadele etti. Öyle ki bu devletlerin hepsi yıkıldı. İran devrimine kadar bir daha Şii devleti kurulmadı. (Safevi Devleti kurulduğunda Alevi karakterliydi. Sonradan Şiiliği kabul ettiler.)

Şara bu sembolleri kullanarak dünyaya ‘’İsrail’le bir meselemiz yok. Biz İran’la mücadele edeceğiz’’ mesajını veriyor. Böylece Arap dünyasındaki ve Batıdaki imajını iyileştiriyor. Kendisi, örgütü ve Suriye rejimi ile ilgili şüpheleri gideriyor. Fikri takibe devam edeceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ertuğrul Türkoğlu Arşivi

Hankendi zirvesi

07 Temmuz 2025 Pazartesi 09:54

NATO zirvesi mi, NATO devrimi mi?

30 Haziran 2025 Pazartesi 09:31

Çin hepimizi fişliyor

26 Haziran 2025 Perşembe 09:55

İran Türklerinin dezavantajları

19 Haziran 2025 Perşembe 12:12

İran neden başkentini değiştiriyor?

12 Haziran 2025 Perşembe 10:35

Kurban’ın Gerçek Nedeni

10 Haziran 2025 Salı 11:28