BİRLEŞENLER,DAĞINIK KALANLAR....

 Susarak,seyrederek bir toplumun kaderi değiştirilmez. Büyük dönüşümler büyük fedakarlıkları gerektirir. Türkiye tarihinin en kritik dönemeçlerinden birinden geçiyor. Düne kadar sistemi, demokrasisi tartışılan ülkenin bugün varlığı tartışılıyor.

Partiler daha müreffeh bir Türkiye yerine parçalara bölünmüş,bütünlüğünü kaybetmiş bir Türkiye vadediyorlar. Üstelik bunu bir kurtuluş reçetesi olarak takdim edenler bile var. Baraj aşınca Türkiyelileşeceği temenni edilen HDP’nin en önemli seçim vaadi Türkiye’nin özerk bölgelere bölünmesi. Bazıları AKP’den kurtulmanın yolunun HDP’nin baraj aşmasından geçeceğini sanıyor. Diğer bazıları ise baraj aşmış bir HDP’nin bölünme siyasetini bırakacağını düşünüyor. Nedense HDP söz konusu olunca insanlar en saf hallerine bürünüyorlar. Daha birkaç ay önce aynı HDP’nin genel başkanının Kobani eylemlerinde halkı sokağa dökerek 45 kişinin ölümüne neden olduğunu unutuyorlar.

 Keşke HDP  bir Türkiye partisi olsa. Keşke doğuda başka batıda başka bir siyaset izlemese… Yerellikten kurtulmak isteyen bir partinin bu çabasına kim engel olmak ister? Yeter ki samimiyet olsun. Ancak bunun yolu- yordamı bellidir. Kandil’in,İmralı’nın vesayeti altında olan bir parti Türkiyelileşemez. Olsa olsa terörü,ayrılıkçılığı Türkiyelileştirir.

Daha siyasi hayatında bir defa olsun PKK terörünü kınamamış bir siyasi heyet hangi meziyeti ile Türkiyelileşecek? Türkiyelileşmek isteyen bir partinin yapması gereken ilk iş, PKK’ya çağrıda bulunarak ülke topraklarını terk etmesini yahut silah bırakmasını istemek olmalıdır.Silahı yedekte tutarak Türkiyelileşmek olmaz.

İktidar toplumu o kadar kamplaştırdı ki, bu HDP’den bile medet umar hale getirdi. Halbuki, bugün izlenen çözüm siyaseti ile HDP’nin hedeflediği Özerklik siyaseti arasında aslında bir fark yok. AKP’nin seçim beyannamesindeki Yerel Yönetimler Şartına konulan çekincelerin kaldırılacağına dair taahhüt, HDP’nin Özerklik talebiyle aynı kapıya çıkıyor.

Üç yıl boyunca kan duracak,analar ağlamayacak diyerek toplum aldatıldı.Terör örgütünü bitireceğiz diye yola çıkanlar onu daha da büyüttüler. Düne kadar yüzde 6’yı aşmayan oy desteğini yüzde 10’lara çıkardılar. 7 Haziran seçimlerinde iki Özerklikçi partinin galibiyetle çıkması halinde Türkiye’nin birliğine son darbenin vurulması için artık hiçbir engel kalmayacaktır. Çare iki yanlıştan birini seçmek değildir. Ehven-i şer tabiri ,bütün alternatiflerin şer olduğu tercih zorunlulukları için geçerlidir. İyinin,güzelin,doğrunun olduğu yerde şerrin ehveni,eftalı olmaz.

İktidar bugüne kadar hep muhalefetin dağınıklığından istifade etti. Muhalefetin bir kısmı yine dağınık. Toplanmak, bir sıklet merkezi oluşturmak vatan kaygısı taşıyan seçmenlere düşüyor.CHP sosyal demokrat seçmeni toparladı. Özellikle seçim beyannamesinden sonra gözle görülür bir kıpırdanma meydana geldi. HDP kendi seçmeni ile küçük Sosyalist partileri bir araya getirdi. Sadece Milliyetçi/muhafazakar muhalefet dağınık kaldı, onu da dağınık kalmasını isteyenlere inat seçmen bir araya getirmelidir.Aksi takdire 7 Haziran akşamı ile 8 Haziran sabahının hiçbir farkı olmayacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi