Ertuğrul Türkoğlu

Ertuğrul Türkoğlu

Hankendi zirvesi

Hankendi’nde 17. Zirvesi toplanan Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) kırk yıl önce kurulan ama kırk yılda hiçbir şey başaramayan bir örgüt. Başarısız olmalarına rağmen liderlerin bir araya gelmesine, kısa süre içinde çok fazla görüşme yapmalarına ve çok sayıda başkanın ortak konuları konuşmalarına vesile oldukları için devam eden birçok örgüt var. Ülkemizin öncülüğünde kurulan D-8 ve Karadeniz İşbirliği Örgütü de bu durumdalar.

Önemsiz örgütün zirvesi Azerbaycan-Rusya geriliminin en sıcak dönemine denk geldiğinden çok önemliydi. Zirveye devlet başkanı seviyesinde katılan Türkiye, Özbekistan, Tacikistan ve Pakistan Bakü’ye destek verdiklerini gösterdiler. Beni Tacikistan’ın bu tavrı şaşırttı. Zira Tacikistan Rusya’ya çok yakındır. Diğer yandan Tacikistan’ı çeyrek asırdır, iç savaşı Özbek ordusunun da katılması sayesinde kazanan Hocent (Özbek)-Kulyab ittifakı yönetiyor. Belki de iç dengeler ve Özbekistan ile iyi ilişkiler ağır bastı.

‘’Zirveye Kırgızistan başkanı da katıldı. Onu neden listeye dahil etmedin?’’ denilebilir. Sadır Caparov programında olmamasına rağmen Moskova’ya gitti. Oradan Hankendi’ne geldi. Muhtemelen iki ülke arasında arabuluculuk yapıyor. Yani zirveye katılması bir meydan okuma değil. Azerbaycan ile Rusya’nın arasındaki tansiyonun düşürülmesi gerektiğinden arabuluculukta mühim. Moskova ile restleşmeyi daha ileriye götürmek işimize gelmez.

Zirveye Pezeşkiyan’ın katılmasını Azerbaycan’a destek olarak değerlendirmek yanlış olur. İran, Avrasya ittifakının temel taşlarından. Rusya ile ters düşebilir nitekim Zangezur’da düştü ama hele de böyle nazik bir dönemde zıtlaşamaz. Pezeşkiyan bu seyahati yaparak İran’daki Türkleri memnun etti. Muhtemelen Aliyev ile İsrail’e, Erdoğan ile Amerika’ya mesaj iletti.

Son yıllarda aktif dış politika takip eden Pakistan başkanının katılımı ise tam bir destek gösterisiydi. Savaşta Rusya ve İsrail’in Hindistan’a destek vermesi, Pakistan’ı bu iki ülkeye karşı daha sert politikalar izlemeye itti. Şerif bu seyahatle Rusya’ya meydan okudu. Pakistan kurulduğundan beri, kimin yönettiğinden bağımsız olarak, Türkiye’nin dostu. Dış konjonktürdeki gelişmeler nedeniyle bu dostluk giderek kuvveden fiile dökülüyor. Sadece Türkiye’ye olan dostluk Karabağ savaşında Azerbaycan’a yöneldi. Yakın gelecekte diğer Türk devletlerine de uzanacak. Tacikistan ve Pakistan’ın TDT’ ye gözlemci üye yapılmaları iyi bir adım olur.

Kazakistan ve Türkmenistan’ın zirveye başkan seviyesinde katılmamaları, denge gözettiklerini gösteriyor. Bazı okuyucularım bu ülkeleri ihanetle suçlayacaklardır. Bu haksızlık. Her devletin önceliği kendi menfaatlerini korumaktır. Aksi halde hiç ummadığımız sonuçlarla karşı karşıya kalabiliriz. Türk devletleri Güney Kıbrıs’ı tanıyınca dünyayı ayağa kaldırdık. Söylemediğimiz söz kalmadı. Soruyorum, canımızın sıkılmasından başka ne değişti. KKTC somut olarak ne kaybetti, Güney Kıbrıs ne kazandı? Devletler duygularla değil akılla yönetilir.

Türk devletlerinin AB ile dış ticareti Türkiye’yle yaptıklarından epey fazla. Yılda yüz milyar doların üstünde. AB, Türkistan’ın Avrupa ile entegrasyonunu hedefleyen, 300 milyar doların üstünde bütçe ayırdığı Küresel Geçit Projesini ilan etmiş. Türk devletleri somut faydası olmayan bir şey için kalkınmayı ve refahı neden geri tepsin? Akıllı hareket etmeliyiz. Birbirimizin gönlünü hoş etmekle elimize hiçbir şey geçmez. Güçlenmeliyiz, güçlenmek için her fırsatı değerlendirmeliyiz. Kazakistan ve Türkmenistan’ın zirveye katılmaması bu çerçevede değerlendirilmeli.

Afganistan’ın zirvede çok düşük seviyede, başbakan yardımcısı tarafından temsil edilmesi ilginçti. Daha ilginç olanı Rusya’nın zirveden bir gün önce Taliban yönetimini alelacele tanımasıydı. Böylece Rusya, Taliban yönetimini tanıyan ilk devlet oldu. ‘’Taliban’ın komşularıyla ilişkilerini geliştirmeye, uluslararası tanınmaya son derece ihtiyacı varken zirveye alt seviyede katılması, Rusya’nın tanıma hamlesinin sonucu’’ fikrindeyim.

Zirvede Aliyev’in ‘’Azerbaycan’ın yeri merkezi Asya’dır. Avrupa değildir’’ ifadesini kullanması dikkate değer. Zira özellikle son altı aydır Rus medyası Azerbaycan’ı NATO’ya ve AB’ye yönelmekle suçluyor. Bakü bu iddiaları şiddetle reddediyor. Azerbaycan Bağlantısızlar Hareketinin üyesi. Aliyev 2019-21 yılları arasında bu teşkilatın lideriydi. Azerbaycan bu harekete arada kalmamak ve hiçbir güvenlik örgütüne üye olmamak için katıldı. Nitekim ne Kolektif Güvenlik Anlaşmasına ne Şanghay’a ne de NATO’ya üye olmadı, başvuruda bulunmadı.

Bu hakikate rağmen Rusya’nın panik halinde olması anlaşılabilir. Karabağ savaşı başlarken Kafkasya’daki en büyük güçtüler. Ateşkes anlaşmasını imzaladıklarında Ermenistan’a ilaveten üç yerde (Karabağ, Zangezur koridoru ve Laçin koridoru) daha asker konuşlandıracaklarından zafer havası yaşıyorlardı. Azerbaycan’ın Karabağ’ın tamamını kurtardığı son operasyondan sonra Rusya bunların hepsini kaybetti. Suriye, Sudan ve Libya’dan sonra üç yüz yıl önce girdiği Kafkasya’dan da püskürtüldü. Hem de ondan doğan boşlukları tarihi rakibi Türkiye doldurdu. Bunları hazmetmek kolay değil.

Putin bunların hepsinin İngiliz politikası olduğundan emin. Ve İngilizlerin durmayacağını düşünüyor. Nitekim son NATO zirvesinde Azerbaycan’ın NATO üyeliği konusu açıldı, böyle bir başvuru olmamasına rağmen. Azerbaycan ordusunun NATO standartlarında olduğu vurgulandı. Türkiye’nin bu fikre tepki vermemesi dikkat çekmiş ki zirveden hemen sonra İngiltere Dışişleri Bakanı programında olmamasına rağmen ülkemize geldi.

İddialara göre Batılılar Karabağ’da Türkiye’nin üs kurmasını istiyorlar. Böyle bir hamle Rusya’yı iyice tahrik eder. Türk-Rus çekişmesi bölgeyi mahveder. Bugüne kadar takip edilen politikalar sayesinde elde edilen kazanımları korumalı ve Rusya’nın bu durumu hazmetmesini sağlamalıyız. Erdoğan tansiyonun düşürülmesinde görev almalı. Rusya Azerbaycan’ı ezmek istedi ezemedi. Azerbaycan’ın Beyaz Rusya olmadığını idrak etmişlerdir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ertuğrul Türkoğlu Arşivi

NATO zirvesi mi, NATO devrimi mi?

30 Haziran 2025 Pazartesi 09:31

Çin hepimizi fişliyor

26 Haziran 2025 Perşembe 09:55

İran Türklerinin dezavantajları

19 Haziran 2025 Perşembe 12:12

İran neden başkentini değiştiriyor?

12 Haziran 2025 Perşembe 10:35

Kurban’ın Gerçek Nedeni

10 Haziran 2025 Salı 11:28

Suriye artık Türkiye’midir?

05 Haziran 2025 Perşembe 11:17

Yabancı Yatırım İçin Demokrasi Şart mı?

02 Haziran 2025 Pazartesi 13:34