Kaç gündür PKK bombacısının taziye çadırına giden HDP'li vekil üzerinden kıyamet koparılıyor. Davutoğlu, HDP yönetimine gereğini yapmak üzere çağrı yaparken, Cumhurbaşkanı bir adım daha ileri giderek dokunulmazlık dosyalarının meclise getirilmesini istedi.

Benzer tartışmaları 4  yıl kadar önce de yaşadık. Askerin terör örgütüne darbe üstüne darbe vurduğu 2012 yılında bir grup HDP'li vekil Hakkari'de önlerine çıkan PKK'lı militanlarla kucaklaşmış,örgütün ayakta olduğu mesajı vermişti. O zaman da dönemin Başbakan'ı Erdoğan kıyameti koparmış,dokunulmazlıkların kaldırılacağını söylemişti. Aradan yıllar geçti kimsenin dokunulmazlığı kaldırılmadığı gibi kısa bir süre sonra terör örgütü ile güle oynaya masaya oturuldu. O gün millete verilen söz yerine getirilse, konu meydanlarda oy avcılığı noktasında bırakılmasaydı, bugün o HDP'li vekil 29 vatandaşımızı katleden o teröristin taziye çadırına gitmeye cesaret edemezdi.

Bugün de yapılan odur. HDP'li vekilin yaptıkları üzerinden bol bol nutuk atılarak milliyetçi seçmenin aklı başından alınacak, sonra da öncesinde olduğu gibi her şey unutulup gidecek...

Bir ülkenin kalbine bomba konulurken bir vekilin o bombacının taziyesine gitmesi nereden bakarsanız bakın o bombanın  akıttığı kandan daha büyük bir cürümdür. Çünkü o vekil o davranışıyla o eylemi onaylamakta, arkasında durduğunu göstermektedir.Türkiye'nin problemi hukuku işletmemektir. Dünyanın hiç bir hukuk sistemi böyle bir hainliği korumaz ve hiç bir meclis hainleri içinde barındırmaz. Yargının siyasete endekslenmesi suçlu masum ayırımını ortadan kaldırmış,siyaseti adaletin terazisi haline getirmiştir.

Çok değil birkaç ay önce bazı çevreler Türkiyelileşeceği umuduyla oylarını HDP'ye vermişti. O umut HDP'yi yüzde 13'lere taşıdı. O zaman da yazdık HDP,PKK ideolojisinin siyasi alanda temsilciliğini yapmak için kurulmuş bir partidir. Hem topluma zehir saçıyor hem de PKK'ye yönelik tepkilere demokrasi, barış,insan hakları kisvesiyle kalkan oluyor. Böyle partilerin demokrasilerde yeri yoktur. Parti kapatmak çare değildir tekerlemesi tamamen Türkiye'nin savunma mekanizmalarını etkisizleştirmek için uydurulmuş bir slogandır. Partileri peşinen kapatılmaz hale getirmek onların bir suç bataklığı haline gelmesine zemin hazırlamaktır. Hukuk devletinde partiler de kişiler de hukukun denetimi altındadır. Herkes eyleminin sonuçlarına katlanmak durumundadır. Bir kurumu istisna ettiğiniz zaman o kurumu potansiyel bir suç örgütü haline getirmiş olursunuz. Nitekim bunun belirtilerini, karinelerini HDP'li vekillerin her davranışında görmek mümkün. Hendek terörü başladığında ne demişti Selahattin Demirtaş; Hendeğin öte tarafında olanların ellerinden öpüyorum.Bu Taziye çadırını ziyaret etmekten daha büyük bir cürümdü,unutuldu gitti. Bu da unutulup gidecek. Bir müddet duygularımızla, milli hislerimizle oynayıp sonra da hep yaptıkları gibi unutup gidecekler. Böyle giderse bir gün taziye çadırı Van'da,Diyarbakır'da değil,Türkiye Büyük Millet Meclisinde açılacak. Derdini,tasasını biz çekeceğiz,olan yine bu ülkenin çocuklarına olacak...