Barış çağrısı altında devleti muaheze etmek aslında bütün sorumluluğu devlete yıkmaktır.

Asker- polis dursa mesele bitecek mi?

Çözüm süreci boyunca PKK’nın onca şirretliğine, onca şımarıklığına rağmen güvenlik güçleri tek mermi atmadı. Tek operasyon yapmadı. Ne oldu Türkiye’ye barış, Güneydoğu’ya huzur mu geldi?

Akademisyen vatandaşlarımız sivil ölümlerinden rahatsızmış,ondan bildiri yayınlamışlarmış… Kim sivil,masum insanların ölümünden rahatsız olmaz? Ama dönüp bunun hesabını devletle görmeye kalkmak dolaylı olarak bu sivil ölümlerinin sorumlusu sensin demektir. Halbuki ,bu ülkede çocukları,bebekleri,yaşlıları kadınları kimin öldürdüğünü herkes biliyor. PKK’nın tarihi bir nevi sivil katliamlar ve vahşetler tarihidir. Gerçekten sivil ölümlerinden rahatsız olanın dönüp bunu PKK ya söylemesi gerekir.

Bildiri tepeden tırnağa kadar yanlıştır ama CB’nın ucuz milliyetçilik yaparak onu köpürtüp durması daha yanlıştır. CB oturup kalktığı her yerde bildirici akademisyenlere veryansın ediyor. İyi de örgütün hedefleri doğrultusunda propaganda yapmayı suç olmaktan çıkaran sizsiniz. Apo’ya sayın denilmesini suç olmaktan çıkardık diye övünen sizsiniz

.Bu eserin birinci dereceden sorumlusu iken şimdi neyi kime şikayet ediyorsunuz?

Bırakınız bildiricileri, Apo’nun daha ağır ifadeler taşıyan mektuplarını her Nevruz davul zurnayla Diyarbakır meydanında okutmadınız mı? İmralı konuşmalarının bir kısmı yayınlandı,Apo HDP heyetine,” önünüzü açıyorum,arabayı atın önüne bağlamayın, dediklerimi yapmazlarsa 50 bin kişilik kalkışmalar olacak “ demiyor muydu? Barış çağrısı diye okuttuğunuz mektuplar aslında Apo’nun örgütü yeni isyana hazırlama çağrıları ve ona zaman kazandırma manevraları idi.

Örgütsel bir doküman, örgüt jargonunda farklı vatandaş nezdinde farklı anlaşılır. Örgüt dilini bilmeyen o mektupların esas amacını,gerçek mesajını anlayamaz.Apo’nun bugünkü Türkiye ve Güneydoğu kurgusuna aracılık ettiniz.Öcalan’ın tam da bugün içine düştüğümüz durumu hedeflediğini hala anlayamadınız.

Bu bakımdan iktidarın bildiricileri döver gibi yapmasının hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Bildiricilere o ifadeleri kullanma cüret ve cesaretini veren bizzat iktidardır. Aylarca bu ülkenin televizyonlarında iktidarın seçtiği akil adamlar o akademisyenlerden daha ağır,daha sorunlu ifadeler ifadeler kullandı.Kendi elinizle bu milleti zehirlediniz. Şimdi çıkıp şikayet etmenin bir anlamı var mı?

14 yıl önce, Fırat kenarında kurdun kaptığı kuzunun hesabını soracağız diye iktidara geldiniz, birkaç yılda kuzuyu kapan kurt oldunuz.Propaganda ile toplumu uyutabilir ama kötü gidişatı asla durduramazsınız. Bu tablo sizin eserinizdir.