Ertuğrul Türkoğlu

Ertuğrul Türkoğlu

İran Türklerinin dezavantajları

SSCB yıkıldığında beş, Tacikistan’ı da katarsak altı Türk devleti bağımsızlıklarını kazandılar. Türk devletleri bağımsız olmayı beklememelerine hatta talep bile etmemelerine rağmen yeni duruma hızla intibak ettiler. İran rejimi de yıkılmaya doğru gidiyor. Belki bu savaştan sonra belki de üç beş yıl daha can çekiştikten sonra ama muhakkak yıkılacak. Rejim yıkıldıktan sonra sayıları kırk milyonu aşan Türklerin akıbeti ne olacak? İran bölünecek mi? Yeni Türk devleti/devletleri kurulacak mı?

Türk devletlerinin en büyük avantajları var olmalarıydı. En tazesi altmış yıllıktı. Evet, bağımsız değillerdi ama vardılar. Sınırları, bütçeleri, bakanları, valileri, polisleri, jandarmaları, bürokrasileri, okulları, üniversiteleri, fabrikaları, madenleri ve akademisyenleri vardı. Sıfırda değildiler. Hatta farkında olmasalar bile bağımsızlığa pek çok açıdan hazırdılar. Başta devlet başkanları olmak üzere devlet adamları çok tecrübeliydi. Basamakları teker teker çıkmışlardı. Kaymakamlık, valilik, müdürlük, elçilik, diplomatlık, bürokratlık, milletvekilliği, bakanlık yapmışlardı. Kimisi bu görevleri sadece vatandaşları oldukları ülkelerde değil diğer Sovyet devletlerinde de üstlenmişlerdi.

İran Türklerinin Türk devletleriyle mukayese edilebilecek organizasyonları da tecrübeli liderleri de yok. Yani bir devlet yapılanmasına sahip değiller. Sınırları belirlenmiş bir memleketleri yok. Ülkenin her tarafında ama azınlık ama çoğunluk olarak yaşıyorlar. Gurbetçi Türklerin bir kısmı asimile olmuş durumda.

Kazakistan dışındaki ülkelerde Türkler baskın çoğunluğu teşkil ediyorlardı. Hepsinde Rus azınlıklar vardı. Ruslar genelde metropollerde ikamet ediyorlar ve yaşadıkları ülkenin nüfusunun %2’siyle %10’u aralığında bir kısmını oluşturuyorlardı. Hem çok az olduklarından hem de Türkistan ve Kafkasya’ya göçmen olarak geldiklerinden devlet talep edecek durumları yoktu. Anavatanları Rusya kendi sorunlarıyla boğuşuyordu, ondan medet bekleyecek durumları da yoktu. Bir kısmı Türklere entegre oldu daha kalabalık olan diğer kısmı ise anavatanlarına göçtü. Türk devletlerinin Rusya ile ilişkilerini iyi tutmaları, Bağımsız Devletler Topluluğuna katılmaları Rusya’nın Rus azınlıkları ileri karakol ya da yumuşak güç olarak kullanmasını engelledi.

Kazakistan’da Ruslar Kazaklardan, Slavlar Türklerden çoktu. Nazarbayev çok akıllı politikalar takip ederek Rus nüfusu kavgasız, gürültüsüz, göçü teşvik ederek azalttı. Kazak nüfusu hem yurtdışındaki Kazakların gelmesini hem de nüfus artışını cazip kılarak arttırdı.

İran’da Türk kadar Fars var. En kuzeydeki üç Azerbaycan eyaletinde Türkler baskın çoğunluk. Batıdaki Azerbaycan eyaletlerinde Kürt, güneydeki Azerbaycan eyaletlerinde Fars azınlıklar yoğun. Tahran ve Kum gibi ülkenin merkezindeki eyaletlerde Türkler ahalinin üçte birini teşkil ediyor. Kaşkay Türkleri memleketlerinde azınlıklar ama hala nüfusun üçte birinden fazlalar. Horasan’ı oluşturan dört eyaletin birinde Türkler, birinde Kürtler, birinde Farslar, birinde Peştunlar en kalabalık grup. Türkler, diğer halklarla çevrilmiş, birbirinden kopuk üç parça da çoğunluktalar sadece. Diğer eyaletlerin çoğunda farklı oranlarda da olsa Türk azınlıklar var.

Türkistanlıların tamamı Sünni Hanefi’ydi. Azerbaycan’da Türklerin dörtte biri Sünni, dörtte üçü Şii’ydi. Her iki coğrafyada da dini kimlik önemini kaybetmişti. İran Türklerinin büyük kısmı Şii, Horasan Türkleri Sünni. Konar göçerlerin bir kısmı Alevi, Anadolu’dan getirdikleri inançlarını aynen koruyorlar. Geri kalanı Sünni ve Şii. Kaşkay Türkleri de Şii ama Azerbaycan Türkleriyle karşılaştırınca Şiiliği Alevilikle harmanlamışlar. Azerbaycan Türklerinin bilhassa gençlerin bir kısmı rejimin baskıları nedeniyle dinden soğumuşlar, dine düşmanlaşmışlar.

Sovyetler yıkıldığında Türkistan devletleri ve Azerbaycan iki yüz yıla yakın süredir işgal altındaydılar. Batı ve Çin bu ülkeleri Sovyetlere terk etmişti. Nerdeyse hiçbir irtibatı yoktu. Rusya’da ise iktidarda olan Atlantikçiler Türkistan’ı kurtulmaları gereken bir yük olarak görüyorlardı. Türk devlet adamları bu konjonktürden yararlanarak, Rusya’nın kırmızı çizgilerine dikkat etmek şartıyla manipülasyonlara, isyanlara, karışıklıklara, kumpaslara ve büyük güçlerin çıkar kavgalarına muhatap olmadan devletlerini dönüştüren adımları atabildiler. Oysa İran’da büyük güçlerin yanında Arap Devletlerinin, İsrail’in ve komşu ülkelerin yaşamsal çıkarları var. Hiçbiri İran’ı kendi haline bırakamaz. Hepsi İran’daki gelişmelere müdahil olacak. Enerji pastasından pay almaya çalışacak.

Türk devletleriyle Türk devlet adamlarının menfaatleri müşterekti. Devlet adamları Moskova’ya bağlı olmaktan yorulmuşlardı. Merkezden aylarca talimat beklemekten bıkmışlardı. Devletleri bağımsız olduğunda onlar daha güçlü ve etkili olacaklardı. Oysa İran’da rejim Türklere dayanıyor. Rejimle birlikte deneyimli birçok Türk devlet adamı da tasfiye edilecek. İlaveten Türk devlet adamları ve aydınlarının ortak tavır geliştirmesi mümkün değil. Bağımsızlığı savunanlar, İran’ın bütünlüğünü korumaktan yana olanlar, Azerbaycan’la birleşmekten ya da Kürtlerle birlikte federasyon kurmaktan yana olanlar ana damarları oluşturacaktır. Oysa Türk devletlerinde eskiden Sovyet ajanı olanlar bile bağımsızlık taraftarıydı. Zira Moskova’da Türk devletlerinin bağımsızlığını destekliyordu.

Kazakistan, Azerbaycan, Özbekistan ve Türkmenistan’ın idarecileri ellerinin altında hemen paraya çevirebilecekleri zenginliklere sahipti. İran’da Türklerin çoğunlukta olduğu coğrafyalarda böyle zenginlikler olmaması büyük handikap. Açık denizlere en uzak devletler olmaları Türkistan devletlerinin en büyük handikabıydı. Halen de öyle. İran’daki Türk toprakları da açık denizlere oldukça uzak.

İran Türklerinin bu kadar sorunun üstesinden gelmesi mümkün değil. Türkiye’nin ve Azerbaycan’ın ağırlık koymalarına, etkin olmalarına ve yönlendirmelerine ihtiyaçları var. Aksi halde süreçten çırak çıkabiliriz. İran Türkleri yağmurdan kaçarken doluya tutulabilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ertuğrul Türkoğlu Arşivi

İran neden başkentini değiştiriyor?

12 Haziran 2025 Perşembe 10:35

Kurban’ın Gerçek Nedeni

10 Haziran 2025 Salı 11:28

Suriye artık Türkiye’midir?

05 Haziran 2025 Perşembe 11:17

Yabancı Yatırım İçin Demokrasi Şart mı?

02 Haziran 2025 Pazartesi 13:34

Muhalefet darmadağın...

26 Mayıs 2025 Pazartesi 11:08

Yerli ve milli

22 Mayıs 2025 Perşembe 10:41

Suriye 19 Mayıs 2025

19 Mayıs 2025 Pazartesi 10:19

14 Mayıs ve Hizmet Siyaseti

15 Mayıs 2025 Perşembe 10:58