
DEVLET BİR DAHA MASAYA OTURURSA BURAYA GELEMEZ!
AKP genel başkan yardımcısı S.Özdağ hafta sonu Diyarbakır'da 50 civarında STK temsilcisi ile buluştu. Bölgenin nabzını yerinde tutmaya çalıştı. STK temsilcileri bölge ile ilgili düşüncelerini aktardılar. Terörle mücadele konusunda gördükleri eksikleri söylediler.
Bugüne kadar Güneydoğu'ya gidenler hep PKK güdümündeki STK'larla muhatap oldular. Döndüklerinde onların ayrıştırıcı taleplerini bütün bölgenin isteği olarak lanse ettiler.Bölgeyi vatandan kopmuş,kaybedilmiş gibi gösterdiler.Farklı sesleri, farklı düşünceleri görmezden geldiler.
Halbuki, bölgede PKK ve onun siyasi uzantısından rahatsızlık duyan büyük bir kitle var. Çok değil,bir kaç yıl öncesine kadar AKP bölgenin birinci partisi idi. Yanlış politikalar,özellikle terör örgütüne itibar kazandıran çözüm süreci bütün dengeleri tersine çevirdi.Devlet örgütü adam yerine koyunca vatandaş ta PKK'nın ileride bölgede oynayacağı rolü düşünerek ona meyletti.Şimdi bunun faturasını hep beraber ödüyoruz.
Toplantıda serdedilen görüşler sorunun kaynağında bulunanlar tarafından dile getirildiği için büyük önem taşıyor. Ana başlıklar altında ifade etmek gerekirse STK temsilcilerinin çoğu terörle mücadelede kararlı olunmasını talep ettiler. Örgütün bütün umutlarının kırılmasını aksi takdirde başa dönüleceğini söylediler. Bir STK temsilcisinin,eğer devlet bir daha masaya oturursa,bir daha buraya gelemez, sözü hem çözüm sürecinde yapılan yanlışları hem de bundan sonra yapılması gerekenleri özetler mahiyetteydi.
Bir kurum müdürünün PKK'nın türevleri olan Gençlik ve Destek Evlerinin 2 ayda 52 bin kayıt aldığına dair beyanı dikkat çekiciydi. Daha önce Belediye Kültür evlerinin terör fabrikası gibi çalıştığını gündeme getirmiş terörle mücadelenin sivrisineklerle sınırlı kaldığını ifade etmiştim. Bu Gençlik ve Destek evleri HDP'li belediyelerin kontrolünde çalışıyor.Örgüt kültürü,ayrışma bilinci bu merkezlerde veriliyor.Daha önce bölgede Cemaate ait onlarca okuma salonu da kapanınca bir anda bu evler mantar gibi çoğalarak üç rakamlı sayılara ulaşmış... İki aylık dönemler halinde çalışan bu merkezlerin 52 bin kayıt alması korkunç bir rakam.Aynı süre içinde Aile ve Sosyal Politikalar bakanlığına bağlı bir kaç destek evi ancak 2 bin kayıt alabilmiş. Talebe rağmen yeni merkezlerin açılmaması gençleri,çocukları PKK'nın kucağına itmiş. Terörle mücadelenin belki de en önemli ayağı olan fikri/ideolojik boyutunun ihmal edilmesi, PKK'nın gençlik üzerinde istediği gibi oynamasına yol açmış. Devlet teröristle uğraşırken bu merkezler yeni militanlar üretmeye devam ediyor.
Toplantıda bir STK temsilcisinin,biz örgüt burada silah depoluyor dediğimizde devlet aklımızla alay ediyordu serzenişi de önemliydi.Aslında alay eden devlet değil mevcut iktidarın her şeyi bildiğini sanan politbürosuydu.Bugün terörün maliyetinin bu kadar yükselmesinin nedeni de her türlü bilginin kendi tekellerinde olduğunu düşünen bu anlayış biçimidir.Fikri,siyasi tekelleşmenin başladığı yerde her türlü eleştiri bir düşmanlık biçimi ve tehdit olarak algılanır. Zamanında farklı görüşler bu kadar düşmanca tepkilerle karşılanmasa, belki Güneydoğuda bugün daha olumlu bir tablo ile karşılaşabilirdik.
Bazı temsilciler operasyonların halkın hayat alanlarını daraltmayacak, sempatisini kaybetmeyecek tarzda yapılmasının gereğine işaret ettiler. Ama en önemli vurgu mücadelenin kararlılıkla sürmesi ve örgütün umutlarının kırılması yönündeydi.Toplantıda kimse Özerklik,Öz yönetim gibi konulara girmedi, bu yönde bir talepte gelmedi. AKP ilk defa dinlemesi gerekenleri dinledi, onlarda sorunun en yakın tanıkları olarak tecrübelerini aktardılar.Umarım AKP'nin politika yapıcıları bu sağduyulu seslere kulak vererek bir STK temsilcisinin söylediği gibi, devlet bir daha masaya oturursa bir daha buraya gelemez ikazına kulak verir, bir daha aynı hataya düşmezler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.