Habererk İsmail Türk'e ait bir internet sitesidir.
İsterse bu yazıyı koymaz,koymazsa kendi vicdani duruşudur.

Yaklaşık dört yılda 600 'e yakın yazı yazdım...
Üç tane habersitesi gel burda yaz dedi!.
İsmail Türk'ü satmam dedim.

Bazen hiç uyuşamadığım zamanlar oldu,inanmadığım hiç bir şeyi yazmadım...
İnandıklarımıda yazmadan duramadım...
Habererk'in AKP tarafından finans edildiğini bana defalarca söylediler,asla aldırış etmedim...
Çünkü İsmail Türk'ü tanıdığım için bunların iftira oldugunu biliyorum...
Hangi şartlarda dergi çıkarttığını gördüm ve yaşadım.

İsmail Türk'e gelince:
Sitesinden kendisine gelen bazı eleştirileri veya ithamlara haklıysa sahip çıktım.

Ben MHP'nin bu kongre sürecinde sessiz kalmayı değil, hareketin geçmişi ve geleceği ile ilgili görüşlerimi açıkça beyan ediyorum.

Yaklaşık on yıldır Devlet Bey'in değişmesi ile yazı yazıyorum,dün neredeysem bugünde aynı yerdeyim.

Ben muhalefet duruşumdan bugüne ne Devlet Bey'le görüştüm,ne elini öptüm nede af diledim,ilk günkü durduğum yerde hala direniyorum.

Bu arada sevgili İsmail Türk Sayın genelbaşkan'a gitti,yanlış yapmışız diyerek,kamuoyu önünde Devlet Bey'den özürde diledi.

Ben ne özür diledim,ne Devlet bey'e gittim inandığım değerleri savunmaya devam ettim.

İsmail Türk ben o günde değişimden yanaydım,bugünde değişimden yanayım.

Meral abla ile ilgili o pis iftiralar karşısında tek yazıyı ben yazdım...
Meral abla aday gösterilmeyince , neden Meral Akşener aday gösterilmedi diyerek sadece ben yazı yazdım,bu konuda Meral hanım iki defa beni arayarak teşekkür etmiştir.

Bizim sitede Meral abla aleyhine yazılar yazılırken,ben Meral Hanım'a sahip çıktım.
Seni Adana'da dövenlere bu sayfada yine ben eleştirdim.

Çizgi kırıklığına gelince ilk yazımda çizgi kırıklığı olanların bir numara olması zordur dedim,sıkıntılıdır dedim,Muhsin Yazıcıoğlu yaşasa aday olsa daha fazla soru sorulur dedim.

Sen bilirsinki ben Yıldıray Çiçek'le görüşmem,bir defa görüşmek istedim,sen aracı olmuştun hatırlarsanız.

Ben hareketin vicdanını yazıyorum.yazmayada devam edeceğim,hiç bir adaya karşı değilim ve bütün adaylara başarılar diledim.

Net ifade ediyorum;
Ben dün durduğum yerdeyim,durduğum yerde asla yine hiç bir kırıklığım yok,durmadan çizgi kırıklığı gösterenlerinde bana öğreteceği hiç bir duruşu yoktur.

Ayrıca ne Meral Akşener'in,nede Sinan Oğan'ın çizgi kırıklığı samimi olarak yoktur, bu işten sadece çizgisi kırık olanlar alınır.

Evet!.
Bende biliyorum çizgisi kırık olanları.sende iyi biliyorsun,biz dün Türk federasyon'a yaşatılan sıkıntılarıda müsebbiplerinide,MHP'ye yaşatılan sıkıntılarıda müsebbiplerinide biliyoruz.

Allah'a şükürler olsun siyasette hiç bir beklentim yok,benim elimden bugünkü genelmerkez mikrofonu aldırdı.yinede umurumda olmadı,siyasette bir beklentim olmadıgı için umursamıyorum.

Sonsöz olarak:
Ben üst kurul delegesiyim ve imza vermedim,neden vermedim benim elimden mikrofonu aldılar,Mehmet Bülent Karataş kıymet verdi delege yaptı,onun hatırı için imza vermedim,şunuda açık söyleyim üç kişiye imza verdirdim.

Benim hayatımda zikzaklarım hiç ama hiç olmadı...
Ben on yıl önce değişimden yanaydım bugünde değişimden yanayım...
Sonuçta çizgi kırıklığını çok ama çok önemsiyorum,hayatımda MHP'den başka bir partiye çalışmadım,hayatımda MHP'den başka bir partide görmedim.
Günlük bakışlarda siyaset yapanların,siyaset gelecegi meçhuldür.

Allah'a şükürler olsun.

HABİB YALÇIN