
Devlet Bey'e ilk açık mektup
Sayın genelbaşkan'ım bu size ilk açık mektubumdur.
MHP'yi 1997'den bugüne fedakarlıklarla getirdiğiniz için size teşekkür eder,ellerinizden öperim.
Bir partinin bitmesi veya bitmemesi ile değildir bizim kaygımız,bizim kaygımız bir büyük davanın bitirilmesidir.
Şahsım hem 7 Haziran sürecinde,hem 1 Kasım sürecinde,,Gümüşhane ve İstanbul'da ôzellikle hareketin başarısı için madden ve manen çalıştım.
Tam kırk yıllık MHP'liyim,Başbuğumuzdan sonra sizin genelbaşkan olmanız gerektiğini, bunun için birikiminiz ve Harekete olan sadakatınızın yeterli olduğuna inananlardandım.
18 yıldır MHP'nin genelbaşkan'ı sizsiniz,inanıyorum MHP'yi yönetmek çok zor bir iştir,fakat MHP'liler size kendilerine ters gelen işlere rağmen tartışsalarda,asla ihanet etmemişlerdir.
Ben inanıyorumki;sizin MHP'ye olan kaygınız hepimizden fazladır,çünkü ateşten gömlek sizin üzerinizdedir.
Başbuğdan sonra %8'den aldığınız MHP oylarını bugünlere getirdiniz,bugünlere gelen MHP yarınlar için umut olması gerekmektedir...
MHP bugün umut olmak bir tarafa...
13 yıllık AKP iktidarı'nın Türkiye'yi getirdiği noktayı bırakalım...
Aldığımız oy miktarını bir tarafa bırakalım...
MHP'nin alttan gelen ülkücülere verdiği hiç bir ümit olmadığı gibi...
Üsttüne üstlük dinamik ülkücü hareket gençlikten oy alamamaktadır...
Türkiye'nin genç nüfusu başka yerlere yönlenmektedir.
Bunun sorumluluğu elbette hepimizde olduğu gibi, üretmeden sadece genelbaşkan'ım siz daha iyisini bilirsiniz diyerek,siz ve size itiraz etmeyen yakın çevrenizdir.
Muhalefet olup , iktidar olmadan 2 milyon oy kaybeden ilk parti herhalde MHP olmuştur.
Türkiye iki partili başkanlık sistemine doğru ilerlemektedir,MHP'nin bu sistemin dışında kalması için her şey yapılmaktadır...
MHP'ye biçilen rollere bizde malesef?bilerek veya bilmeyerek destek vermekteyiz.
Şahıslara takılarak yorum yapmak istemiyorum fakat,bazı noktalarıda yok farkedersek nedenleri asla bulamayız...
Türkiye'de seçimin kaderini parti liderleri belirlemektedir,milletimiz parti liderlerine oy vermektedir.
MHP'deki yorgunluk ve bezginlik milletimize yansımıştır.milletimiz yönetimde heyecan ve icraat beklemesine rağmen, MHP'nin kendi kendine yaptığı siyaset özellikle milletimiz tarafından kabul görmemiştir.
Türk milleti popilizmi sevmektedir...
Türk milleti bildiğini saklayan veya konuşulacak yerde konuşmayan lider istemiyor...
Türk milletine derdimizi anlatamadığımızı düşünüyorum...
Hayır derken hayırı anlatamıyoruz,evet derken evet'imizi anlatamaz hale geldik.
Gerçekten ülkücüler ipeğe sarılmış birer Çelik olduğunu, 1999 seçimlerinden bugüne göstermiştir,partisi için bütün fedakarlıkları genel manada yapmıştır.
Bu hareketin mensupları 50 yıllık MHP tarihinde ciddi bir şekilde iktidar görmediği halde...
Adam yerine koyulmadığı halde, asla partisini ve liderini satmamıştır.
2002 seçimlerinde yerle bir olan koalisyon ortaklarımız DSP ve ANAP tarihin karanlık sayfalarına gömülmüş,ülkücüler MHP'nin yok olmasına bir parti olarak değil,bir büyük davanın dâvâcısı olduğu için sahip çıkmıştır.
Ülkücü harekete ömrünü veren fedakar ülkücülere tanımadığınız kontenjan adaylıklarını,ne yidüğü belli olmayan insanlara verdiğiniz halde,büyük bir ızdırapla yine partisine oy vermiştir.
Sayın genelbaşkan'ım sizin benden sonra ülkücü hareket ne olur düşüncenizi ve telaşınızı anlamaktayım,bu saatten sonra göreve ısrarla devam etmenin ne zatialinize nede davamıza fayda sağlayacağına malesef? İnanmıyorum.
Görevden ayrılması gerekenlerin bu konuda size devam edin diyerek,kendi koltuklarını koruma hesabı yaptıklarına inanıyorum.
Sayın genelbaşkan'ım inanın ülkücüler size büyük saygı göstermektedir.
Türkiye'nin ve partimizin geldiği konum;sizin yapılacak kongre ile , görevi hareketi ileriye götürecek bir ülkücüye teslim etmenizdir.
Ben etrafınizdaki insanlardan daha fazla dostum size,bu köşede ne yazıyorsam,kıyıda köşede aynı şeyleri söylüyorum.yüzünüze ayrı arkanızdan ayrı konuşanlardan asla değilim,ben sizin elinizden gelen her şeyi yaptığınıza inandığım gibi,milletin size artık başbakan'lık şansı vermeyeceğine inanıyorum.
Ülkücü hareketin geleceği hatta Türkiye'nin geleceği sizin iki dudağınız arasındadır,sizin bütün bu konulara dikkat ederek,hareketin geleceği ile ilgili hareket edeceğinize inanıyorum.
"Önemli olan hareketin geleceğidir,asla şahısların geleceği değildir"
Değerli genelbaşkan'ım Türkiye'nin muhtelif yerlerinde partinin kirasını ödeyebilmek için,banka kredisi alan veya babasından atasından kalan tarlasını toprağını satan , il ve ilçebaşkanları tanıyorum.
Maddi durumu iyi olanlar il veya ilçe Başkanı olmuyorlar,davanın yükünü hayatını zorluklarla geçiren fedakar insanlar çekmektedir.
Ülkücülerin yapmış olduğu bu büyük fedakarlıklar karşısında,genelmerkez'inde yönetim zaafiyeti varsa eğerki var,bu insanlara umut olacak herşeyi ortaya koymasının,davamız için en büyük fedakarlık olacağına inanıyorum.
Bu dava hepimizin davasıdır...
Bu parti hepimizin partisidir...
Bu sorumluluk hepimize aittir...
Yetkisi olanların sorumluluğuda üzerine alarak, hareket etmesinin gereğine inanıyorum...
Bütün bunları gözümüzün önüne getirdiğimiz zaman,hepimizden fedakarlık ve feragat bekliyorsak, bunun yukarıdan aşağıya doğru başlamasının gerekli olduğuna inanıyorum.
Sayın genelbaşkan'ım bütün yaptığınız işleri samimiyetle ve ülkücü sorumluluğu ile yaptığınıza inancım sonsuzdur.
Samimiyet veya sorumlulukla davranmak eğer fayda getirmiyorsa,milletimizin sesine kulak vermemiz gerekmektedir.
Milletimiz yolsuzluk çamuruna batmış bir partiye eğer oy veriyorsa,muhalefetteki partilerin uzun uzun düşünmesi gerekmektedir.
İsrarla görevimizin başındayız diyerek,milletimizin verdiği mesaja kulak tıkamanın,milletimize ve ülkücü harekete zarar vereceğini en iyi sizin bileceğinize inanıyorum.
İkinci mektubumda bizim nerede hata yaptığımızı, size dost görünüp düşmanlık yapanlara inat yazacağım.
Lider'e saygı şanımızdır,
Dava'ya sadakatımız şerefimizdir
Allah'a emanet olunuz
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.