
Ertuğrul Türkoğlu
Trump-Putin Zirvesinin Sonuçları
Trump-Putin Zirvesinin Sonuçları
Trump’la Putin’in buluşacakları açıklanır açıklanmaz nerede bir araya gelecekleri gündem oldu. Türk medyası Rusya-Ukrayna görüşmelerinin İstanbul’da olmasından hareketle zirvenin Türkiye’de gerçekleşebileceğini iddia etti. Diğer alternatif Macaristan’dı. Oysa her iki ihtimalde imkansızdı. Putin Uluslararası Adalet Divanı tarafından aranan bir savaş suçlusu. Türkiye ve Macaristan bu divana üyeler.
Putin bu riski alıp yasal olarak kendisini yakalama yükümlülüğü olan herhangi bir ülkeye gider mi? Daha önce ülkemize çok sık gelen Putin suçlu ilan edildikten sonra bir kere geldi mi? Yanlış anlaşılmasın ‘’Türkiye Putin’in yakalar ve Adalet Divanına teslim eder’’ demiyorum. Asla böyle bir şey olmaz. Ama Putin bu riski milyonda bir ihtimal bile olsa almaz.
Kaldı ki bu sorunun yanında ‘’Türkiye ve Macaristan’a nasıl gidecek?’’ sorunu da var. Macaristan’a gitmesi için uçağı AB’nin hava sahasına girecek. Jetler inmeye zorlayabilir. Uçak hedef alınarak düşürüle bilinir. Türkiye’ye gelmek için Ukrayna hava sahasını kullanamayacağından Gürcistan hava sahasını kullanmak zorunda. Bu durumda uçağı Ukrayna füzelerinin menzilinde oluyor. Dikkat ederseniz Putin suçlu ilan edildikten sonra çok az yurtdışı seyahate çıktı. Türk ülkelerine, Kuzey Kore ve Çin’e gitti. Çok önem verdiği BRİCS’ in Brezilya zirvesine bile katılmadı.
‘’Peki neden Alaska?’’ diye soracak olursanız öncelikle uçak Rus hava sahasından direk Amerikan hava sahasına giriyor ve girer girmez iniyor. Avrupa ve Ukrayna’nın füze menzilinin çok uzağında. İlaveten Alaska Uluslararası suçluların iadesiyle ilgili anlaşmayı imzalamayan birkaç Amerikan eyaletinden biri. Yani Putin’in hukuki olarak tutuklanması, uçağının inmeye zorlanması ve suikasta uğraması mümkün değildi.
Zirve’nin beklenenden kısa sürmesi, daha geniş katılımın olacağı ikinci oturumun yapılmaması ve Trump’ın ‘’NATO ile, Avrupalı liderlerle görüşeceğim’’ demesi ve Zelenski’yi Amerika’ya davet etmesi ana konularda mutabakata varıldığını ve tarafların Avrupa’nın onayı olmadan daha fazla ilerlemenin anlamsız olduğunu düşündüklerini gösteriyor.
Eğer Trump Avrupa’yı ikna edebilirse önümüzdeki hafta üçlü zirve toplanır ve barış anlaşması imzalanır. ‘’Ukrayna’yı ikna edebilirse’’ demiyorum çünkü ABD ve Avrupa’nın desteği olmadan Ukrayna’nın savaşı sürdürmesi mümkün değil. Avrupa ikna olmazsa pazarlıklar devam eder, savaş şiddetlenir.
Taraflar Kırım ve Donbass’ın Rusya’da kalmasında, Ukrayna’nın AB’ye girebilmesinde ve sınırların silahsızlandırılmasında anlaşmışlardır. Muhtemelen Ukrayna NATO’ya girmemeyi kabul edecek buna karşı ABD, Ukrayna’ya kalan topraklarının bütünlüğünün bozulmayacağı konusunda garanti verecektir.
Trump ve Putin sadece Ukrayna savaşını görüşmüş olamazlar. Diğer önemli konularda görüşülmüştür. Taraflar birbirlerinin politikalarını teyit etmişler ve birbirlerini tartmışlardır. Zira Ukrayna tek başına, başka sorunlardan kopuk bir sorun değil. AB doğuya doğru genişlemek istiyor ki bu Rusya’nın arka bahçesine girmesi demek. Ukrayna ve Gürcistan savaşları bu nedenle çıktı. Bugün itibariyle AB ve Rusya; Kafkasya, Moldova, Romanya, Sırbistan’ ta büyük bir çekilme içindeler.
Kafkasya’daki üç ülkede tüm şiddetiyle devam eden çekişmeye, Zengezur koridorunun yönetimini ve güvenliğini üstlenerek Amerika’da katıldı. Daha üç ay önce AB, Türkistan’ı genişleme alanı ve Türkistan devletlerini stratejik ortak ilan etti. Bu vizyonu desteklemek için 120 milyar avro bütçe ayırdığını duyurdu. Bu sorunlar çözülmeden ve tarafların sınırları belirlenmeden savaş bitmez. Bir yerde bitse diğerinde başlar.
Kaldı ki ABD, Rusya, AB ve Ukrayna anlaşsa bile İngiltere savaşın devamını istiyor. Elbette tek başına bu savaşın devamını sağlayamaz. Barışa açıktan karşı çıkamaz. Ama barışa giden süreci baltalamak, kesilmesini sağlamak için ellerinden geleni yapacaktır İngilizler. Ne diyordu Kızılderililer: ’’Bir suda iki balık kavga ediyorsa oradan beş dakika önce bir İngiliz geçmiştir.’’
Daha önce takım elbisesiz görmediğimiz Dışişleri Bakanı Lavrov uçaktan SSCB yazan bir tişört giymiş olarak indi. Rusya bu hareketle muhataplarına ‘’Biz SSCB’nin devamıyız. Süper gücüz. Buna uygun muamele görmeliyiz.’’ diyor. Rusya ekonomik, teknolojik, demografik ve askeri olarak süper güç olmanın çok gerisinde. Bu alanlarda sürekli güç kaybediyor. Siyasi olarak daha güçlü ama diğer alanlarda güçlü olmadan hatta güç kaybederken bu pozisyonunu koruyamaz. Rusya sadece silah üretiminde ve nükleer silahlarda süper güç.
Bu çelişkili pozisyon Rusya’nın konumlandırılmasını zorlaştırıyor. Rusya süper güç gibi hareket ediyor fakat süper güç değil. Bu sorun iyi yönetilmezse, Ukrayna’dan daha büyük savaşlara ve problemlere yol açabilir.
Bu zirve sonuç alınmasa bile Trump’a ve Putin’e kazandırdı. Trump, barış elçisi imajını pekiştirdi. Rusya’yı Çin’den koparma sürecini başlattı. Zira daha önce Rusya’nın ABD ile diyalogu yoktu. Bu görüşmeyle diyalog kuruldu. Artık Rusya ilişkilerin kopmaması için daha temkinli davranacaktır. Bu aşamadan sonra barış olmazsa AB ve Ukrayna sorumlu olacak.
Putin bugünlerde başlayacak olan ambargoyu durdurdu. Ambargo ileride uygulansa bile olsa aynı sertlikte olmayacaktır. Rusya süper güç olan Amerika tarafından eşit muhatap olarak alındı. İzolasyonu kırdı. Amerika’yı Ukrayna’nın yanından daha ortada daha tarafsız bir pozisyona çekti. Barış olmasa bile Ukrayna en güçlü destekçisini kaybetti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.