
BOP'UN TÜRKİYE AYAĞI ve MHP
Oyunu kurallarına göre oynamazsanız diskalifiye edilirsiniz.Siyaset akıl,vizyon ve uzak görüşlülük isteyen bir alan.Üzerinde yürüdüğünüz zemini tanıyacaksınız, aksi takdirde iki de bir tökezlemekten,başınızı duvara vurmaktan kurtulamazsınız. Seçimin üzerinden bir aydan fazla bir zaman geçti. Partiler sırasıyla kırmızı çizgilerini ve nasıl bir iktidar istediklerini söylediler.Bazılarının ne dediği anlaşıldı,bazılarının ne dediğini muhatap kitleleri bile anlayamadı.
Kurallardan biri de kendinizi doğru anlatabilmenizdir. Kendini anlatamayan bir hareket başkalarının giydirmeye çalıştığı imajı giymek zorunda kalır.Siyaset biraz da imaj oluşturabilme sanatıdır. Erdoğan yıllarca bu meziyeti ile iktidarda kaldı; hem kendini iyi takdim etti hem de rakiplerini etkili bir kampanya ile olduğundan farklı gösterebildi. Cumhuriyet tarihinin en kamplaştırıcı, en hasımlaştırıcı siyasetçisi olmasına rağmen hiç bir zaman bu yönünün öne çıkarılmasına müsaade etmedi.
Düşünebiliyor musunuz, bugün Suriye'de, Irak'da bütün Ortadoğu'ya yayılan yangının sorumlusu ABD ve onun Büyük Ortadoğu Projesidir. ABD emperyal bir devlet olarak kendi menfaatlerine uygun bir proje yürütüyor ama onun eş başkanı,o projenin hedef ülkelerinden birinin Cumhurbaşkanı. Kimse çıkıp ABD' nin hedeflerine hizmet eden bir projede bu ülkenin siyasetçisinin ne işi var diyemiyor. Çünkü öyle bir imaj çalışması yapılmış ki kimsenin aklına bu tip soruları sormak,şüphe etmek gelmiyor.
7 Haziran seçimlerinde HDP ile ilgili müthiş bir imaj çalışması yapıldı. Kobani eylemlerinin bir numaralı sanığı olması gereken Demirtaş'tan yeni bir yıldız oluşturuldu. Farklı çevrelerde konuşlanan ancak aynı merkezden yönetilen yazar çizer takımı birden bire Demirtaş'ı keşfetti. Yıllardır BDP ve HDP nin başında olmasına rağmen yeni bir siyasetçi gibi pazarlamasını yaptılar. Bu yağlama parlatma kampanyası seçimden sonra da devam etti. Demirtaş'ta kendisine verilen fırsatı iyi değerlendirdi bu kan okyanusunun sorumlularından biri olmasına rağmen kendini bir barış güvercini gibi takdim edebildi. Kılıçdaroğlu belki seçimden istediği sonucu alamadı,ama seçimden sonra o da en azından muhalif çevrelerin takdirine mazhar oldu. Meclis başkanlığını AKP'ye kaptırmanın sorumlularından biri olmasına rağmen nedense hiç muaheze edilmedi, bütün sorumluluk tek başına MHP'ye yüklendi. Bunda MHP'nin muğlak, toplumu ikna etmekten uzak politikalarının ne kadar etkisi varsa MHP'yi devre dışı bırakmak isteyen çevrelerin de o kadar etkisi var. CHP/AKP koalisyon ihtimali neredeyse hiç tepki çekmezken, MHP'nin adı zikredilir zikredilmez belli çevreler topluca hücuma geçiyor.Bu bilinçli kampanyanın iyi tahlil edilmesi gerekiyor. Mecliste Büyük Ortadoğu Projesinin Türkiye ayağı olan çözüm sürecine karşı olan tek parti MHP. Yürütülen yıpratma kampanyasının bu süreçle doğrudan alakası var. MHP'de devre dışı bırakıldığında yerelleşme,Özerklik veya eyaletleşme adı altında yürütülen ayrıştırma faaliyetinin karşısında kimse kalmayacak. Onun için MHP ile ilgili ciddi bir imaj çalışması yapılıyor.Koalisyona girerse AKP'nin bütün günahlarına ortak olacağı telkin ediliyor. Esas maksat çözüm sürecine ilişilmesine mani olmak.
Bu noktada her şey MHP yönetiminin basiret ve gayretine kalıyor. Kendini anlatamayan bir hareket zaman içinde kendisini tanıyamaz hale getirilir.Bırakınız başkalarını, MHP seçimden önce de sonra da kimi politikalarını kendi tabanına bile anlatamadı. Siyasette kendi imajını kendisi çizemeyenler başkalarına mahkum olurlar.Önümüzde kesin olarak bir erken seçim var, ama 3 ay sonra ama bir yıl sonra... Erdoğan şartları uygun gördüğü an ülkeyi seçime götürmekten imtina etmeyecektir.BOP'un Türkiye ayağını sürdürmek isteyenler daha etkisiz,daha güçsüz bir MHP istiyorlar.Bu kuşatma aşılmaz, daha ikna edici politikalar üretilmezse muhtemel bir erken seçimin tek kaybedeni MHP olur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.