Bazı ilçelerde haftalardır sokağa çıkma yasağı olmasına rağmen terör örgütü sökülüp atılamadı. Haftalarca dayanacak mühimmata sahip olmak, çözüm sürecinde ne kadar büyük bir cephane depolaması yapıldığını gösteriyor.

Örgüt hiçbir şeyi gizli yapmadı. Bir taraftan barışıyor gibi yaparken öbür tarafta şehirleri silahla doldurdu. Askerin,polisin yazdığı raporları iktidar dikkate almadı. Bazı valilerin bölgelerinde terör örgütüne katılanlarla ilgili verdiği rakamlar görmezden gelindi. Bu ihanete imza atanlar yerlerinde otururken bedelini millet ödüyor.

PKK ile onu yok edecek bir mücadele verildiğine inanmıyorum.Mücadele sadece şehirlerde kurtarılmış bölgeler kuran,kantonlar oluşturmaya çalışan teröristlere dönük yapılıyor. Örgütü bitirecek hamlelerin hiç biri yapılmadı. Ufukta yapılacağına dair bir belirti de yok. 

Aylardır cemaate yapılan operasyonlarla PKK’ya yapılan operasyonlar karşılaştırıldığında ne dediğim daha iyi anlaşılır. Cemaatin iş adamları,Televizyonları,gazeteleri,tabanı,tavanı ,önünden, yanından geçenlerine operasyon yapılıyor. Finans kaynakları,medyası ele geçiriliyor.Konuşacak,nefes alacak,kendini savunacak bir alan bile bırakılmıyor. Suç 17-25 Aralık’ta birkaç yargı adamının tarihin en büyük örgütlü rüşvet ve hırsızlık örgütünü ortaya çıkarması. Buna karşılık binlerce insanımızın ölümüne neden olan örgütün sadece şehirlere dadanan kadrolarına operasyon yapılıyor. Belediyeleri, finans kaynakları,TVleri,gazeteleri,dernekleri olduğu gibi duruyor. Birine bile en küçük bir operasyon yapılmadı.

Bir örgütün silahlı unsurlarının bir kısmını tasfiye ederek ötekileri kenarda bırakmak, ileriye dönük neticeler vermez. Kaynağı kurutulmayan hiçbir etnik hareket kolay kolay bitmez. Üstelik silahlı unsurların bir kısmına operasyon yapılırken diğer taraftan AKP’li vekiller örgütün direncini artıracak açıklamalar yapmaktan çekinmiyorlar. AKP’li G.Ensarioğlu geçen hafta açıkça öz yönetim de özerklik te olabilir dedi. PKK zaten bunun için şehirleri silahla doldurmadı mı? Olacaksa askerin polisin orda ne işi var? Bu kadar şehit niye veriliyor? Bu tür beyanların umutları tükenmek üzere olan terör örgütüne sunni teneffüs anlamına geldiğini, onların moral motivasyonlarını artırdığını söylemeye gerek var mı? Güvenlik güçleri bölgede var olma yok olma mücadelesi verirken Ensarioğlu adeta,” biraz daha dayanın az kaldı ,özerkliği verecekler” anlamında sözler söylüyor.Acaba AKP’de bir milletvekili de çıkıp aynı mesajı cemaat için verebilir mesela dayanın bu zulüm bitecek,hırsızlar,rüşvetçiler yargılanacak diyebilir mi? Diyemez! Çünkü iktidar bütün güç ve imkanları ile cemaate karşı mücadele ediyor,en büyük düşman artık ülke için bir beka sorunu haline gelen PKK terörü değil, bazı yöneticilerin siyasi kariyerleri bakımından beka sorunu haline gelen cemaat.

Suç işleyen,yasa dışı işlere karışan elbette cezasını çekmelidir. Ama bunun yolu siyasetin yargıyı yönlendirmesi değil,yargının kendi dinamik ve ilkeleri ile hareket etmesidir.Zulüm,haksızlık kime yapılırsa yapılsın kabul edilemez. Cemaat operasyonlarının çoğu reel dayanaklardan mahrum, tamamen intikam amacına matuf operasyonlardır. Her grubun içinde yanlış yapanlar olabilir,bu o grubu topyekün suçlamanın karinesi olamaz. Toplu cezalandırma Ortaçağ’a mahsus, kilise yargısının bir uygulamasıdır. Bugün ki dünyada karşılığı yoktur,evrensel hukukun ilkeleri ile de bağdaşmaz.Cemaat mensubu değilim ama yapılanları görmezden gelecek kadar vicdansız da değilim. Cemaat en büyük hatasını 7 Haziran seçimlerinde medyası  içinde yuvalanmış Kürtçülerin HDP güzellemelerini bertaraf etmemekle yaptı. Erdoğan’ın cemaati muhafazakar kitleden koparma, HDP ile özdeşleştirerek itibarsızlaştırma projesini bu HDP sever takımı gerçekleştirdi.

Sözün hülasası şudur; ortada terör örgütünü yok edecek bir operasyon çalışması gözükmüyor..Yapılan açıklamalar her an başa dönülebileceğini, özerklik yani bölünme ile başkanlığın takas edilebileceğini gösteriyor. Ülkenin bekasını PKK teröründen çok bu bitmez tükenmez başkanlık hırsı tehdit ediyor.