
Ertuğrul Türkoğlu
Çin hepimizi fişliyor
Çin’in yedi yıldır uygulamakta olduğu Dijital İpek Yolu projesi inanılmayacak derece de yaygınlaştığı gibi kapsama alanı olarak ta genişledi. Uygulama, Şanghay’ın birkaç ana caddesine sokak kameraları konularak başlatıldı. Bu kameralar kapsama alanlarına giren herkesin fotoğraflarını otomatik olarak çekiyor ve fotoğraflanan herkese dijital numara veriyor. Sokak kameralarını otoban, apartman ve dükkan kameraları, cep telefonları ile taşıtlara koyulan çipler ve sensörler takip etti. Sistem etap etap metropollerden köylere kadar yaygınlaştırıldı.
Bugün itibariyle Çin vatandaşlarının tamamının dijital numarası var. Zira numaranız yoksa hiçbir işlem yapamıyorsunuz. Öyle ki, numarası olmayan vatandaşlar uçağa ve trene binemiyor, otelde kalamıyor, işe giremiyor, iş yeri açamıyor, okula gidemiyor, ev satın alamıyor yahut kiralayamıyor. Tedavi bile olamıyor.
Dijital numarası olan vatandaşların sayısı yüz milyona ulaştığında sisteme puanlandırılma fonksiyonu eklendi. Bu uygulamaya ‘’sosyal kredi sistemi’’ deniyor. Her vatandaş sisteme 1000 taban puanla dâhil oluyor, iyi davranışlarda bulunduğunda puanı artıyor, kötü davranışlarda bulunduğunda puanı düşüyor. 500 puanın altına düşen vatandaşlar ‘’kötü vatandaş’’ haline geliyorlar. Kötü vatandaşlar işlerini kaybedebilirler, iş bulamayabilirler, otellere kabul edilmeyebilirler.
‘’Borçları vadesinde ödemek, evlenmek, çocuk sahibi olmak, kan vermek, akrabaları ziyaret etmek, Komünist Partinin ve devlet tarafından akredite edilmiş kuruluşların düzenlediği konferanslara katılmak, suçluları ve uygunsuz davranışlarda bulunanları ihbar etmek, trafik kurallarına uymak ve çöpleri tanımlanan şekilde atmak’’ gibi davranışlar vatandaşın puanını yükseltiyor.
Bu davranışları yapmamak yahut tersini yapmak, boşanmak, kürtaj yapmak, tükürmek, sokağa çöp atmak, ulaşım vasıtalarında ve sokakta sigara içmek, yüksek sesle müzik dinlemek, internette mahsurlu haber yaymak, kavga etmek, bağırmak, aynı anda birden çok partnerle birlikte olmak, eşi aldatmak, sevgili değiştirmek, puanı düşük biriyle görüşmek ve/veya sosyal medyada ilişki kurmak, vatandaşın puanını düşürüyor. Çocuklar dersleri iyiyse puan kazanıyor, değilse kaybediyorlar.
Sistem, yapay zeka eklenerek bugünkü haline getirildi. Yapay zeka vasıtasıyla vatandaşların davranışları gözlemlenerek ve sosyal medyadaki aktiviteleri değerlendirilerek karakterleri analiz ediliyor. İnsanların hoşlandıkları şeyler, tepkileri, eğilimleri, zaafları, kuvvetli ve zayıf yanları kayıt altına alınıyor.
2020 senesinde sistem yurtdışında da uygulanmaya başladı. Çin’in yurtdışında yapımını üstlendiği otobanlara, caddelere, limanlara, havaalanlarına, köprülere, stadyumlara, madenlere ve fabrikalara kısaca mümkün olan her yere kameralar yerleştirildi. Kameralara yakalanan herkese numara verildi. 2025 yılının mayıs ayı itibariyle dijital numara verilenlerin sayısı 3,4 milyarı aştı.
Yurtdışında alt yapı projeleri alarak, “akıllı şehirler” adı altında sistemi yaygınlaştırmaya başlayan Çinli şirketler, son derece esnek davranıyorlar. Şehrin tamamının yönetimini, bir ya da birkaç fonksiyonun yönetimini veya bazı bina ve tesislerin (havalimanı, stadyum, alışveriş merkezleri, adalet sarayları, kamu ve yerel yönetim binaları gibi) yönetimini üstlenebiliyorlar. Mesela, şehirlerin ulaşım sorununu azaltan akıllı ulaşım sisteminde trafik ışıklarına, akıllı sağlık sistemlerinde hastane ve kliniklere kameralar yerleştiriliyor. Yüzlerce şehirde kurulan, suçluların teşhisini ve yakalanmasını kolaylaştıran akıllı güvenlik sistemlerindeki tüm bilgiler, aynı akıllı şehirler, akıllı ulaşım ve akıllı sağlıkta olduğu gibi dijital sisteme aktarılıyor.
Dünyanın her tarafında hayata geçirilen dijital sistemler, “Dijital İpek Yolu” konsepti altında internet hatlarıyla ve fiber optik kablolarla Çin’e bağlanıyor. Tüm kayıtlar, hareketler ve bilgiler eşzamanlı olarak yani gerçekleştirildiği anda Çin’deki merkeze ulaşıyor.
Dijital sistemin güvenliği arttıracağı, suç işleme oranını düşüreceği ve suçluların daha kolay yakalanmasını sağlayacağı muhakkak. Ama sisteme bilgileri ve izinleri olmadan dahil edilen insanların hayatlarının kontrol altına alınacağı da muhakkak. Sisteme dahil edilen hiç kimsenin özel hayatı kalmayacak.
Proje tamamlandığında Çin, istediği takdirde, her şeylerini; zaaflarını, beklentilerini, düşüncelerini ve davranış tarzlarını bildiği insanları istediği gibi yönlendirebilir. Yönlendirilen insanlar Çin’in vatandaşı da olabilir başka ülkelerinde. Hatta Çin’e düşman olan ülkelerin vatandaşları da farkında olmadan Çin’in isteklerine hizmet edebilirler. Çin; düşman ordulara, rakip şirketlere ve diğer devletlere özetle istediği herkese ve her şeye göstermeden müdahale edebileceği imkana sahip olma yolunda, emin adımlarla ilerliyor.
Dijital sistemin en sert uygulamalarından birine başta Uygurlar olmak üzere Çinli Müslümanlar muhatap oluyor. Mesai saatlerinde namaz kılmak, iş günlerinde oruç tutmak, çalışma günlerinde camiye gitmek, yemekhanelerde domuz yememek, takke ve başörtüsü takmak, çocukları sünnet ettirmek, kurban bayramlarında kurban kesmek, tespih taşımak, konuşurken Allah, peygamber, dua, sünnet, din, iman gibi sözcükleri telaffuz etmek puan düşürüyor. Puanı limitin altına düşen Müslümanlar ‘’Bilinçlendirme Merkezi’’ denilen toplama kamplarında çok ağır işkencelere tabii tutuluyorlar. Kamplarda ölenlerin ve sakatlananların sayısının bilinçlenerek tahliye edilenlerden fazla olduğu gözlemciler tarafından ifade ediliyor.
İnsanlığı ne Amerikan ne de Çin emperyalizmi huzura kavuşturabilir. Dünyanın Türk’e ama ecdadına layık Türklere her zamandan fazla ihtiyacı var.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.