BUNA KİM DUR DİYECEK?

 Her alanda politik bir iflas yaşıyoruz. Aşırı güç vehmi politikanın zehiridir, politikacıyı gerçekten uzaklaştırıp hayali bir dünyaya mahkum eder. Önce Suriye’de bu hataya düşüldü,Arap baharının Libya gibi Suriye yönetimini de kısa zamanda vuracağı düşünülerek ganimet peşinde koşuldu.Uluslararası dengeler ve Türkiye’nin kapasitesi hesaba katılmadı, sonuç tam bir fiyasko oldu. ABD’nin bile tek başına tanzim edemeyeceğini bildiği için Rusya ile anlaşmak zorunda kaldığı Suriye’yi Türkiye tek başına tanzim edeceğini düşündü ve kaybetti.

Çözüm politikası başka bir yanılgı idi.Terör örgütü ile masaya oturularak her şeyin çözüleceği düşünüldü. Önce kapalı kapılar ardında sonra açıktan görüşmeler yapıldı. PKK’ya bağımsız bir devletin asla vermeyeceği sözler verildi. Söz gelimi, ana dille eğitim istiyoruz diyen PKK temsilcisine MİT mensubunun, ne ana dille eğitimi, size otonomi vereceğiz istediğiniz dille eğitim yaparsınız cevabı verildi. PKK istiyor diye onlarca yasa çıkarıldı,düzenlemeler yapıldı. Böyle,böyle PKK şımartılarak tatminsiz hale getirildi.Toplum hayali bir barış umuduyla oyalanırken, PKK şehirleri silahla doldurdu. Yapılan uyarılar, kan tacirliği iddiasıyla dikkate alınmadı,çünkü başımızda her şeyi bilen asla hata yapmayan,yanılmayan,la yüsel bir lider vardı. Geldiğimiz nokta ortada,şimdi çözüm ihanetinin faturasını Güneydoğu’da vatan çocukları kanları ile ödüyor. Kimse çıkıp ülkeyi bu hale getirenlerin yakasına yapışmayı akıl etmiyor.

Dün İstanbul’un göbeğinde Küçükçekmece’de Kahraman Kömürcü isimli bir genç PKK militanları tarafından vurularak öldürüldü. Vatandaşın içi kan ağlıyor,aylardır PKK burada haraç topluyor,yol kesiyor,kepenk indiriyor,kendinden olmayan esnafı göçe zorluyor diye feryat ediyor, AKP’li gençlerin gözünde şehitlik arzusunu okuyan Başbakan dönüp burada neler oluyor diye bakmıyor. Üç yıl boyunca bütün kapıları PKK girsin diye açanlar bugün hiçbir sorumluluk kabul etmiyor.PKK ile masaya oturanlar,örgütün şehirleri silahla doldurmasına göz yumanlar,gazete köşelerinde, TV ekranlarında Öcalan güzellemeleri yapanlar yakalarından tutulup yargılanmadıkça bu terör ve anarşi ortamının bitmesi mümkün değildir.

Bir ülke düşünün ki, bunca olaya,şehide rağmen cemaatten teknik takibe alınanların sayısı, PKK’dan,IŞİD’den takibe alınanlardan kat kat fazla. Böyle bir ülkede terör biter,akan kan durur mu? Fransa, terör şüphesi taşıyan, Afrika’dan gelip vatandaş olanları hemen vatandaşlıktan çıkardı. Bana tuzak kuranı ben vatandaşlıkla ödüllendiremem dedi. Teröre karşı mücadelenin bin bir yolu vardır,PYD’ye katılanlar pekala vatandaşlıktan çıkarılabilir. Bu ülkenin değerlerine, sembollerine bağlılık yerine başka yerlere sadakat duyanın bu ülke vatandaşı kalmak gibi bir hakkı olamaz. Doğu’dan gelip İstanbul’da terör estiren,sabıkalanan bir kişi bile bu bölgelerde barındırılmamalıdır. İktidarın gerçekten terörü önlemek, PKK’yı yok etmek diye bir derdi varsa bir daha asla masa lafını etmemelidir. Siyaseti örgüt propagandası ve ülkeyi bölmek için yapanlara -devlet imkanları ile- hainlik yapma fırsatı vermemelidir. Terör örgütüne karşı toplumu cesaretlendirecek,direnme iradesini harekete geçirecek tedbirler almalıdır. PKK’yı besleyen kaynaklar faaliyete devam ederken terörle etkili mücadele yapılmaz.Askeri sivrisinekle uğraştırıp, bataklığı korumaya almak terörle mücadele değil, ona oksijen vermektir.

Dağdaki terörü şehirlere bu iktidar indirdi. Vatan sathının tamamını örgütün faaliyet alanı haline bu iktidar getirdi. Bu pisliği, cürufu temizlemek te bunun sorumlusu olana düşer.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi