
ÇÖZÜM HENDEKLERİ
Aylardır güvenlik güçleri çözüm sürecinde kazılan hendekleri kapatmaya çalışıyor. On binin üzerinde personel görevlendirilmesine rağmen hala girilemeyen, terör örgütü tarafından kontrol edilen bölgeler var. Birçok yerde okullar kapalı, eğitim öğretim durmuş durumda. Siyasi iktidar hala sağı solu suçlayarak kendi gafletiyle oluşturduğu durumu örtme derdinde.
Güneydoğu bir günde bu hale gelmedi. Çözüm süreci boyunca PKK şehirlere yığınak yaptı. Mahkemeler kurdu, vergi topladı. Uyaranlar, gidişatı görerek ikaz görevini yerine getirenler havuz medyasının salyalı yazarlarının saldırısına uğradı. PKK sizi uyutuyor, bu gidiş, gidiş değil diyenler aforoz edildi. Toplum iktidardan başka kimsenin inanmadığı hayali bir barış masalının peşinden koşturuldu. Apo’ya övgüler dizen,Kandil’i,HDP’yi yağlayanlar hala yerlerinde duruyor. Dün toplumu çözüm yalanının peşine takanlar, bugün bir başka yalanın peşine takmaya çalışıyor.
Üç yıl içinde siyasi iktidar iki zıt politikanın doğru olduğunu söylüyor; dün Apo’ya güvenin gerisini merak etmeyin diyenler bugün silahın gücünden medet umar hale geldi. Zamanında doğru bir siyaset izlense bugün bu kadar büyük bir bedel ödemek söz konusu olmayacaktı. Aslında bir şey yanlışsa zıddı doğrudur diye bir şey yok. Bazı hallerde ikisi de yanlış olabilir. Toplumsal olaylar için mutlak doğrular yerine esnek doğrulardan söz etmek daha doğrudur. Şartlar değiştikçe politikaların değiştirilmesi, yenilenmesi, güncellenmesi gerekebilir. Esas olan hedeflerin değişmemesi, izlenecek yöntemin buna uyarlanmasıdır. Bunun anlamı şudur; dün dokunmayın PKK’ma tavrı ne kadar yanlışsa bugün de meseleyi sadece silaha havale etmek o kadar yanlıştır.
Terör örgütünün bir amacı, bir hedefi var. Hepimiz biliyoruz ki nihai hedef ; Türkiye’den toprak koparmak, bir PKK devleti kurmaktır. Kürt meselesi veya Kürdün bir meselesi yoktur. Ezildik, bittik,haklarımız gasp edildi propagandalarının ardında gizlenen budur! İsyana,kalkışmaya haklılık kazandırmak ancak ezilmişlik,sömürülmüşlük edebiyatı ile mümkün olduğu için bilinçli olarak bu yol tutuluyor. Bir kitle haksızlığa uğradığına ikna edilmeden isyana sürüklenemez.
O yanlış, bu yanlış, peki ne yapılmalı? Elinde silah olana çiçek atılmaz,onun hakkı silahla ve şiddetle mukabeledir. Ancak aslolan o gençleri silaha,teröre sürükleyen fikirlerle mücadeledir. Bölünmenin, parçalanmanın,terör örgütünün tuzağına düşmenin yanlışlığını ortaya koymaktır.Gençleri eline silah almaya müsait hale getiren fikri zemini kurutmaktır. Asker,polis orada mücadele ederken havuzun bazı yazarları PKK terör örgütü değildir demeye devam ederse o silahlı mücadele hiç bitmez. HDP gibi bir parti hendeklerin önünde gösteri yapar bu ülkenin askerini,polisini suçlamaya devam ederse orada terör bitmez. Belediyeler teröristleri ödüllendirmeye devam ettikçe dağa çıkışlar durmaz. Terörle asıl mücadele fikir cephesinden verilir. Hala ortada terörün anlamsızlığını ortaya koyacak, örgütün umutlarını kıracak bir yazı ortamı yok. Güvenlik güçlerinin kanlarıyla temizlemeye çalıştığı bir ihaneti medyada mevzilenmiş kripto PKK’lılar yeniden diriltiyor. Mücadelenin bu cephesi ihmal edildikçe terör mücadelesinden netice almak mümkün değildir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.